Ayşe, 'Silopi'yi terk etmeyeceğim' demişti evden çıktığında

09:01

Handan Tufan / JINHA

ŞIRNEX - 'Silopi'yi evimi terk etmeyeceğim' demişti Ayşe, bir yaşındaki oğlu Rustem'e süt almak için evden çıktığında. Elinde sütle vuruldu Ayşe Buruntekin ve cenazesi 6 gün boyunca kızı Hatice'nin yanında kaldı.

37 gün boyunca sokağa çıkma yasağının sürdüğü Silopi'de 7'si kadın 29 sivil katledildi. Yavaş yavaş yarasını sarmaya başlayan Silopi katledilenleri de unutmuyor. Direnişte 9. günde katledilen Ayşe Buruntekin'in mezarının yerini dahi bilmiyor çocukları. 6 gün boyunca annesinin cansız bedeni ile kalan Hatice'ye kalıyor annesini anlatmak ve "Mezarı bulana kadar yastayız" diyor.

'Bende onunla kaldım'

Sokağa çıkma yasağında Ayşe "Ben evimi terk etmeyeceğim" diyor ve Hatice ile bir yaşındaki kardeşi Rustem anneleriyle kalıyor. "Evimizde kalmak istedik. Nereye gidebilirdik ki" diye soran Hatice, Ayşe'nin Rustem'e süt almak için çıktığı sırada vurulduğunu anlatıyor. Hatice, "O sırada çatışmalar yoktu. Kapının önünde annemi vurdular. Annemin vurulduğu zaman yengem yanındaydı. Birlikte dışarı çıktıkları esnada keskin nişancılar tarafından hedef alınarak vurulmuş. O esnada yengem içeri girdi bağırarak annemin vurulduğunu söyledi. Dışarıya gittiğimizde annem komşunun bahçesinde cansız bir şekilde yatıyordu. İlk esna da yaralıydı. Polisleri aradık ambulans istedik yine de yollamadılar. Teyzemler bahçeye inerek merdivenden sedye yaptılar ve annemi eve taşılar" diye yaşananları aktarıyor.

'9 çocuğu annesiz bıraktılar'

"6 gün bir odada annemin ölü bedeni yanımızda kaldı" diyen Hatice daha sonra yaşananları şöyle anlatıyor: "Sonra onu iple bağladılar. Bir sedye üzerine attılar ve camiye götürdüler. Orada da 3 gün kaldı. Sonra bize anons ettiler 'çıkın dışarıya' diye. Bizi evden çıkardılar. Biz 'cenazemiz var onu da alacağız' dedik. İzin vermediler. Kapalı spor salonuna götürdüler. Orada 'yarın cenazenizi alabilirsiniz' dediler. Ama hiç kimse bize cenazeyi vermedi. Annemi hastane morguna, daha sonra Şırnak'a, oradan da Habur Sınır Kapısına götürmüşler. Daha sonrada gömmüşler. Bunların hiç birinden haberimiz olmadı. Annemin mezarının nerede olduğunu bile bilmiyoruz. 9 çocuğu annesiz bıraktılar."

'Kardeşimi bana emanet etti'

Ayşe süt almak için evden çıktığında Rustem'i ablasına Hatice'ye emanet ediyor. "Ben sivilim bana bir şey yapmazlar" diyerek başında beyaz tülbendiyle çıkıyor evden Ayşe. "Çıktığı sırada bir çatışma dahi yoktu, sütü bile elindeydi" diyen Hatice anlatmaya devam ediyor annesini ve yaşadıklarını: "6 gün ben o sütü kardeşime verdim. O süt annemin ölümüne neden oldu. Halen mezarının nerede olduğunu bilmiyoruz. Hiçbir şey söylemiyorlar. Kardeşlerim her gün 'Annemiz ne zaman gelecek? Annemiz nerede?' diye soruyor. Ben her gün bir şeyler uyduruyorum. 1 yaşında kardeşim var. Ona ben bakıyorum. Her akşam ağlıyorlar, her gün annemizi soruyorlar.

'Bahar aylarını çok severdi'

Annemle arkadaş gibiydik. Annem 19 yaşında evlenmiş. Kendi halinde bir kadındı. Hiçbir zararı yoktu kimseye. Bütün komşularımız annemin iyiliklerinden bahseder. Çok cana yakın biriydi. 46 yaşında yaşamını yitirdi. Anne bile diyemiyorduk çünkü çok gençti. Çok iyi bir annemiz vardı. Bir tek bizimle değil herkesle öyleydi. Hayvanları çok severdi. Özellikle bahar aylarını çok seviyordu. Hiç durmuyordu. Onun hayvanlarını da öldürdüler.

'6 gün kokladım, sohbet ettim...'

Sonra geldiler bizi zorla evimizden çıkardılar. Annemizi katlettiler. Biz evimizi bırakmak istemedik. Sokağa çıkma yasağının ilk 8 günde çok mutluydu. Bahçede zılgıt çekip tenekelere vuruyordu. Ses çıkarıyordu, 'biz buradayız biz hiç yere gitmemişiz' diye. 9. gününde katledildi. Çıktığı sırada bana 'Rustem'e iyi bak. Ben gidiyorum' dedi. Öleceği içine doğmuştu. Öyle söyledi gitti. Cansız bedeni geldi. 6 gün onun cansız bedeni ile konuştum, dertleştim. Ona 'kalk' dedim, 'kalk sohbet' edelim dedim. Ama ses vermedi. 6 gün boyunca öptüm, kokladım."

(gc)