Kadınları ve şiiri çok severdi...

09:07

Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - "Helin kadınları ve şiiri çok severdi. Kızım belki yaşasaydı kadınların direnişine dair birkaç cümle yazardı" diyor anne Nazlı Şen. 12 yaşındaki Helin Hasret Şen de devlet güçlerinin katlettiği çocuklardan sadece biri. 12 Ekim 2015 tarihinde ekmek almak için çıktığı ve evinin önünde vurulan Helin'in katili hala bulunmadı.

12 Ekim 2015 tarihinde 4 gün süren abluka esnasında annesiyle birlikte ekmek almaya çıkan Helin Hasret Şen, zırhlı araçtan açılan ateş sonucu başından vurularak katledildi. Helin henüz yasağın anlamını bilmeden yaşamdan koparılırken, ardından kızının katilini bulmak için mücadele eden direngen bir anne kaldı. Hasırlı Mahallesi'nde 36 kişilik bir ev ortamında yaşayan aile Helin'in katledilmesiyle birlikte mahalleden ayrılmak zorunda kalıyor. Annesi kızının tüm eşyalarının kendisinden alınmak istendiğini dile getirerek şöyle devam ediyor: "Helin katledildikten sonra ondan kalan her şey benden alınmak istendi. Komşular hem kendime hem de Helin'e zulüm ettiğimi söylediler. Kızımın katledilmesinin üzerinden 6 ay geçti ancak benim acım hala ilk gün ki kadar tazedir. Kızımın eşyalarını 4 ay önce kardeşime gönderdim ve özledikçe oraya gidip kızımla hasret gideriyorum."

'Helin büyüdükçe bende büyüdüm'

Helin annesi Nazlı Şen tarafından evin ilk göz ağrısı olarak anlatılıyor. Helin, 2 kardeşi, anne ve babasıyla birlikte Hasırlı Mahallesi'nde amcaları, eşleri ve kuzenleriyle toplamda 36 kişiyle aynı evde yaşıyordu. Bahçeli ve iki ayrı bloktan oluşan evlerinde Helin'in tek hayali kendisine ait bir odasının olmasıymış. Anne Nazlı 14 yaşında evlendiğinden kaynaklı 15 yaşında Helin'e gebe kalıyor. Helin'le arkadaş olduklarını ifade eden Nazlı, "Ben Helin'i dünyaya getirdikten sonra çocuğum değil de arkadaşımmış gibi yaklaştım. Helin büyüdükçe bende büyüdüm. Birlikte ip atlar, top oynardık. Neredeyse her şeyi birlikte yapar olmuştuk. Kızım hep 'anne ayrı bir ev tutalım ve bana ait bir odam olsun. Çok büyük olmasın evimiz sadece kardeşim Cennet'le birlikte kalacağımız bir odamız olsun yeter' derdi. Yasaktan önce ev arayışına girmiştik ama ikimizin hayalini kursağımızda bıraktılar" dedi.

'Helin şiirlerinde kadınları anlatırdı'

Zor hayat şartlarında büyüyen Helin aslında anlatımlardan çocuk olamadan büyüdüğünü açığa çıkarıyor. Helin annesinin hayat arkadaşı ve dert ortağı olmayı başarmış. Annesi Nazlı şuan sadece kızını katleden zırhlı araçtaki devlet güçlerine bağlı kişiyi bulma derdinde. Kızını katledeninin ortaya çıkarılmayacağından emin olan Nazlı yine de mücadeleden vazgeçmeyeceğini vurguluyor. Helin'in en çok şiir yazmaktan ve şarkı dinlemekten hoşlandığını söyleyen Nazlı, "Helin şiir yazmayı çok seviyordu. Hatta birçok şiirini de defterinde toplamıştı. Hepsini Bursa'da bulunan kardeşime gönderdim. Kadınları çok severdi ve bu nedenle her şiirinde kadına dair sözler yer alıyordu. Kızım belki yaşasaydı kadınların direnişine dair birkaç cümle de olsa yazardı. Mahallede direnen gençleri izlerdik ve her seferinde Helin onlarda ki iradeye hayran kaldığını söylerdi. Helin'i anlatacak cümleleri seçmekte zorlanıyorum" diye konuştu.

'Elmasını bile ısıramamıştı'

Helin'in ölümünün ardından aile olarak yaşadıklarını anlatan Nazlı, "Oğlum polisleri gördüğü yerde 'Ablamı bunlar öldürdü' diyor. 5 yaşındaki kızım Cennet sürekli Helin'i soruyor. 'Ablamı istiyorum, ablam nerede?' diyor. Cennet'e ne cevap vereceğini bilemiyorum. Güç bela Cennet'e 'Ablan artık gelmeyecek' diyorum" sözleriyle gözleri doluyor. Kızının son halini sokakta kanlar içinde yatarken hatırladığını söyleyen Nazlı o günü şöyle anlattı: "Yasaklar olduğu için 3 gün boyunca yemek yiyememiştik. Önce manava gittim ve elma aldım. Elmalardan birini ona verdim. Komşumuzun fırını vardı. Fırının açık olduğunu duydum ve ekmek almak için dışarı çıktım. Fırına varmak üzereydim ki silah sesi duydum. Arkamı döndüm ki kızım Helin, yerde kanlar içinde yatıyor. Daha bir kez bile ısırmadığı elması elinde boylu boyunca yerdeydi."

'Kızımın katilinin peşini bırakmayacağım'

Kızının sokağın başında bekleyen zırhlı araçtan açılan ateş sonucu katledildiğini ifade eden Nazlı, "Kızımı kafasından vurdular. Daha bir lokma ekmek bile yiyememişti. Çocuğuma yaklaştırmadılar. Kızımın yanına gidip onu hastaneye götürmek isteyenlere de ateş açtılar. Kızım saatlerce öylece yerde kanlar içinde yattı. Bu insanlık mıdır? Bu katliamdır. Ne günahı vardı kızımın?" dedi. Kızının katillerinin peşini bırakmayacağını ifade eden Nazlı, "Emniyet bizi çağırıp, 'Çocuğunuzu polisler öldürmedi' dedi. Ben kendim gördüm. Kızımı polisler öldürdü" diye konuştu. Yaşananların bir vahşet olduğunu söyleyen Nazlı, "Ne bu dünyada ne de öbür dünyada bu davadan vazgeçmeyeceğim. Bunlar Müslüman değildir" diyerek sözlerini noktaladı.

(ny/mg)