'Gazeteciler olarak eli kolu bağlı oturmak istemedik'
09:03
JINHA
AMED - Kürdistan'da çalışan gazetecilere destek vermek için Türkiye'nin batısından gelen gazeteciler Mart'ın sonuna kadar, haber nöbetini sürdürecek. Mehveş Evin, Diyarbakır'a gelen aydınların, gazetecilerin yaşananları objektif bir dille yansıtmasının önemli değişimlere neden olacağını aktararak, "Burada gazeteciler zor şartlar altında çalışırken biz eli kolu bağlı oturmak istemedik" dedi.
Türkiye'nin batısında görev yapan gazeteciler Kürdistan'da çalışan gazetecilerin alanlarda ne tür zorluklarla karşılaştığını görmek ve özellikle son dönemlerde artan baskı ve şiddete karşı dayanışmak amacıyla Diyarbakır'a geldi. Gazeteciler Mart ayının sonuna kadar "Haber nöbetini" her hafta yeni bir grup alanlarda çalışarak devralacak. Haber nöbetinin 3'üncü gurubunda yer alan ETHA ve ANF'den Arzu Demir, Cumhuriyet'ten Ceyda Karan Zete'den Cihangir Balkır, Sendika.org'dan Demet Yılan, Dokuz8haber'den Gökhan Biçici, Diken'den Hayko Bağdat ve Mehveş Evin, İleri Haber'den Metin Cihan ile Özgür Radyo'dan Semra Çelebi yer alıyor. Haber nöbetini yer alan Mehveş Evin ve Semra Çelebi haber nöbetini anlattı. Gazetecilerle dayanışmak ve bölgede neler yaşandığının görmek için haber nöbetine geldiklerini söyleyen Semra, Kürdistan'da neler yaşandığını tam anlamıyla bilmediklerini ve batıda takip ettikleri haberin içeriğinin doğruluğunun net olmadığını kaydetti.
'Bu şartlarda gazetecilik gerçekten zor'
Semra, batıdaki gazeteciler olarak Kürdistan'da nelerin yaşandığını hem kendi gözleriyle görmek hem de alanda çalışan gazetecilerin yaşadıkları zorlukları gözlemlemek istediklerini dile getirdi. Alanda bulunan gazetecilerin zor şartlar altında çalıştığını aktaran Semra, Kürdistan'da bulunan gazetecilerle dayanışmak adına nöbet eylemine katıldıklarını ifade etti. İMC TV'de Refik Tekin'in sokakta cenazelerin alamaya giden bir heyeti izlerken vurulmasına şahit olduklarını söyleyen Semra, "Beritan Canözer, heyecanlı olduğu için Diyarbakır E Tipi Cezaevinde tutuklu, pek çok arkadaşımız gözaltına alındı işkence gördü. Bırakılsalar bile onlarda pek çok yaralar bırakıldı. Bu şartlarda ve yaralarla gazetecilik yapmak elbette ki zordur" dedi.
'Kürdistan'da yaşananları aktarmayı görev bildik'
Batıda gazetecilik yapmalarına rağmen ruhen Kürdistan'da olduklarını dile getiren Semra, Kürdistan'da haber yapan gazetecilerin canları pahasına alanda çalışmaktan vazgeçmemelerinin kendilerini etkilediğini belirtti. Ekipler halinde Kürdistan'da yaşananları batıya aktarmayı görev bildiklerini dile getiren Semra, "Eğer gazeteciysek bunu yapmak zorundayız diye düşünüyorum. Diyarbakır'da tutuklu meslektaşlarımız için sembolik bir oturma eylemi yaptık. Bizler birkaç gün daha buradayız, buradaki gündemi buradaki meslektaşlarımızla bir arada takip etmeye ve elimizden geldiği kadar batıya duyurmaya çalışacağız" dedi.
'1990'larla yüzleşmediğimiz için bu günleri yaşıyoruz'
Diyarbakır'daki gazetecilerin çok zor şartlarda çalışırken, batıdaki gazeteciler olarak eli kolu bağlı oturmadıklarını dile getiren Diken yazarı Mehveş Evin ise, bölgenin dışındaki gazeteciler olarak Kürdistan'da çalışan gazetecilerle dayanışmaya bir mesleki dayanışma olarak başladıklarını söyledi. Nöbet eylemi başladığında mutlaka katılması gerektiğini düşündüğünü aktaran Mehveş, "Tutuklamaların olduğunu görüyoruz. Buradaki meslektaşlarımız bunu yaşarken biz eli kolu bağlı oturamıyoruz. Şu çok önemli hep beraber bir şey kurgulamak, aynı dili konuşmak bazen mümkün olmuyor. Ama gazetecilerin birinci görevi kamuoyuna doğru bilgi vermek, gerçekleri yansıtmaktır. Devlet eliyle tüm bağların önü kapatılıyor ve 1990'da da bu durum yaşandı. 1990'larda bununla yüzleşemediğimiz için belki bu günleri yaşıyoruz. Bunun acısının daha da katlanarak geldiğini görüyoruz" diye konuştu.
'Gazeteciler buraya gelip, görüp yazmalılar'
Tüm gazetecilerin Kürdistan'a gelmesi gerektiğini vurgulayan Mehveş, Cizre'de yaşanan katliamın iç yüzünü bildiklerini ancak bazı medya organları tarafından çarpıtıldığını vurguladı. Diyarbakır Sur'da katledilenlerin aileleri ile görüştüklerini dile getiren Mehveş, çocuklarını kaybeden ailelerin dertlerini anlamanın ve dinlemenin önemli olduğunu söyledi. Diyarbakır'a gelen aydınların, gazetecilerin yaşananları objektif bir dille yansıtmasının önemli değişimlere neden olacağını aktaran Mehveş, "O yüzden burada olmayı önemsiyorum. Özellikle de daha önce çok az gelmiş ya da barış zamanında gelmiş gazetecilerin buraya gelmesini çok önemsiyorum. Umarım duyarlar bu sesimizi. Gelsinler kendi gözleriyle görsünler, karar versinler ona göre yazsınlar diyorum. Oturdukları yerden bir takım kaynaklardan ellerine verilen bilgilerle oturup kalkmasınlar. Sivil dayanışmayla Diyarbakır'da kimsenin yalnız kalmadığını ve aynı ülke üzerinde yaşadığımızı unutmadan felaketlere sürüklenmeden böyle karşı durabiliriz" diye belirtti.
(ea-rt/be)