'Batı halkı Sur'da yaşananları hayal edemeden süreci anlayamaz'
09:05
JINHA
İSTANBUL- BİGK üyesi Füsun Çeliker, Cizre'de yaşanan katliamın Sur'da tekrarlanmaması ve Kürdistan'daki imha politikaların son bulması için tüm kesimlerin bir araya gelerek, mücadeleyi yükseltmesi gerektiğini söyledi.
AKP'nin savaş politikalarının ülkeyi karanlık bir sürece soktuğunu ve bu süreçte önce kadınların hedef alındığını belirten Barış için Kadın Girişimi (BİKG) üyesi Füsun Çeliker, kadınlar öncülüğünde sürdürülen direnişin daha da örgütlü bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Füsun ayrıca bu süreçte toplumun tüm farklı kesimleriyle güçleri birleştirme ve dayanışma çağrısı yaptı.
'Yaşam koridoru açılmalı'
Cizre'nin acısı henüz dinmeden ve Cizre'deki hakikatler batıya aktarılmadan Sur'da da aynı fotoğrafla karşılaştıklarını dile getiren Füsun, "Sur' da sokağa çıkma yasağı 83 güne ulaştı. Aşağı yukarı 3 aylık bir süre. Düşünün ki, üst katlar bombalanacağı için bir bodruma sığınıyorsunuz. 20-30 kişisiniz, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve yaralılar var. Ve orada 3 ay gibi bir zaman geçirmek zorundasınız. Suyununuz, ilacınınız, bebeklerin mamasına kadar her şey bitiyor" şeklinde konuştu. Orada yaşananları batıdaki insanların hayal edemediği sürece, neler olduğunu anlayabilmek için zorlanacaklarını söyleyen Füsun, Sur' daki borumda mahsur kalan DİHA muhabiri Mazlum Dolan'ı hatırlatarak, yaşam koridorunun açılması konusunda da çalışma yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
'Duymak isteyen kulaklar, görmek isteyen gözler gerçekleri görür'
"Görüyoruz ki hiçbir insani duyguları kalmamış. 90'larda Kürdistan'da görev yapan bir takım derin devlet elemanları oradalar. Çok büyük bir kin ve devletin aldığı çöktürme kararı doğrultusunda bu saldırıları düzenliyorlar" diyen Füsun, sosyal ve alternatif medya sayesinde haberlerin anında burada duyulabildiğini, 90'larda ki gibi olmadığını belirtti. Füsun bu sayede katliamları duymak isteyen kulakların ve görmek isteyen gözlerin gerçekleri görebilme imkanı olduğunun altını çizdi. İktidar ve devlet tarafından batıda yaratılan sessizlik algısını kırmak için yaptıkları girişimlerin engellenmeye çalışıldığına da değinen Füsun, "Ne yazık ki yine devletin ve polisin bize karşı giriştiği çok haince saldırılar nedeniyle gerçekler tam olarak batıya yansıtılamadı. Ama inatla devam etmemiz gerekiyor" dedi.
'Mücadelemizi güçlü bir şekilde örgütlemeliyiz'
Yaşananları sadece, başkan olmak yada iktidarını korumak isteyen birinin 'delirmesi' şeklinde basit algılanmaması gerektiğine değinen Füsun, bunun devletin, Ergenekon'un, silahlı kuvvetlerin ve derin güçlerin birlikteliği olarak algılanması gerektiğine vurgu yaptı. Füsun, "Karşımızda çok güçlü bir düşman var. Sadece Kürtlere ve Kürdistan'da yaşayanlara değil hayatı hepimize dar etmek istiyorlar. Arkasındaki gücü görmez ve mücadelemizi de ona göre biçimlendirirsek kazanma şansımız yoktur. Bu gücü iyi görüp bizde çok güçlü bir şekilde örgütlenmeliyiz" açıklamalarında bulundu.
'Kürdistan ve batı arasındaki kadın dayanışması kırılmamalı'
Devletin kadının örgütlü gücünü bildiği ve bu nedenle özellikle kadınları hedef aldığını, ifade eden Füsun, "Kürdistan'da kadının taşıdığı değer, annenin taşıdığı değer, batının anlayamayacağı kadar çok özel. Dolayısıyla orada kadınlara uygulanan cinsel saldırılar, tacizler, sözlü ve fiziki saldırılar mücadeleyi parçalamak ve oradaki hayatın devamını çökertmek için yapılıyor. Batıda hangi görüşte olursa olsun her kadının, en azından kadınlara uygulanan şiddete karşı çıkması gerekiyor. Ve biliyoruz ki kadın mücadelesi çökertilirse orada devletin projesi hayata geçmiş olacak. O nedenle kadın dayanışmasının batıyla Kürdistan arasında kırılmamasına özen göstermemiz gerekiyor" açıklamalarında bulundu.
Sur'da sadece direnenlere karşı büyük bir saldırı yürütülmediğini, kentlerin talan edildiğini, tarihin yok edildiğini ve yerine sanki hiçbir şey olmamış gibi yeni yerleşim alanlarının yapılmak istenmesinin görülmesi gerektiğini dile getiren Füsun, bu noktada batıda yürütülen mücadelenin artması gerektiğine vurgu yaptı.
(ce/ck/mg)