YPS-JIN Komutanı: YPS demokratik özerkliğin teminatıdır
09:07
JINHA
ŞIRNEX - YPS-JIN Komutanı Yıldız Cûdi, Kürt halkının özyönetim direnişine ilişkin açıklamalarda bulunarak, devlet güçlerinin Kürt halkının direnişine yönelik saldırılarını ve katliamcı uygulamalarını değerlendirdi. Yıldız, "Türk ulus-devleti zulmü altında her daim dıştalanan kesimlerin iradesinin artık ortaya çıkması gerekiyor. Artık Kürt halkı diliyle, kimliğiyle, kültürüyle kendi kendini yönetmek istiyor. Bu ulusal bir duruştur. Bu direniş halkların gasp edilen haklarının alınması mücadelesidir. YPS ise demokratik özerkliğin teminatıdır. Nasıl ki DAİŞ vahşeti direniş ruhuyla darbe aldıysa AKP'de bu akıbeti yaşayacak" dedi.
Şırnak YPS-JIN komutanlarından Yıldız Cûdi, Kürt halkının özyönetim direnişine ve devletin direnişe yönelik saldırılarına ve katliamcı uygulamalarına ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. Kürt halkının direnişini selamlayarak konuşmasına başlayan Yıldız, "Kürt halkı bu yıl direnişini özyönetim ekseninde geliştirdi. Demokratik özerkliğin bir formülasyonu olan özyönetimler de kendini yönetmeyi amaçlar. Bunun Kürt halkı ve Türkiye halkları için nasıl bir anlamı var, onu konuşmak gerekir. Egemen sistem kendini ulus-devlet olarak yürütür ve farklı kültürleri, halkların iradesini ve dilleri kabul etmiyor. Kabul etmediği gibi de buna karşı direniş gösteren kesimlere da şiddetle saldırır" açıklamasında bulundu.
'Halklar özgürlük istemlerini yerel yapılanmalarla öne çıkarıyor'
Yıldız, son yıllara bakıldığında ezilen, istemleri kabul edilmeyen ve sistem dışına itilen halkların özgürlük istemlerinin daha çok öne çıktığını belirterek, "Tüm dünyaya da baktığımızda artık bölge inisiyatifleri öne çıkıyor. Bu bölgelerde de dıştalanan halkların kültürleri ve dilleri yaşam alanı bulmaya başladı. Bunu Amerika'da, Hindistan'da ve daha birçok yerde farklı farklı şekillerde görebilmekteyiz. Bazı yerlerde federasyon, bazı yerlerde otonomi, bazı yerlerde kantonal bir şekilde yaşam buluyor. Bu da artık halkların kendi özgürlük istemlerini yerel yapılanmalarla, inisiyatiflerle öne çıkardığını gösteriyor. Biz bunları da ancak özgürlük istemleri olarak tanımlayabiliriz" dedi.
'Kuzey Kürdistan'da ulusal direniş gerçekleşiyor'
Halkların direnişlerinin özellikle Kuzey Kürdistan'da başka bir anlam taşıdığına değinen Yıldız, "Kuzey Kürdistan'da bu yıl Cizre, Sur, Silopi, Nusaybin, Derik, Dargeçit ve Şırnak şahsında ortaya çıkan direniş çok anlamlıdır. Bunları nasıl değerlendirmeliyiz? Birincisi bu direnişlerin ulusal bir yanı var. Peki bu direnişlerin ulusal yanı nedir? Artık Kürt halkı diliyle, kimliğiyle, kültürüyle kendi kendini yönetmek istiyor. Bu ulusal bir duruştur. Kürt halkı kendi toprağında işgal olmadan, soykırım olmadan kendi kendini yönetmek istiyor. Bu kendi kendini yönetmenin muhakak ki; ekonomik, hukuki, kültürel, sağlık ve toplumsal ihtiyaçlara göre konumlanması boyutları var. Toplumsal ihtiyaçlara göre halk kendi ihtiyaçlarını devletin zulmü ve keyfiyetçiliği olmadan kendisi görmek istiyor. Bu çok doğal bir istemdir. Bu istemler sadece bugünün istemleri değil ancak bu yıl güçlü bir şekilde demokratik özerklik adı altında ortaya çıktı. Bu ulusal yanıdır işte" şeklinde konuştu.
'Bu direniş halkların gasp edilen haklarının alınması mücadelesidir'
Direnişin Türkiye boyutundan bahseden Yıldız, "Bu özyönetim direnişinin Türkiye'de demokrasiyi hayata geçirme gibi yanı var. Türkiye'deki farklı kültürler, farklı inançlar artık demokratik standartlarda yaşamlarını şekillendirmeli. Türk ulus-devleti zulmü altında her daim dıştalanan kesimlerin iradesinin artık ortaya çıkması gerekiyor. Bu direniş aynı zamanda tüm Türkiye içindir, dediğimiz zaman bunu kast ediyoruz. O yüzden bu direnişin hem ulusal hem de tüm ülkeyi demokratikleştirme boyutları görülmeli. Artık halklar kendi kendisini yönetmek istiyor. Diğer yandan bunu bir kopuş olarak ya da bir iç karışıklık çıkarma teşebbüsü olarak nitelendirenler bunu maksatlı olarak yapmaktadır. Bu direniş halkların gasp edilen haklarının alınması mücadelesidir" diye kaydetti.
'Direniş tüm halklar için'
"Kürt halkı artık Kürtçe'nin olmadığı bir eğitim istemiyor. Kürt halkı kendi sağlık kurumlarında tedavi olmak istiyor. Kürt halkı artık üzerindeki ekonomik zulmü, açlıkla terbiye edilmeyi istemiyor. Kürt halkı üzerindeki sistematik asimilasyonu kabul etmiyor. Bu ulusal bir duruştur" diyen Yıldız, Türkiye'nin şu anda çok şiddetli bir faşizme doğru yol aldığını vurguladı. Yıldız, "Merkezi yönetim Türkiye'nin tüm farklılıklarını inkar ediyor, yok etmeye çalışıyor. Bunu kabul etmeyenler de ya katlediliyor, ya susturuluyor ya da tutuklanıp cezaevine atılıyor. Bu yüzden özyönetim direnişinin bu şekilde değerlendirilmesi ve bu yanının da görülmesi gerekiyor. Kısacası bu direniş tüm halklar için verilen bir direniştir, diyoruz" dedi.
'Devletin Cizre mesajına karşılık örgütlenmeyi güçlendirmeliyiz'
Yıldız, özyönetim direnişinin sınırlı yerlerde olduğunu ve bunun bir zayıflık olduğunu belirterek, "Sonuç alıcılığı açısından gösterilen bir refleks zayıflığı var. Bu zayıflık tüm Türkiye'de var. Tehlike büyük. Hala devletten uman, yasakları kaldırması istenen dil doğru değildir. Kınama dili kabul edilir değil. Bu saldırılar kınamakla, zayıf refleks gösterilerek sonlanmayacak. Ancak direnişle saldırılar kırılır. Direniş dışında bir yolla saldırılar kırılamaz" diye konuştu. Devletin Cizre'de Kürt halkına verdiği mesajın doğru okunması gerektiğini söyleyen Yıldız, "Devlet, Cizre'de Kürt halkına, 'senin iradeni tanımıyorum, buna tahamülüm yok' dedi. O zaman bizim de bunun karşısında örgütlenmemizi güçlendirmemiz gerekiyor" ifadelerinde bulundu.
'YPS demokratik özerkliğin teminatıdır'
Kürt halkının iradesini özyönetimler yoluyla ortaya çıkarmasıyla birlikte devletin bunun karşısında şiddetli bir yönelimi olduğunu söyleyen Yıldız sözlerine şöyle devam etti: "Bu alanlar tek tek tasfiye edilmeye başlandı. Bunun karşında da hendek ve barikatlar meselesi gündeme geldi. Bunun savunulması gerekiyordu. Çünkü bu savunma aynı zamanda Kürt halkının değerlerinin savunmasıydı. Eğer bir yerde saldırılar varsa ona karşı da bir özsavunmanın olması da çok doğaldır. Ancak burada özyönetimi özsavunmanın çatısı altına alırsak olmaz. Özsavunma özyönetimin sadece bir boyutudur. Kürt halkına yönelen katliamları önlemek öne çıktı. YPS'nin de böyle bir rolü var. YPS Kuzey Kürdistan halkının değerlerini savunma gücüdür. YPS demokratik özerkliğin teminatıdır. Kürt halkının yıllardır Türk devletine karşı yürüttüğü mücadele artık daha örgütlü bir şekilde yürütülüyor."
'Kadın demokratik özerklik sistemine daha yakındır'
Özsavunma içerisinde YPS-JIN'in rolünün önemli bir noktada yer aldığını vurgulayan Yıldız, "Zira kadın demokratik özerklik sistemine daha yakındır. Diğer bir yan ise kadın daha çok acı çekmiş ve zulüm görmüştür. O yüzden de kadınları YPS-JIN'e ilgisi, alakası daha fazla. Katılımları daha fazla. Kadın doğası gereği bu sisteme daha yatkındır. Mesela YPS-JIN'ın kurulmasından sonra kadının iradesi burada çok daha güçlendi. Kadının bu sisteme inancı da daha fazla. Bunu daha da büyütmeye çalışıyoruz" dedi. Cizre'de kadının iradesini gören devletin kadınlara daha çok saldırdığını söyleyen Yıldız, "Orada kadın bedeninin teşhir edilmesi bütün kadınlara bir mesajdır. Devlet mesajında, bize başkaldırırsanız, sizi bu hale getiririz diyor. Bu mesajı doğru anlamamız gerekiyor. Bizler YPS-JIN olarak da bu mesaj karşısında daha çok örgütleniyoruz, direnişe daha çok katılıyoruz" şeklinde ifade etti.
'AKP'nin sonu da DAİŞ gibi olacak'
AKP'nin pratikleriyle halkların üzerinde korku salmak istediğine işaret eden Yıldız son olarak şunları belirtti: "Bunu belki bir yere kadar yapmıştır da. Mesala birçok kişi katledildi, insanların evleri gitti, malları gitti, bazı aileler tümden katledildi. Bu bir özel savaş yöntemi. Örneğin Rojava'da DAİŞ vahşeti nasıl ki kendini yenilmez, kimse ona karşı savaşamaz gibi göstermeye çalıştıysa AKP de hem Türkiye'de hem de Kürdistan'da aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Öyle bir algı yaratmaya çalışıyor. Ama şunu belirtelim: Nasıl ki DAİŞ vahşeti Kobanê'de direniş ruhuyla büyük darbe almışsa ve yok oluşa doğru yol alıyorsa AKP de Kuzey Kürdistan'da o akıbeti yaşayacaktır. Her iki durum birbirine çok benziyor. Kobanê'de olduğu gibi Botan'da da YPS şahsında Kürt halkının özgürlük istemleri zafere ulaşacaktır. Kürt halkına bunun sözünü veriyoruz. Kendimizi en zor koşullara göre hazırlıyoruz. YPS ve YPS-JIN'ın tüm fertleri de buna hazırdır. Kürt halkına bunun sözünü veriyoruz."
(ekip/mg)