'Hangi sistem insan yakarak kendini var edebildi ki?'
10:50
JINHA
AMED - Kürdistan'da ki katliamlara direniş orucu tutarak sessiz kalmayan din alimleri Cuma günü yapacakları 'Barış duasıyla eylemlerini sonlandıracak. Cizre'de insanlık suçu işlendiğini belirten din alimi kadınlar, devlet katliam yaptıktan sonra sayılar üzerine oynayarak insanların katliamlara alışmasını istediğini söyledi. Kadınlar, "Hangi sistem insan yakarak kendini var etmiş ki, bunlar da etsin?" dedi.
Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyelerinin "Kürdistan'daki zulüm ve katliamlara karşı direniş orucundayız" sloganıyla başlattığı süresiz ve dönüşümlü direniş orucu 14'üncü gününde yapılacak olan ' Barış duası' ile sona erecek. Barış duasından sonra eylemselliklerine devam edeceklerini ve sessiz kalmamaya devam edeceklerini söyleyen alimler yapılacak duayla yapılacak olan barış şiarına herkesin katılımının olmasını istedi. Oruç tutan ve akşama kadar direnişe böyle destek veren alimler ve kadınlar Cizre ve Kürdistan'da yapılan katliam durmayana kadar sürekli eylemsellik halinde olacaklarını söyledi.
'Birlikte direneceğiz'
DİK Kadın Şura üyesi Duysal Karataş, "Bunu yaparak halkımıza destek veriyoruz ve yalnız olmadıklarını söylüyoruz. Tüm Diyarbakırlı kadınları yapılacak olan barış duasına katılmaya davet ediyorum" ifadelerini kullanarak kadınları desteğe çağırdı. Duysal yapılacak olan barış duasını katliamı kınadıklarını ve insanların ölmesini artık istemedikleri için 'Barış'a ses vermek' için yaptıklarını söyledi. Duysal " Bizim orada halkımız insanlarımız ölüyor. Bizde burada sessiz kalmayacağız. Direniş orucu ve bu dua sadece bir başlangıç bu savaş devam ettikçe bizde oradaki insanlarla birlikte direnmeye devam edeceğiz" dedi.
'Kadınlardan destek bekliyoruz'
Yapılan zulümlerin din adı altında yapılıp insanların kandırıldığını söyleyen Duysal "İslamiyet öldürme ve nefret etmeyi katliam yapmayı öğretmez. Kimse dinin gücünü bunu yapmak için kullanmamalı biz burada insanlar ölmesin diye oruç tutuyoruz. İslamiyet bunun için kullanılmalı ve insanlara faydalı olmalı. Tekbir getirerek insan öldürmekle iyi Müslüman olmuyorsun. Bu tür yalanlar yüzünden dinden soğuyan bir sürü kardeşimiz var. Bizde dinin onların anlattığı gibi olmadığını tersini yaparak gösterdik" diye konuştu. Duysal eylemselliklerinin sadece oruçla sınırlı kalmayacağını söyleyerek, "12 gün oldu Cuma günü sonlandıracağız. Çok anlamlı bir eylemdi. Vermek istediğimizi verip duruşumuzu ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Bu şekilde devam edecek olan eylemlerimiz var. Burada tüm insanlar direniyor. Şehrin dört bir yanında direniş var. Bizim de tabbiki sadece oruçla sınırlı kalmayacak ve devamını getireceğiz" diye kaydetti.
Kadınların özellikle yapılacak barış duasına gelmesini söyleyen Duysal "Özelikle kadınların gelmesi gerek ve ben tüm kadınları çağırıyorum. Biz direniş orucu eylemselliğini barış duasıyla eylemselliği bitecek. Kadınlarımız özellikle bu anlamda gereken onurlu mücadeleyi vermiştir ve vermeye de devam edecektir. O yüzden desteklerinden şüphem yok" diye konuştu.
'Cizre'de insanlık suçu'
DİK Kadın Şura üyesi Şimel Beğik ise özyönetim direnişlerine yönelik devletin vahşi saldırılarına dikkat çekti ve Cizre'de yaşanan insanlık suçuna işaret etti. Şimel, "Cizre'de yaralı olanlar bodrumdaydı biz bundan iki hafta önce Gire Mira'ya gitmiştik. Orada Mehmet Yavuzel'un annesinde oradaydı. Büyük bir acı annelerin yüreğinde açmışlar. O anneler her gün oradalar ve her gün ölüyorlar. Onun için bu anneler yüreği için onların yürekleri çok acı yaşamış" dedi. Yok, edilen toplum kadınların vicdanı var ettiğini dile getiren Şimel, "Bunun için Cizre'de olan katliam için öncesinde 60 kişi dediler daha sonra 30 kişi dediler ardından 8 kişi denildi. Bununla insanlar bu acıya alışsınlar, sayılar oynayarak insanları acıya alıştırmaya, katliamları kabul etmeye çalışıyorlar. Bununla şu anlama getiriyorlar, 60 kişi olsa herkes ayağa kalkacak daha sonra sayı azaltarak insanlar 8 kişi bir şey olmaz, böylelikle insanları acılara alıştırır hale getiriyorlar. Ama eğer insanların vicdanları varsa bir kişi bile olsa bizim ayakta olmamız gerekiyor" diye konuştu.
'İnsanlık suçu işleniyor'
Cizre'de insanların yakılarak katledildiğini ve bu zulmün neden yapıldığını soran Fahriye Çukur, "Orada insanlar öldürüyorlar, tanklarıyla, toplarıyla insanların evlerine saldırıyorlar. Saldırdıkları yerde insanlar, bebekler var, yaşlılar var bu insanları katledilmek istediler. Neden bu zülüm niye, neden Kürdistan'da bu zulüm yapılıyor, neden Ankara'da ve İstanbul'da değil? Neden Sur'da, Cizre'de ve Silopi'de yapılıyor? Bu insanlar Kürtçe konuşuyorlar diye mi, dilimiz ayrı diye böyle mi yapılır? Biz anneyiz, bu çocukları büyüttük, okula gönderdik, hayatımızı kurtarsınlar diye çocuklarımızı katlettiler, onları katlettiler. İnsanlar nerededir, niye kimse bu katliamlara ses çıkarmıyor. Kimse ses etmediğinde katliamlar çoğalıyor, her gün bir insan katlediliyor. İnsanların ölümü durdurulsun, ablukalar kaldırılsın Diyarbakır eski Diyarbakır olsun Sur'umuz eski Sur olsun" diye belirtti.
Rabia Balkan ise, "Cizre'deki halk nedir kâfir mi, Cizre nasıl olacak, nasıl öldürmüş, nasıl öldürebilir? Kâfirde böyle yapmaz, kimse halkına böyle bir şey yapmış mıdır, kim içerde olan yaralıları, insanları infaz etmiş, hangi devlet böyle yapmış? Kâfir devlet, yeter artık, yeter… Barış olsun yeter. Biz Kürtler de durmayız, bir damla kanımız kalsa bile durmayacağız. Bir canlı Kürt kalsa bile Kürtler durmaz, durmayacakta. Ne zannediyorsunuz duracağını mı, vallahi biz sağ oldukça biz çocuklarımızın kanın arkasında olacağız, onların arkasında olacağız. Herkes başını kaldırsın, bu zulmü kabul etmesin. Allah barışı getirsin, barış gelsin" dedi.
(mm-ea/fk)