Gülistan Kılıç Koçyiğit: Bu süreci örgütsüz karşılayamayız

09:08

Ceren Karlıdağ/JINHA

İSTANBUL - HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, kadınların topyekûn savaş sürecini örgütsüz karşılayamayacaklarını belirterek, "Bizler mahallede, sokakta, kentte her yerde kadın meclisleri kuracağız. Bu meclisler aynı zamanda yaşamımıza yönelik bütün karşı duruşları boşa çıkarmak için de temel bir örgütlenme aracıdır" dedi.

Kürdistan il ve ilçelerinde devam eden katliamcı politikalar Kürt halkının özyönetim iradesine çarparken, bir yanda batıda artan kadın katliamları ve bir yanda da anayasa yapım tartışmaları Türkiye gündemini belirliyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ile topyekün kadınların hedef alınmasını, anayasa tartışmalarını ve HDK Kadın Meclisi'nin yeni dönem yapacağı çalışmaları konuştuk.

'Kadınlara dönük cinsiyetçi bir politika var'

AKP ve sarayın Kürdistan'da devreye koyduğu savaş konseptinden en çok kadınlar ve çocukların mağdur olduğunu dile getiren Gülistan, "Birincisi onların hedef gözetilerek katledildiğini görüyoruz. İkincisi göçertilme planları ile yaşam alanlarını terk etmek zorunda olduklarını görüyoruz. 'Burayı tarayacağız', 'kimyasal atacağız' gibi tehditlerle yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Bir de bu savaşın içinde batıya da yansıyan yargısız infazlar ve katliamlar olduğunu biliyoruz. İstanbul'da savaş sürecinde 6 kadın arkadaşımız yargısız bir şekille infaz edildi. Bütün bu süreçte kadına dönük genel ve cinsiyetçi bir politika var" dedi.

'Özgecan'ı katledenlerle kadınları teşhir edenler aynı'

AKP'nin iktidar olduğu andan beri kadınların her zaman cinsiyetçi politikalara maruz bırakıldığını ifade eden Gülistan, "Devletin ne yetkili ağızları cinsiyetçi söylemleri ilk elden söyleyenler, kadına misyon biçenler. Buna karşı duran, mücadele eden, yaşamını, bedenini, emeğini savunan kadınları da kendilerine düşman olarak görüyorlar. Özgecan Arslan cinayetinin birinci yıl dönümünde katliamı lanetlemek ve bir daha kadın katliamı olmaması için alanlara çıkmaya hazırlanırken, Cizre'de katledilen kadınların fotoğraflarını yayınladılar. Bir yıl önce katledilen Özgecan ve ondan sonraki bütün kadın katliamlarını yapan, işkence ettiği kadınların çıplak fotoğrafını yayınlayan zihniyet aynı kaynaktan besleniyor" diye konuştu.

'Senin de sonun böyle olur…'

Kadınlara bu kadar fütursuzca saldırmalarının temel sebebinin ise kadınları korkutmak ve sindirmek dolduğunu ifade eden Gülistan, "Kürdistan'da bunu yaparak en batıda ki kadına 'senin de sonun böyle olur' mesajı vermek istiyorlar. Ama bizim cevabımız belli. Daha fazla mücadele edeceğiz ve bütün bunları yok etmenin yol ve yöntemlerini hep beraber bulacağız" dedi.

'Her yerde kadın meclisleri kuracağız'

Bütün bu tecavüzcü politikaları boşa çıkarmanın en önemli yönünün örgütlenmek olduğunun altını çizen Gülistan, kadınların ise özgün örgütlenme mekanizmaları yaratması gerektiğini ifade etti. HDK Kadın Meclisi ve HDK Genel Kurulu'ndan geçirdikleri önergeler ile yeni dönemi nasıl karşılayacaklarına dair kararlar aldıklarını söyleyen Gülistan, "Bunların en başında da meclis şeklinde örgütlenme geliyor. Bizler mahallede, sokakta, kentte her yerde kadın meclisleri kuracağız. Bu meclisler aynı zamanda yaşamımıza yönelik bütün karşı duruşları boşa çıkarmak için de temel bir örgütlenme aracıdır" diye konuştu.

'Koordinasyon kadınları bir araya getirecek'

27 Şubat'ta Genel Kadın Meclis toplantısı yapacaklarının da bilgisini veren Gülistan sözlerine şöyle devam etti: "Toplantıda kadın koordinasyonu seçeceğiz. Bu koordinasyon örgütlü olmadığımız alanlarda, batıda kadınları örgütlemek, yan yana getirmek ve ortak sorunlar etrafında bir aradalığını artırmaya yönelik çalışacak. Bu noktada elbette savaş birinci sorunumuz çünkü barışın olmadığı yerde kadın kıyımları da artacaktır. Öncelikli hedefimiz, barışın sağlanması ve Kürt Halk Lideri Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kırılarak müzakerelere geri dönülmesi. Bunun dışında özellikle batıda emeğimizin ucuzlaştırılmasına, eve kapatılmaya, bedenimize yönelik politikalara karşı da örgütlenmek gerekiyor. Hepsi HDK'nin sorunu olmak dışında bütün STK'nın ve kadın örgütlerinin meselesidir. Bunun için 'beraber ne yapabiliriz'i ortaya koyabileceğimiz mekanizmalar ihtiyacımız var."

Tüm kadın katliamlarına ve sindirme politikalarına karşı kadınların güçlenerek ilerlediğini vurgulayan Gülistan, Kürdistan'da kadınların yaşam alanlarını terk etmemek için direndiğini batıda ise yine kadınların savaşa karşı en net sözü söyleyenler olduğunu ifade etti.

'Demokratik anayasanın ön koşulları yok'

Anayasa tartışmalarına da değinen Gülistan, "Savaş koşullarında barışçıl, demokratik bir Anayasa yapılamayacağını biliyoruz. Erdoğan, başkanlık sistemini kurumsallaştırmak için bir tuzak kurmaya çalışıyor. Ya 12 Eylül Anayasası ya benim başkanlık anayasam diyor. Bizim üçüncü bir yoluz var ve biz bu ülkenin özgürlükçü, eşitlikçi bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ama savaşın odluğu, insanların katledildiği, kadınların bedenlerinin teşhir ettiği bir ortada eşitlikçi bir anayasa yapılanacağını ifade ediyoruz. Bunun öncelikli koşullarının yaratılması gerekiyor" ifadelerinde bulundu.

'Kadınlar müdahil olmazsa eril bir anayasa yazılacak'

Kadınların da mutlaka anayasa yapım sürecinde müdahil olması gerektiğini söyleyen Gülistan, "Eğer öyle olmazsa bu anayasayı da yine erkek yazacaklar ve kendilerinden doğru, kendi iktidar ve eril yapılarını devam ettirmek için hazırlanan bir anayasa olacak. AKP'nin zaten bütün söylemlerinde kadını bu süreçten uzak tutmak istediğini görüyoruz. Bunun için biz fiili olarak buna müdahil olacağımız yol ve yöntemler aramalıyız. Bu da sokakta güçlü olmak bu anayasanın eşitlikçi ve özgürlükçü olması için diretmektir. Bunun koşulları yok evet ama bunu söylemek, demokratik bir anayasa için ortam istemek bizim temel yaklaşımımız olmalıdır" diye belirtti.

'Bu süreci örgütsüz karşılayamayız'

Son olarak anayasa ve barış için geniş bir şekilde söz söylemek gerektiğini ifade eden Gülistan, "Bunun için biz HDK Kadın Meclisi olarak ayın 27'sinde yapacağımız meclis toplantımıza herkesi çağırıyoruz. Gelecek süreci nasıl örgütleyeceğimizi beraber tartışalım. Süreç biz kadınların örgütsüz mücadele edeceği bir süreç değildir. Bütün kadın katliamlarına, cinsiyetçi söylemlere ve politikalara karşı beraber mücadele etmemiz hayati önem taşıyor" diye dile getirdi.

(ck/mg)