Sur'daki kilisede aylardır ibadet yapılamıyor

09:03

JINHA

AMED - Sur Kaymakamlığı "Halk ibadetini yapamıyor" diye Sur'da 9 mahallede sokağa çıkma yasağını kaldırdığını duyururken, Diyarbakır Kilisesi'nde aylardır ibadetini yapamayan cemaat bir dernek odasında ibadet ediyor.

Binlerce yıllık tarihi ve çok kültürlü yapısı ile bilinen Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 70 gündür devam eden kuşatma ve saldırılar nedeniyle cami ve kiliselerde halk ibadetini yapamıyor. Sur'da 27 Ocak'ta diğer mahallelerde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ise 3 Şubat'ta "ibadethanelerde icra edilen din hizmetlerinin sunulmasında ve vatandaşlarımızın bu hizmetlere ulaşmasında sorunlar yaşanmaktadır" gerekçesiyle kaldırılmıştı. Ancak yasağın kaldırıldığı duyurulan Alipaşa Mahallesi'nde ibadet hala yapılamıyor. Diyarbakır Kilisesi'nin bulunduğu mahallede cemaat, saldırılar nedeniyle ibadetini Diyarbakır Protestan Hıristiyanlar Derneği'nde yapmak zorunda kalıyor.

'Kilisede değil, bir odada ibadetimizi yapıyoruz'

Sur içindeki kuşatma ve saldırılarından tedirgin olduklarını dile getiren Diyarbakır Kilisesi'nin ruhani önderi Ahmet Güvener, 3 aşkın süredir kilisede ibadet yapamadıklarını söyledi. Kayapınar ilçesinde dernekleri olduğunu ve orada dairenin odasında ibadetlerini yaptıklarını ifade eden Ahmet, "Kilisede yapacağımıza ibadetimizi küçücük yere sığdırmaya çalışıyoruz. Bizim cemaatimiz çokta fazla değil ama buraya sığacak kadar da az değiliz. Biz gerçekten de acı çekiyoruz. Olmamız gereken yer kilisedir. Sur içerisinde ibadet etmemiz gereken yer orasıdır" dedi.

'Sur'daki kiliseler acı çekiyor'

Sokağa çıkma yasağından ve saldırılardan dolayı sadece Diyarbakır Kilise'sinin değil Meryem Ana Kilise'sinin de kapalı olduğuna dikkat çeken Ahmet, "Meryem Ana Kilise'sinde şu anda, ibadet olmuyor. Herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen kapalıdır. Ama cemaatin kendisi gerçekten çok büyük bir kaygı içerisinde, oraya gitmeyi istemiyor. Dolayısıyla bizim cemaat de oraya gittiğinde tedirgin oluyor" dedi. Herkesin inancını özgürce yaşayabilmesi için barış ortamının sağlanması gerektiğine vurgu yapan Ahmet, "Bu savaş hiç kimseye kesinlikle ne batıya, ne kuzeye ne de doğuya bir şey getirmiyor, kazandırmıyor. Eninde sonunda bu barış olacak ama bu barışı biz ne zaman, ne kadar çabuk gerçekleştirirsek ve yakalarsak yaralarımız o kadar çabuk iyileşir" diye konuştu.

'Cenazelerin ailelere verilmesi gerekiyor'

Bir inanç lideri olarak Cizre ve Sur'da yaralı yurttaşlara ve cenazelere işkence yapılmaması gerektiğinin altını çizen Ahmet, şunları söyledi: "İnsanın etnik kimliği, hatası, günahı ve sevabı ne olursa olsun kutsalda olsa günahkar da olsa bir insan ölmüşse kesinlikle o cenaze artık Allah'a teslim olmuştur. Cenazelerin ailelerine verilmesi ve toprağa verilmesi gerekiyor. Sur'daki cenazelere işkence etmek ve yahut hakaret etmek hiçbir insanın yapamayacağı bir şeydir. O artık hükmedecektir ya da özgür bırakacaktır, ona bırakmak lazım, onun merhametine sığınmak lazım."

'Bu şekilde ibadetlerimiz sağlıklı olmuyor'

Diyarbakır Kilise'sinin cemaat üyesi Neslihan Baysal da kiliselerinde özgürce ibadet etmek istediklerini söyleyerek, "İki hafta önce en son orada ibadet yaptığımızda bomba sesleri altında çok tedirgin oluyorduk. Şuanda hiç giremiyoruz o taraflara herkesin sadece bizim kilisenin cemaatinin dışında da bu halkın da, bu bölgede yaşayan tüm insanların tek isteği gerçekten huzurlu bir şekilde o sokaklarda dolaşabilmek ve yaşamaktır. O sokaklarda yaşayan insanların tekrar evlerine dönmelerini istiyoruz. Biz sadece kendi açımızdan bakmak istemiyoruz, biz kilisemize gidelim orada yaşayan insanlar da rahat ve huzurlu bir şekilde oralarda dolaşabilsin, çocuklar tekrar eskisi gibi oynayabilsin" dedi.

(ea/gc)