'Bir fotoğrafla çocuklarımızı arıyoruz'

11:16

JINHA

ŞIRNEX - Cizre'de vahşet bodrumda katledilenlerden bedenleri morglarda bekletilirken, Silopi'de bu güne kadar 4 cenaze teşhis edildi. Ailelerin bekleyişi devam ederken aileler, "Başlarına ne geldi bilmiyoruz. Biz de bir fotoğrafla gelmişiz, görür müyüz görmez miyiz bilmiyoruz" diyor.

Cizre'de vahşet bodrumda katledilenlerden cenazesi morglarda bekletilmeye devam ediyor. Habur Sınır Kapısı geçici Adli Tıp Kurumu'nda da 50 cenaze teşhis için bekliyor. Ailelerin ATK'ye gelerek teşhis etmek istediği bedenlerin birçoğu da tanınmaz halde. Şimdiye kadar Silopi'de 4 cenazenin teşhis edildiği ATK'da ailelerin bekleyişi devam ediyor. Aileler yaşadıklarını anlatarak, "Başlarına ne geldi bilmiyoruz. Ölüler mi sağlar mı bilmiyoruz. Bir fotoğrafla aramaya geldik" diyor.

En son ikinci bodrumda olduğunu belirtilen Fidan Dadak'ın annesi Ayşe Dadak, "Bizde Cizre'deydik Fidan'ın amcası kalp krizi geçirdi. Benim de şekerim ve tansiyonum vardı. Bu yüzden biz de bu tarafa geçmek zorunda kaldık. Fidan'da arkamızdan gelecekti. Ama gelemedi. Orada kaldı. Başına ne geldi bilmiyoruz. Ölü mü sağ mı bilmiyoruz. Fidan'ı bulmak için ailemizden biri Mardin'e, biri Urfa'ya bende Silopi'ye geldim. Başına ne geldi bilmiyoruz. Bizde bir fotoğrafla gelmişiz, görür müyüz görmez miyiz bilmiyoruz" diye kaydetti.

17'sinde Fidan...

Fidan'ın ikinci bodrumda olduğunu hatırlatan Ayşe, "Onun ikinci bodrumda olduğunu kardeşi televizyondan izlemiş. Bana öyle söyledi. Sadece bodrumda ismi olduğunu öğrendik. Bir fotoğrafla onu aramaya geldik. Sokağa çıkma yasağı başlamadan bir hafta önce 17 yaşına girmişti. Ölü mü sağ mı bilmiyoruz" şeklinde ifade etti.

'Barış için Cizre'ye gitmişlerdi...'

Üçüncü bodrumda olan Fatma Demir'n ailesi de Silopi'de bekleyen aileler arasında. Fatma'nın dayısı Şahin Demir, Fatma'nın Muğla Üniversite'sinde öğrenci olduğunu ifade ederek, "AKP hükümeti Cizre'de bir katliam yaptı. Oda arkadaşları da barış için Cizre'ye gitmişlerdi. Üçüncü bodrumda mahsur kaldı. Çevrelerini sardılar. Onlarla telefonda konuştuk. Yaralı olmadıklarını ancak bodrumdan çıkamayacaklarını da belirttiler. Bodrumda mı yoksa başka bir yerde mi katledildi bilmiyorum. Cenazesi nerede onu da bilmiyoruz. Bizi hem bodrumda katlettiler hem de kimyasal attılar hem de günlerce morgda bekletiliyorlar. Cenazelerimiz tanınmayacak halde. AKP hükümetinin yaptığı katliamı lanetliyoruz. Devletten nefret ediyoruz. Buradan halkımıza sesleniyorum; herkesin bu katliamın bir daha yaşanmaması için ses çıkarması gereklidir" dedi.

'Devletin sistemi bizimle dalga geçiyor'

Derya Koç'un babası Kemal Koç, kızının en son telefonda kendisine ayağından yaralandığını ve yardım beklediğini söylediğini aktardı. Derya'nın etraflarının sarıldığını ve 20 arkadaşlarının katledildiğini belirttiğini aktaran Kemal, "Onların sesini dünyaya duyurmaya çalıştık. En son konuştuğumuzda durumlarının çok kötü olduğunu söylediler. Bir süre sonra haber alamadık. Onlara ne oldu bilmiyoruz. Hiçbir yerden haber alamadık. Devletin sistemi bizimle dalga geçer gibi konuşuyor. Bu ilk vahşet değil. Biz yüz yıldır hep ölüyoruz. Biz hep katliamlar yaşadık. Allah onların yanına bırakmasın. Bizim çocuklarımız silahsızdılar. Onları katlettiler" diye kaydetti.

(ht/gc)