Hediye'nin çocukları hesap soruyor: Annemizi neden öldürdünüz?

09:54

JINHA

ŞIRNEX - Cizre'de devlet saldırılarının ilk günlerinde evinin önünde 8 kurşunla katledildi Hediye Şen. Geride üç çocuğu kaldı. Hediye'nin çocuklarından 8 yaşındaki Kevser gözlerine yerleşen hüzün ve öfkeyle hesap soruyor: "Benim annem size ne yaptı, onu niye öldürdünüz!"

Katliamın en ağırına, direnişin ise en görkemlisine şahitlik eden Cizre'de her insan hikayesi yazılmalı ki bir halkın tarihi anlatılırken unutulmasın. Botan'da bu günlerde hangi kasabaya ve köye gitseniz bir Cizre hikayesi bulursunuz. Herkesi; en güzel anlarını resmettikleri çocukları, eşleri, kardeşleri, anaları ve babalarını tarihin en büyük katliamlarından birinde yitirenlerin gözlerindeki hüzün ve dillerindeki kararlı cümleler karşılar. O yüzdendir ki onurun peşinden gidenlerin ve geride kalanların hikayesi hiç durmadan anlatılmalı.

Kevser'in gözlerindeki hüzün ve öfke

Ama ille de çocuklar yazılmalı. Tıpkı Cizre ablukasının 4. gününde evinin önünde devlet güçlerinin 8 kurşunla katlettiği Hediye Şen'in çocukları gibi. Kevser 8, Kenan 4 ve Hamdiye 2 yaşında. Annelerini yitireli daha iki ay oldu. Çocuklar Cizre'den o günlerde çıkmışlar ve şu anda Güçlükonak'a bağlı Damlabaşı (Dilopkê) köyünde büyük anne ve dedesinin yanında yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Kevser'in gözlerindeki hüzün ve öfke anlatıyor annesini ne kadar çok özlediğini. Hamdiye yaşadıklarından habersiz her gün annesini bekliyor ve Kenan buruk bir gülümseme ile buyur ediyor bizi.

'Bu çocukların ah'ı kalmayacak onlarda'

Hediye'nin eşinin annesi Halime Şen, kucağında küçük Hamdiye ile söze başlıyor: "Bu çocukların ah'ı kalmayacak onlardan." Halime de, Cizre'de yaşayanlardan Sur Mahallesi'ndeki evini devletin saldırıları nedeniyle bırakmak zorunda kalmış.

Evinin önünde katledildi

Hediye'nin Cudi Mahallesi'ndeki gecekonduda çocukları ve eşiyle birlikte mütevazı bir yaşam sürdüğünü söyleyen Halime, "Bir gecekondusu vardı. Evinin lavabosu dışarıdaydı. Gece lavaboya gitmek için evden çıkıyor. Kapısının önünce çıkında işgalci devlet güçleri bunu tarıyorlar. Eşi Mahmut dışarı çıkıyor. Bu arada elektrikler kesiliyor. Oğlum lavaboya gidip bakıyor, görmüyor. Dönünce Hediye'nin cenazesine takılıp düşüyor" diyerek yaşananları dile getiriyor.

'Çocukları getirdin, anneleri nerede?'

Halime o geceyi iç çekerek şöyle anlatıyor: "Vurulmadan bir gece önce konuştum onunla. Bana 'Bizim yanımıza gelin' dedi. Ben de 'İki tane bodrumumuz var, devlet evi üzerimize yıkmazsa bir sorunumuz yok. Yıkarlarsa da biz de komşularımız, arkadaşlarımızla aynı akıbeti yaşarız' dedim. Bu benim onunla son görüşmem oldu. Ertesi gün gece oğlum aradı. 'Anne, Hediye'yi vurdular' dedi. Çıkamadık, sabaha kadar bekledik. Elimizden hiçbir şey gelmedi. Oğlum da kapıyı kapatıyor, çocuklar görmesin diye. Hediye'nin cenazesinin üzerine geliyor. Üzerine bir battaniye seriyor ve beklemeye başlıyor. Sabah olduğunda çocuklarını alıp bizim eve geldi. Ben 'Yavrularını getirdin de, anneleri nerede?' diye sordum ve ağlamaya başladık."

'Dini bütün kendi halinde bir yaşamı vardı'

Cenazeyi alabilmek için Hediye'nin eşi Mahmut Şen'in üç defa emniyet amiri ile görüştüğünü belirten Halime, "Öyle günlere kaldık ki cenazemizi alabildiğimiz için bile neredeyse mutlu olduk" diyerek yaşatılan zulmü aktarıyor. Hediye'nin çocuklara yardım ettiğini ve kendi halinde biri olduğunu söyleyen Halime, "Birçok öğrencisi vardı. İğne yapmayı biliyordu. Herkese yardımcı oluyordu. En son da 25 öğrencisi vardı, Kuran öğretiyordu onlara. Mahalledeki kadınları onun arkasında teravih namazı kılıyordu" diyerek Hediye'yi anlatıyor.

'İşgalci katiller öldürdü, üç çocuk yetim kaldı'

Hediye'den geriye kalan çocuklarını bağrına bastığını belirten Halime, özellikle 2 yaşındaki Hamdiye'nin her gün annesini sorduğunu gözyaşlarıyla anlatıyor ve dudaklarından şu cümleler dökülüyor: "İşgalci devlet onu öldürdü. Üç çocuğu yetim kaldı. Sürekli bana annelerini soruyorlar. Küçüğü babasına 'Ne zaman annemin yanına gideceğiz?' diye soruyor. Büyük kız ile erkek çocuk annelerinin öldüğünü biliyor. Ama küçüğü daha anlam veremiyor. Kenan 'Annemi toprağın altına koyduklarını gördüm' diyor. Allah hakkını yerde bırakmasın. Her gün annesini soruyor. Allah bu çocukların hakkını yerde bırakmasın."

'Annemi neden öldürdünüz katiller'

Kamerayı kapatıp Hediye'nin çocukları ile konuşuyoruz. Ortanca çocuğu Kenan, "Annemi özledim" derken, Kevser öfke ile hesap soruyor: "Benim annem size ne yaptı, onu niye öldürdünüz!"

(ekip/sy)