Cizre'de bir kadın avukatın adalet direnişi

11:45

JINHA

ŞIRNEX - Savaş hukukunun dahi asgari kurallarının yerine getirilmediği, insanların bodrumlarda yakılarak katledildiği Cizre'de her şeye rağmen vicdani ve mesleki sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan bir kadın avukat Filiz Ölmez. Tüm baskılarından nasibini alan Filiz, "Düşünün karakolda polisin fiziki olmasa da sözlü ve psikolojik saldırısına uğradığım için 155'i aramak zorunda kaldım" diyerek bir özet sunuyor.

İlçedeki avukatlardan Filiz Ölmez, emniyette polisin tehditleri nedeniyle 155'i aramak zorunda kaldığını, gelen polislerin de kendilerine hakaret ettiğini anlattı.
2 ayı aşkın süredir "sokağa çıkma yasağı" adı altında katliamların yaşandığı Cizre'de 3 avukat aktif olarak görev yapıyor. Savaş hukukunun bile işlemediği vahşet ve katliamların yaşandığı Cizre'de bir kadın avukat, vicdani ve mesleki sorumluluklarını yerine getirmek için kuşatma altında elinden geldiğinde hukukun uygulanması için çaba sarf ediyor. Avukat Filiz, Cizre'de yurttaşların arayabileceği kalan birkaç avukattan biri. Cizre'de yaşayanlar gibi "özel" uygulamalara maruz kalan Filiz, ilçe halkının yaşadığı tüm baskıları ve katledilme endişesinin kendilerinin de yaşadığını belirterek, "Yoğun bir şekilde top atışlarının ve saldırıların sürdüğü bir bölgedeyiz. Görevimizi tam anlamıyla icra edebildiğimizi söylemeyiz ki saldırılara gerekçe gösterilen, sokağa çıkma yasağının valilik tarafından açıklanmasının hiçbir kanunda yeri yok ve hukuka aykırı. Bu uygulama, temel insan haklarının ayaklar altına alındığı bir süreci doğurdu. Son iki ayda ortaya çıkan tablodan da bu durumu görebiliyoruz. Yıkılan evler, öldürülen çok sayıda sivil, çocuk, bebek, genç, üniversite öğrencisi… O kadar geniş bir skala ki bunları örgüt üyeliği ile sınırlandırmak mümkün değildir" değerlendirmesi yaptı.

'Emniyet yetkililerinin insafına bırakıldık'

İlk aylarda evlerini dışına dahi adım atamadıklarına dikkat çeken Filiz, "Çünkü ilçenin etrafını saran tanklardan top atışları yapılıyordu ve sokağa çıkan insanlar da keskin nişancılar tarafından vuruluyordu" dedi. İlerleyen zamanlarda adliyeye gidebilmek için ciddi bir biçimde imkanları zorladıklarını belirten Filiz, bu kez de adliyeye veya emniyete gidebilmelerinin emniyet yetkililerinin insafına bırakıldığına vurgu yaptı. Kendisine yönelik de emniyette baskıların olduğunu belirten Filiz, birkaç gün önce İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde yaşadığı bir durumu şöyle anlattı: "Kendimizi riske atarak bu fiziki imkansızlıklarla birlikte müvekkillerimizin gözaltı süreçlerine müdahil olmaya çalışırken önceki gün olduğu gibi aşağılayıcı, onur kırıcı ve insanlık onuruna aykırı uygulamalarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bir avukat dahi bu muameleyle karşı karşıya kalıyorsa varın Cizre'deki durumu siz tahmin edin. Gazeteci bir müvekkilimin gözaltına alınması sonucu karakola gittiğimde oradaki görevli polisin beni tanımasına rağmen hukuka aykırı bir biçimde çantamı aramaya çalışmasına karşı çıkınca, belindeki silahına güvendiğini söyledi. 'Canlı bomba olabileceğimiz' ithamlarına tüm karşı çıkışımıza rağmen bu muameleye maruz kalmaktan kurtulamadık. Bu da insan haklarının nasıl ayaklar altına alındığının bir göstergesidir. Düşünün karakolda polisin fiziki olmasa da sözlü ve psikolojik saldırısına uğradığım için 155'i aramak zorunda kaldım."

Tüm baskılara rağmen görevlerini yerine getireceklerini vurgulayan Filiz, yasağın sona ermesiyle birlikte ilçede yaşananları belgeleme ve gerekli işlemleri başlatma çalışması yürüteceklerini sözlerine ekledi.

(ekip/gc)