JINHA

HABER MERKEZİ - Kadınların direniş tarihinin önemli dönemeçlerinden olan 8 Mart'tan bu güne kadınlar farklı örgütlenme biçimleri ile yürüyüşünü kartopu misali sürdürüyor. Bu yıl Kuzey Kürdistan'da kuruluşunu ilan eden YPS-JIN kadın tarihinde yerini alırken birde ilk 8 Mart'a birde çağrısı var: "Tarihten bu güne kadar biz devleti iyi biliyoruz. Bizim için mücadele vaktidir, başka alternatif yok."

Amerika'da dokuma fabrikalarında çalışan kadınların yaktığı direniş meşalesi 159 yıldır dalga dalga tüm dünyaya yayılıyor. 8 Mart 1857'de 'eşit işe eşit ücret' talep eden 129 kadının fabrikada yakılmasının ardından bu günü hiç unutmayan kadınlar 1910'da düzenlenen 2. Sosyalist Kadın Enternasyonal'inde, bu günü Dünya Kadınlar Günü ilan etti. Her yılı milyonlarca kadın bu güne kendi anlamlarını yükleyerek, "Vardık, varız, var olacağız" diyor.

Kadın tarihine yeni bir halka

2016'da kadınların direnme tarihine yeni bir halka eklendi ve Kuzey Kürdistan'da özyönetim alanlarında Sivil Savunma Birlikleri-Kadın (YPS-JIN) kuruluşunu ilan etti. Özyönetim ve öz savunma eksenli ilan edilen YPS-JIN Sur'dan başlayarak, Yüksekova, Nusaybin, Şırnak, İdil, Derik, Dargeçit ve daha birçok kentte, kadın direnişine öncülük ediyor. YSP-JIN üyeleri asıl amaçlarının kentlerin, mahallelerin sokakların asıl sahibi olan kadınların kendini koruması ve savunması olduğunu söylüyor. İnsanlığın var oluşundan bu yana meşru savunmanın vazgeçilmez bir insan hakkı olduğuna vurgu yapan YSP-JIN, "Kadınların geleceğinin erkek eline teslim edilemeyecek kadar ciddi bir iş olduğuna" vurgu yaparak, devlet şiddetine, erkek şiddetine, kadınları katleden yok sayan cinsel saldırıyı bir hak gören eril sisteme karşı bir duruş sergilediklerini belirtiyor.

'Kritik sürece cevap için kurulduk'

Bu yıl ilk 8 Mart'ı karşılayacak olan YPS-JIN'lilere, 8 Mart'ın kendileri için e anlam ifade ettiğini ve kuruluş gerekçelerini sorduk. YPS-JIN Genel Komutanlarından Rojbîn Besta, cümlesine, "8 Mart'ta129 kadının katledilmesi sonra başlayan mücadele bu günde devam ediyor. 8 Mart Kürdistan kadınlarına zindandaki ve kadın gerilla arkadaşlarımıza kutlu olsun" diyerek başlıyor. Dünya tarihi, Ortadoğu tarihi ve Kürdistan tarihi için kritik bir dönemde kurulduklarını ve bunun tarihi bir adım olduğunu dile getiren Rojbîn, özyönetim direnişlerini hatırlatıyor ve "Savunma odaklı bir dönem geçiriyoruz. Sur, Cizre ve Botan da gerçekleşen serhıldanlar kadın öncülüğünde gerçekleşerek devam ediyor. Tarihten bu güne kadınların öncülüğünde zaferlere ulaşılmıştır. Bu süreçte de görüyoruz ki kadınlar öncülük ediyor" diyor.

'Cizre'yi asla unutmayacağız'

"YPS-JIN olarak şunu diye biliriz: Biz tarihten bu güne kadar Kürt ve dünya kadınları olarak üzerimizdeki şiddeti ve baskıyı kabul etmiyoruz. Kadınlar artık savunma olarak en üst seviyeye geldi. Bulundukları alanları savunmaya başladı.Savaşta silah alarak savunma pozisyonuna geçiyorlar" diyen Rojbîn, Cizre'de yaşanan tarihi direniş ve devlet katliamını hatırlatıyor. Rojbîn konuşmasına şöyle devam ediyor: "Cizre bizim için bir örnek oldu. Orada şehit düşen arkadaşlarımızın intikamını alacağız. Bunu herkeste iyi bilsin. Bu 8 Mart bizim için direnenlere layık olma günündür."

'Mücadele eden kadınların yolundayız'

İnkar ve imhaya karşı özsavunmanın hak olduğunu ve bunun için var olduklarını dile getiren Rojbîn sözlerini şöyle sürdürüyor: "Türk devleti bizi inkar ediyor.Bizi kabul edecek düşünceye de sahip değildir.Bu gün Botan, Sur, Cizre de bu olaylar oluyorsa sebebi devlettir. Başka alternatif sunulsaydı YPS ve YPS-JIN ortaya çıkmazdı.Başka yol yok onun için sonuna kadar savaşacağız. Kürdistan'ın her yerinde savaş hakim. Kürt halkı devletin zulmünü ortadan kaldırma gücüne sahiptir. Serhıldan ruhuyla mücadele edilmeli. Zilan, Beritan ve Asyaların ruhuyla 8 Mart'ı kutluyorum. Biz mutluyuz ki, Roza Lüksemburg ve Clara Zetkin gibi mücadele yürüten kadınları yolunda yürüyoruz. Kadın üzerindeki şiddet ve Kürdistan'da yürütülen katliamlara karşı biz YPS-JIN olarak bunlara cevap olacağız."

'Devletten beklentimiz yok biz yapacağız'

Rojbîn son olarak kadınlara ve gençlere şu çağrıyı yapıyor: "Kürt gençlerine,halka ve özyönetim alanlarına,halk evlerini terk etmemelidir. Halk serhıldanları yükseltmeli ve buna da kadınlar öncülük etmelidir.1990'lar da devlet yine aynı sistemle Kürt halkının üzerine geldi. Devletin aynı zulmü ile karşılaştı. Katliamlardan geçildi halk. Öncelik anneler güçlü bir mücadele yürütebilir. Topraklarını terk etmediler. Bu süreçte kadınlar üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Biz buna inanıyoruz ki kadınlar topraklarını terk etmeyecekler ve topraklarını sonuna kadar savunacaklar. Devletten bir beklentimiz yok, çünkü devletin yaptığı şey imha ve inkar politikasıdır. Biz Kürt kadınları ve YPS/YPS-JIN güçleri olarak bunları kabul etmiyoruz. Tarihten bu güne kadar biz devleti iyi biliyoruz. Bizim için mücadele vaktidir, başka alternatif yok."

(ekip/fk)