Yüksekova'da özgür basına yönelik baskılar kınandı

15:30

JINHA

COLEMERG – Yüksekova’da özgür basına yönelik baskıları protesto etmek amacıyla yapılan açıklamada konuşan DİHA İngilizce Haber Editörü ve Yüksekova Muhabiri Nedim Türfent, "Gazetecilik artık 'suç' sayılmakta, Ankara'nın tozlu raflarda kalmasını istedikleri şeyleri açığa çıkarmak 'örgüt propagandası' sayılmakta. Halka gerçekleri yansıtmak suçsa, biz bu 'suçu' işlemeye devam edeceğiz" dedi.

Hakkari’nin Yüksekova ilçesidne basına yönelik baskı, sansür ve tehditler ilçede bulunan gazeteciler tarafından yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Açıklamaya özgür basın çalışanları, HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan ve çok sayıda yurttaş da katılarak destek verdi. Üzerinde Apê Musa ve Kadri Bağdu'nun fotoğraflarının bulunduğu "Özgür basını susturamayacaksınız" pankartını açan gazeteciler, "Devlet bir yerde suç işliyorsa, ilk önce basını hedef alır" ve "Gerçekler karanlıkta kalmayacak" dövizlerini açtı.

Polisten 'çarşıyı boşaltın' anonsu!

Açıklama öncesi çok sayıda zırhlı araçla Cengiz Topel Caddesi'nin yarısını ablukaya alan devlet güçleri, "Çarşı merkezini boşaltın, müdahale esnasında zarar görmesin" anonsu yaparak kepenkleri kapattırmaya çalıştı. Eski Cezaevi Kavşağı'nda yapılan açıklamada konuşan Yüksekova Haber Genel Yayın Yönetmeni Erkan Çapraz, ülkede gazetecilerin haber yapamayacak hale geldiğine dikkat çekerek, "Haber sitelerimiz sansüre uğruyor, gazeteler üzerinde baskı uygulanıyor ve gazeteci arkadaşlarımız tutuklanıyor. Gazeteciler sokak ortasında darp ediliyor, başlarına silah dayanıyor. Özellikle DİHA üzerinde büyük baskılar var, DİHA Muhabiri Nedim Türfent hakkında tehditler söz konusu ve hayati tehlikesi bulunmakta" diye belirtti.

‘Bu ülkede gazetecilik suç sayılmakta’

Ardından konuşan DİHA İngilizce Haber Editörü ve Yüksekova Muhabiri Nedim Türfent, AKP hükümetinin Kürdistan'da başlattığı savaşla beraber özgür basına da savaş açtığının altını çizerek, "Apê Musalardan Gurbetelli Ersözlere, Kadri Bağdulara süregelen bir serüvenin ardılları olarak asla geri adım atmadık. DİHA ve JINHA muhabiri arkadaşlarımız bir bir gözaltına alınıp cezaevine atılıyor. Türkiye'de gazeteciliğin durumu dünya normlarına göre ortadayken, özgür basın yazmaktan vazgeçmeme görevini sürdürüyor. Bu ülkede gazetecilik artık 'suç' sayılmaktadır. Ankara'nın tozlu raflarda kalmasını istedikleri şeyleri açığa çıkarmak 'örgüt propagandası' sayılmakta. Halka gerçekleri yansıtmak suçsa, biz bu 'suçu' işlemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Son olarak konuşan Milletvekili Abdullah Zeydan, gazeteciliğin önemine vurguda bulunarak, "Eğer basın emekçileri olmasaydı, Türkiye'nin DAİŞ'e TIR'larla yardım gönderdiğini bilmeyecektik" dedi.

Açıklamadan sonra gazeteciler, "Özgür basın susturulamaz" sloganlarını atarak fotoğraf makineleri ve kameralarını yere bırakarak oturma eylemi gerçekleştirdi.

(ga/dc/mg)