Askerler tarafından darp edilen siyasi kadın tutsağa hücre cezası!

09:01

Rojda Oğuz / JINHA

WAN - Siyasi kadın tutsakların kaldığı cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri her gün yeni bir boyut kazanırken, Van M Tipi Kapalı Cezaevi'nde askerlerin fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kalan Şehrivan Çoban'a da darp raporu olmasına rağmen hücre cezası verildi.

Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde bulunan siyasi kadın tutsaklara yönelik hak ihlalleri gün geçtikçe artıyor. Siyasi kadın tutsakların kaldığı cezaevlerinde çıplak arama işkencesi, gebelik testi, doğum kontrol haplarının kadın tutsaklara zorla verilmesi gibi keyfi uygulamaların yaşandığı Van M Tipi Kapalı Cezaevi'nde kadın tutsaklar bu uygulamaların yanı sıra disiplin cezalarına da maruz kalıyor. Van M Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Şehrivan Çoban da avukatları ve tutuklu muhabirimiz Rojda Oğuz aracılığıyla yaşadıklarını aktardı.

Kadın tutsağa önce hakaret sonra şiddet

Siyasi tutsak Şehrivan, enfeksiyon rahatsızlığı nedeniyle hasteneye götürüldüğünü belirterek sonrasında yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Rahatsızlığımdan dolayı hastaneye götürüldüm. Benimle birlikte kadın adli tutsakta o gün hastaneye getirildi. Normal şartlarda yan yana bulunmamız yasaktır. Ama bu sefer hastane girişinde ayrı ayrı takılmış kelepçelerimiz birleştirilmeye çalışıldı. Neden böyle yapıldığına anlam veremedim. Benim koluma kadın asker girmeye çalıştı. Adli kadın tutsağın koluna girilmedi. Askerin koluma girmesini istemedim. Çünkü etrafım silahlı ve silahsız 15'e yakın asker ve cezaevinden gelen kadın gardiyan ile doluydu. Ne olduğunu sorduğumda, 'Kes sesini, işimiz bu. Sana mı sorucağız' diye hakaret etti."

'Asker kolumu kırmaya çalıştı'

Kendisine yapılan hakaretleri kabul etmediğini söyleyen Şehrivan, daha sonra rütbeli bir askerin yanına gelerek sol bileğindeki kelepçeyi sonuna kadar sıktığını ve sağ kolunu da sırtına doğru çevirip kırmaya çalıştığını ifade etti. Şehrivan, "Yapılan hakaretleri kabul etmediğim için üst rütbeli erkek asker yanıma gelerek, sol bileğimdeki kelepçeyi sonuna kadar sıkarak, sağ kolumu ise sırtıma çevirip kırmaya çalıştı. Canım yandı bağırdım. Kolumu bırakması için bağırdığımda beni eğip yine daha güçlü şekilde kolumu kırmaya çalıştı. 200 metre hastane girişine uzak hücreye kadar beni o şekilde kolumdan sürükleyerek götürdü. Bir yandan kolumu kırmaya çalışıyor diğer yandan 'Terörist, pislik sana bir şey olmaz' gibi acıdan hatırlayamadığım bir sürü hakaret etti. Hücreye girdiğimizde kolumu daha fazla kaldırarak kırmaya çalışırken duvara yaslanarak engel oldum. Bileğimdeki kelepçeyi uzun süre açmadılar. Kelepçeyi o kadar çok sıktıkları için kan dolaşımı olmadığı için kolumda morluklar oluştu. Adli kadın tutsağın tepki göstermesi üzerine kolumdaki kelepçeyi açtılar. Biraz daha geç kalınsa kolum kangren olacaktı" açıklamalarında bulundu.

'Darp raporum olmasına rağmen hücre cezası aldım'

Gördüğü şiddet ve hakaretin ardından kolunu kırmaya çalışan komutanın kendisine cezaevinde disiplin soruşturması açtığını belirten Şehrivan, "Bu yetmemiş gibi cezaevine geldiğimde bana hakaret eden ve kolumu kırmaya çalışan komutanın hakkımda disiplin soruşturması açtığını öğrendim. Bunun üzerine bende kendisinden şikâyetçi oldum ve darp raporu için hastaneye götürüldüm. Bana darp raporu verildi. Hastane görüntülerinde askerden yana olunmasa darp edildiğim açık bir şekilde görülecektir. Bu da yetmezmiş gibi 11 günlük hücre cezasına çaptırıldım" sözlerine yer verdi.

'Bize uygulanan baskılar ideolojik ve psikolojiktir'

Birçok kez hakkında soruşturmalar açıldığına dikkat çeken Şehrivan sözlerine şöyle devam etti: "Hakkımda birçok kez soruşturma açıldı. Her fırsatta psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldım. Yaşadığım bu durumların tamamıyla ideolojik saldırı ve yıpratmaya dayalı politikalar olduğunu biliyorum. Özellikle kadın siyasi tutsakların alındığını daha önceki pratiklerde de gördük. Var olan savaş ortamından ötürü devlet güçlerinin ve cezaevi idaresinin faşist tutumları her fırsatta görülüyor. Kürt halkına yönelik çökertme ve faşist yaklaşımlar tarihte olduğu gibi bugün Sur, Cizre, Silopi ve Nusaybin'de kendini açık şekilde hissettiriyor."

Ses eylemi cezaevi müdürünün uykusunu bozmuş!

Siyasi kadın tutsakların kaldığı koğuşun askerler tarafından basıldığını da aktaran Şehrivan, "Biz askerlere tepki gösterdiğimizde 'Biz istediğimizi yaparız. İstediğimiz kişiyi koğuşa getiririz sizin işiniz değil' dediler. Bunların yanı sıra Cizre ve Sur'da yaşanan katliamlara dikkat çekmek amacıyla PKK'li ve PJAK'lı tutsakların cezaevlerinde aldıkları karar dâhilinde her akşam saat 19.00'da ses çıkarma eylemi yapıyoruz. Eylem sonrası cezaevi idaresi 'cezaevi müdürünün uykusu bozuluyor'diye hakkımızda soruşturma açtı" diye belirtti.

(va/mg)