Figen Yüksekdağ: Bu ülkede barış isteyenler katlediliyor

10:25

JINHA

İSTANBUL - Suruç Katliamı'nın 7'inci ayında aileler Kadıköy'de 33 dakikalık oturma eylemi yaptı. Eylemde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Bu ülkede gerçekleri ortaya çıkaranları vuruyorlar, barış isteme cesareti gösterenleri katlediyorlar" diyerek, tüm Türkiye halklarını zulme karşı barış mücadelesinde birlikte hareket etmeye çağırdı.

Suruç Aileleri İnisiyatifi, 33 sosyalist gencin katledildiği Suruç Katliamı ile ilgili her ay Kadıköy'de gerçekleştirdikleri 33 dakikalık oturma eyleminin dördüncüsünü yaptı. Halitağa Caddesi üzerindeki HDP Kadıköy İlçe Örgütü önünde bir araya gelen aileler, "Gizlilik kararı kaldırılsın", "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartları ile "Suruç'u unutma unutturma", "Acının dili ortak" dövizlerini taşıdı. Ayrıca aileler pankartların üzerine mumlardan "Cizre" yazarak Cizre'de yaşanan katliamı kınadı. Suruç Aileleri İnisiyatifi, katledilen 33 gencin posterlerini taşırken sık sık, "Suruç'u unutma unutturma", "Suruç şehitleri ölümsüzdür" sloganlarını attı. Eyleme Suruç Gazileri, katliamda arkadaşlarını kaybeden SGDF üyeleri ile HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ katıldı. Eylem katliamda yaşamını yitiren Uğur Özkan ve Cemil Yıldız'a ithaf edildi. Eylemde Cemil Yıldız'ın yıllarca devrimci gelenek olarak biriktirdiği gazete kupürlerinden oluşan arşivi kızı Gamze Yıldız'a hediye edildi.

'Suruç'tan Cizre'ye katilleri tanıyoruz'

Eylemde basın açıklamasını okuyan Cemil Yıldız'ın kızı Gamze Yıldız, barışın adının bile suç olduğu, insanların acılar içinde zulme mahkûm edildiği günlerden geçildiğine dikkat çekerek, "Yaşatılan tüm katliamları ayrım yapmadan yüreğimizde hissediyoruz. Bizler 33 can paresini toprağa filiz filiz ekmiş, güzel gülüşlü evlatlarını sonsuzluğa uğurlamış, acılı ama inadına güçlüyüz. Barışın ilmek ilmek örüldüğü topraklarda hiçbir şey yapamazsa da yemek yapmaya giden annelerimiz, devrimin işçisi babalarımızı ve özgürlük ateşi ile kucaklaşmaya giden evlatlarımızı yitireli 214 gün oldu" dedi. Katliamlarla halkların yıldırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Gamze, "Dün Cizre'de bodrumda yanmış insan bedenleri çıkarılırken, şimdi de Sur'da, İdil'de katliamlar yapılmakta ve Rojava toprakları bombalanmakta. Suruç'tan Cizre'ye katilleri tanıyoruz" şeklinde konuştu.

'Uğur halkların acılarına karşı duyarlı bir çocuk olarak büyüdü'

Suruç katliamı dava dosyasına getirilen gizlilik kararına tepki gösteren Gamze, "Suruç katliamı gizlenirken tahinin sayfalarına yeni karanlık suçlar ekleniyor. Adaleti sorulamayan her katliam sonraki katliamın yolunu hazırlıyor. Ağır bedeller ödeyen aileler olarak diyoruz ki sorumlular yargılanmalıdır. Yaşanan tüm katliamların sorumlularını yargılanması ve dava üzerindeki gizlilik kararının ortadan kaldırılması talebimizi bir kez daha yineliyoruz" şeklinde belirtti.

'Uğur hayatı boyuncu zulümleri görerek büyüdü'

Suruç katliamında yaşamını yitiren Uğur Özkan'ın babası Mehmet Özkan da, Uğur'un hayatı boyunca haksızlıkları ve zulümleri görerek büyüdüğünü dile getirdi. Kürt hakkını yaşadığı zulümlere karşı her zaman halkların acılarına karşı duyarlı bir çocuk olarak büyüdüğünü ifade eden Mehmet, "Sadece Kürtler değil bütün ezilen halklara yardım etme duygusu ile yaşadı. Somali'ye dahi gitti orada yaşayan hakların çektiği acıyı yerinde görmek ve yardım etmek istedi. Bu nedenle kendi halkı ile de dayanışmak için Kobanê'ye gitmek için yola çıkmıştı. Yurtseverlikten fazla insanların kıymetini biliyordu. Ama devlet onun halklarla dayanışmasına izin vermedi" şeklinde ifade etti.

'Katliamın üstü örtüldükçe Türkiye'de güneş doğmaz'

Son olarak konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ konuştu. Ailelerin sadece gerçeklerin açığa çıkarılmasını istediğine dikkat çeken Figen, "Bu ülkede gerçekleri ortaya çıkaranları vuruyorlar. Gerçeklerin peşinden koşanları katlediyorlar. Barış isteme cesareti gösterenleri katlediyorlar. Aradan aylar geçmesine rağmen gerçeğe ulaşma mücadelemizi, yaşamı büyütme mücadelemizi kararlıca büyütüyoruz" dedi. Kaos içinde esas günün meydanlarda ışık olmayı başarabilmek olduğunu ifade eden Figen, "Katliamın ardından adalet arayanlar mumlar yaktığı sürece bu karanlık bizi boğamayacak. Burada oturan aileler Ankara'daki katliamı da yüreklerinde hissettiler. Aileler acılar hiçbir zamana ayrılmasın dediler. Katliamın üstü örtüldükçe Türkiye'de güneş doğmaz" sözlerini dile getirdi.

'Halklar olarak demokrasi mücadelesinde birleşmeliyiz'

Katliamlar açığa çıkmadıkça halkın yüzünün gülmeyeceğine dikkat çeken Figen sözlerine şöyle devam etti: "Anaların, babaların yüzü yerde olduğu sürece, diğer halkların ağız dolusu gülmesi mümkün değildir. Ölüm ve zulüm üreten bu siyaset bitmediği sürece bu topraklarda ağız dolusu gülmek mümkün değildir. Komşuluk yapmak, el ele vermek, ortak acılar ve ortak sevinçlerde birleşmek zorlaşıyor. Ama hala bir umut var. Bir şans var. Ölümlere karşı bu zulme karşı demokratik ve insani değerlerde buluşarak, biz Türkiye halkları bu umudu büyütebiliriz. Hala Cizre'de katledilen canların cenazeleri bodrumdan çıkarılmadı. En ahlaksız, akıl dışı vahşet ve işkenceyi yaşadık. Bu yaşananlar bu ülkenin yüz karasıdır. Bizler bir kez daha katliam, vahşet ve zulüm siyasetine karşı bütün Türkiye halklarının adalet barış ve demokrasi mücadelesinde birleşmesi çağrısı yapıyoruz."

'Gidenlerin sözlerine bağlı yürümek boynumuzun borcu'

Figen, "Katlettikleri canlarımıza verdiğimiz sözler var. O sözlere bağlılık temelinde bu topraklarda yürümek bizim boynumuzun borcudur. 33 gencimiz iktidara büyük bir insanlık mesajı verdi. Kobanê'de yaşayan kardeşlerimizin ve orada katledilen halkın yaralarını sarmak için Kürt halkı ile dost olmak için bir adım attılar ancak o sınırlardan geçmelerine izin verilmedi. Ama 33 insanın Suruç'tan verdiği mesaj insanlık tarihi sayfalarına geçti. İşte bugünde Suriye sınırlarından öteye savaş değil, işgal değil barış ve dostluk mesajlarını iletmek zorundadır bütün Türkiye ve bütün toplum. Barışa inanan kardeşlerimizin yaptığı gibi o topraklara barış elini uzatmaktır yapılması gereken" ifadelerinde bulundu.

(sg/mg)