Cizre'de yürüyen anneler: Çocuklarımızı yaktılar bu nasıl bir vahşettir

17:45

JINHA

ŞIRNEX- Cizre'de vahşet bodrumundaki yakınlarını almak için bedenlerini siper ederek yürüyen kadınlar, "Çocuklarımızı yaktılar bu nasıl bir vahşettir? Çocuklarımızdan haber alamıyoruz yaşıyor mu yaşamıyor mu bilmiyoruz" dedi.

Cizre'de aileler günledir yaralı olan çocuklarını ve çocuklarını cenazelerini almak için girişimlerde bulunuyor ancak her defasında beyaz bayraklarıyla çocuklarını kurtarmaya giden annelere devlet güçleri zırhlı araçlarla duvar örüp engel oluyor ya da gözaltına alınıyor. Vahşet bodrumlarında yaşanan insanlık dışı olaya karşı bedenlerini siper eden kadınlar JINHA'ya konuştu.

'Oğlumdan haber alamıyorum'

İkinci bodrumdaki yaralılar arasında olan Fadıl Küçük'ün annesi Nafiya Küçük, evlerine topların atıldığını ve atılan toplar nedeniyle ailelerinin 5 parçaya bölündüğünü belirterek şöyle konuştu: "Benim çocuğum kendine berber dükkanı açmıştı bir ay çalıştırıyordu. Askerlikten yeni gelmişti. Benim oğlum kendi işinde gücünde olan bir insandı. Ondan hiçbir haber alamıyorum. İsmini televizyondan duydum. Yaşıyor mu yaşamıyor mu bilmek istiyorum, ben oğlumu istiyorum."

'Kızım babasız kaldı'

Fadıl'ın ın eşi Jiyan Küçük ise "Evimize top değdi hepimiz bir tarafa savrulduk ve birbirimizi kaybettik. Biz bu tarafa kaçtık eşim diğer tarafta kaldı. Kızım babasını fotosuna bakıp 'baba' diye ağlıyor" dedi. Jiyan eşinin yaşamıyla ilgi umutlu olmadığını da söyleyerek, "Benim kızım babasız kaldı başka çocuklar babasız kalmasın artık birileri bu vahşete 'dur' desin" diye konuştu.

'Öğrendim ki üçüncü bodrumdaymış'

Orhan Tunç ve Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç'un annesi Esmer Tunç da oğlu Orhan Tunç'la ilgili konuşarak, "Oğlum abisinin durumunu merak ettiği için Cudi Mahallesi'ne gitti sonra orda yaralandı bir ayı aşkın bir süredir ondan habersizdim. Birileri Batman'da birileri Cizre'de hastanede diyordu ama dün öğrendim ki üçüncü bodrumdaymış" dedi.

'Çocuğunun doğumunu göremedi'

Orhan Tunc'un eşinin önceki gece doğum yaptığına değinen Esmer, "Bu zulümdür. Benim oğlum çocuğunun doğumunu göremedi. Oğlumun ismi AİHM'e kadar gitti fakat bir şey çıkmadı. Gelinimi doğuma götürürken polisler 'teröristleri bitirdik' dedi. Terörist dedikleri hamile kadınlar, 2 yaşındaki çocuklar. 70 yaşındaki kadın Silopi'de 7 gün yerde kaldı. Cudi'de bir cenaze bulundu kulakları ve burnu yoktu hayvanlar yemişti. Daha önce aynı zulmü köylerde yaşadık şimdi şehirlerde yaşıyoruz, evlerimizi yakıyor, çocuklarımızı öldürüyorlar" dedi.

'Ne TOKİ'lerinde yaşarız ne de okullarına gideriz'

Çocukları Cudi ve Sur'da olanlara destek vermek için gelen Gulê Aşkın ise orada herhangi bir akrabasının bulunmadığını fakat ailelerin acısını derinden hissettiğini söyleyerek, şunları dile getirdi: "Avrupa devletleri gelip bir baksın dünyanın neresinde bunlar yaşanıyor. Filistin'de bile cenazeler ailelere veriliyor. Burası gibi yakılmıyor ve yakılan cenazelerin fotoları çekilmiyor. Evlerimiz yıkıldı ama biz gerekirse bahçelerimize çadır kurarı yaşarız. Bizi her gün öldürebilir cenazelerimizi sokağa atabilirler biz vazgeçmeyeceğiz. Ne onların TOKİ'lerinde yaşarız ne de çocuklarımızı onun okuluna göndeririz" diye tepki gösterdi.

Kızının isminin ikinci bodrumdaki yaralılar arasında olduğunu kaydeden Esmer Çıkmaz da "Benim kızım Yasemin Çıkmaz 15 yaşında bir çocuktu büyük patlamadan sonra ondan hiçbir haber alamadım. Çocuklarımız yaktılar bu nasıl bir insanlıktır. İsrail bile bunu yapmıyor" dedi.

(at-ab-ma/gc)