Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - Kürdistan'da uzun süredir devam eden kuşatma ve katliamları değerlendiren HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçiğit, kadınların öncülük gücünün iktidarlar üzerinde korku yarattığına dikkat çekerek, "Silopi'de katledilen 3 siyasetçi kadın şahsında savaş kazanılmak istendi. Savaşı kazandığını düşünen iktidar tam tersine kaybetti. Çünkü direnişçi kadınların arkasından mutlaka binlerce kadın harekete geçer ve kadınlar harekete geçti" dedi.

Kürdistan'da 2 ayı aşkındır yaşanan saldırı ve kuşatma sonucu birçok sivil yaşamını yitirirken, yüzlerce sivil yurttaş ise yaralanıp gözaltına alındı. Son süreçte AKP ve Cumhurbaşkanının emriyle gerçekleşen katliama her alandan tepkiler yağıyor. Tepkilere rağmen bildiği yoldan şaşmayan hükümet, sivilleri 'terörist' ilan ederek katliamlarını meşrulaştırıyor. Katliamlara ilişkin ve yaşanan çatışmalı sürece dönük değerlendirmelerde bulunan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürdistan'da devam eden ablukanın hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğini belirterek, hiçbir anayasada, uluslararası sözleşmelerde şehirlerin açık cezaevlerine dönüştürülmediğini kaydetti.

'3 siyasetçi kadın şahsında savaşı kazandığını düşünenler kaybetti'

Türkiye'nin sokağa çıkma yasaklarını hiçbir anayasaya dayandıramadığını ifade eden Gülistan, il özel idaresinin yasakları bir mevzuata dayandırarak hukuksuz bir şekilde Kürdistan'ı abluka altına aldığını aktardı. Yasaklarla birlikte insanların en insani yaşam haklarının dahi ihlal edildiğinin altını çizen Gülistan, yasakların uygulandığı alanlarda yüzlerce sivilin yaşamını yitirdiğini, katledilenlerin çoğunlukla kadın ve çocuklar olduğunu söyledi. Savaş alanlarında ilk hedef olarak kadın ve çocukların seçilmesinin tesadüf olmadığına vurgu yapan Gülistan, tüm iktidarların kendilerini tehdit eden ve öncülük gücünü sezdiklerini hedefine koyduğunu belirtti. Kadınların öncülük gücünün iktidarlar üzerinde korku yarattığına dikkat çeken Gülistan, "Silopi'de katledilen 3 siyasetçi kadın şahsında savaş kazanılmak istendi. Savaşı kazandığını düşünen iktidar tam tersine kaybetti. Çünkü direnişçi kadınların arkasından mutlaka binlerce kadın harekete geçer ve kadınlar harekete geçti" dedi.

'Hükümetin verdiği kararlar akıl tutulmasıdır'

Cizre'de günlerce bodrumda mahsur kalan ve sürekli top atışlarına maruz kalan sivilleri hatırlatan Gülistan, "Cizre'de evlerde, bodrumlarda mahsur kalan sivil halk 'terörist' ilan edilerek katledildi. Yaralılar kurtarılabilecekken devlet bile isteye onları ölüme terk etti. Binanın bulunduğu adres verildikten sonra etrafı ablukaya alınıyor. Yaralılar kurtulsun diye verdiğimiz adreslere özel olarak saldırıyorlar. Hükümetin verdiği kararlar bir akıl tutulmasıdır. 2016 yılının Türkiyesi'nde yaralıları almak için yapılan tüm girişimlere rağmen yaralıları ölüme tek eden ve katliam ortamını artıran aklı anlamak mümkün değil" diye konuştu.

'Ablukaların kırılması direnişten geçiyor'

Sur'un 68 gündür abluka altında olmasıyla birlikte en ağır silahlarla saldırılmasına rağmen direnişin sürdüğünü söyleyen Gülistan, Sur'da 68 gündür direnen halkın iradesi karşısında devletin bir bütünen kaybettiğini vurguladı. Gülistan, ablukaların bir an önce kalkması adına sol-sosyalist güçlerin, Türkiye halklarının ses çıkarması gerektiğinin altını çizerek, ablukaların kırılmasının direnişten geçtiğini belirtti. Gülistan, "Avrupa birliğinin ve Birleşmiş Milletlerin katliamların karşısında aldıkları tutum kabul edilecek bir tutum değildir. Çükü her daim kendisini demokrasinin beşiği olarak tanımlayan Avrupa'nın bu denli hak ihlallerinin yaşandığı Kürdistan'a karşı 3 maymunu oynaması sorunlu bir durumdur. Avrupa'nın tutumu siyasi çıkarlara göre değişiklik gösteriyor" diye belirtti.

Gülistan son olarak tüm Kürdistanlı ve Türkiyeli kadınların katliamlara karşı bir olup ses çıkarması gerektiğini vurguladı.

(şa/mg)