'Kadınlar olarak özerk mücadelemizi geliştirmek zorundayız'
09:09
Sarya Gözüoğlu/JINHA
İSTANBUL - Avrupa coğrafyasında, Kürdistan'a nazaran yerleştirilen sosyal devlet algısının topluma bir baskı yarattığına işaret eden ADKH üyesi Rabia Erdoğan, "Avrupa'da yaratılan sosyal devlet algısı, sınıf mücadelesi ve toplumsal mücadelenin üzerini örten bir örtü görevi görüyor. Bunun etkisi ile birlikte doğal olarak cins mücadeleleri de bu zayıf düzen ve toplumsal mücadeleden azade olmuyor" dedi.
Kürdistan'da işgalci güçler yalnız insanları öldürmekle kalmıyor, yaşama, canlıya dair ne varsa yerle bir ediyor. Bugün Kürdistan'da işlenen savaş suçları ise tarihe sığmayacak bir boyuta ulaştı. Ancak Bütün dünyada kadınlar farklı şekiller şiddete maruz kalmaya devam ediyor. Katliamlarla olmasa da Avrupalı kadınların sosyal devlet algısı altında baskı ve şiddete maruz kaldığını ifade eden Avrupa Demokratik Kadın Hareketi (ADKH) üyesi Rabia Erdoğan, kadın mücadelesinin dünyada ve her alanda aynı şekilde işlediğini ve şiddetin her boyutunun tüm dünyada aynı olduğunu belirtti.
'Kadınların buluşacağı çok fazla alan var'
Almanya'da ADKH olarak özellikle genel güncel siyasal meselelerinedair politik faaliyetler içinde olduklarını dile getiren Rabia, "Daha çok Kürdistan'daki ve Avrupa'daki kadın mücadelesine dair çalışma yürütüyoruz. Eylemlikle stantlarla panellerle çalışmalar yürütüyoruz" dedi. Avrupa'da Kürdistan kadar görünür gözle bir devlet şiddeti olmadığını, ancak iş gücünde ve emek gücünde kadının uğradığı şiddetin ve mobbingin yine devletin eli ile yaşatıldığını dile getiren Rabia, "Buna yönelik de Avrupa'da bildiğiniz üzere sadece kendi kadın hareketi üyelerimize değil, bütün kadın örgütleri ve yerli kadın örgütleri ile platformlar içerisindeyiz. Bu şekilde bir mücadele alanı içerisindeyiz. Kadınların buluşacağı çok fazla alan var. Bir arada olmanın çok fazla nedeni var. Bu bakımdan bu platformlara da oldukça önem veriyoruz" dedi.
'Devletin şiddetine karşı kadınlar iktidarda ve yönetimde yer almalı'
Rabia, Kürdistan'daki şiddetin kadınların mücadelesinden kaynaklı daha görünür olduğunu ve görünür oldukça, kadının şiddeti açığa çıkardığı sürece devletin şiddetinin daha da arttırdığını dile getirdi. Rabia, "Bu demek değildir ki kadın mücadelesi şiddeti körüklüyor. Bu şiddet kaynağının Kürdistan'daki kadı mücadelesini güçlü olmasından alıyor. Devlet örgütlü mücadeleden korkuyor. O anlamda bunu ört pas etmek için bütün argümanlarını kullanıyor" dedi. Devletin şiddetine karşı kadınların iktidarda ve yönetimde yer alması gerektiğine vurgu yapan Rabia, "Biz buna çok önem veriyoruz. Özne olmak durumundayız. Kendi bağımsız özerk mücadelemizi geliştirmek zorundayız. Sonuçta sadece ezen ulusal mücadele formları içerisinde sadece sıkıntı yaşamıyoruz. Bunu yanında erkek egemen anlayış içerisinde de baskı altındayız. Bunu yenmemiz içinde bizim özerk mücadelemizi yürütmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Avrupa'daki sosyal devlet algısı
Avrupa coğrafyasında Kürdistan'a nazaran, yerleştirilen sosyal devlet algısının toplum bir baskı yarattığına işaret eden Rabia, "Avrupa'da yaratılan sosyal devlet algısı sınıf mücadelesi ve toplumsal mücadelenin üzerini örten bir örtü görevi görüyor. Bunun etkisi ile birlikte doğal olarak cins mücadeleleri de bu zayıf düzen ve toplumsal mücadeleden azade olmuyor. Burada itiraz etme dinamikleri şiddetten ya da baskıdan faşizmden beslendiği için orada toplumsal mücadele dinamikleri daha zayıf. Dolayısıyla onun dinamiklerini örmek en azından toplumsal mücadele yürüten alanlar açısından çok daha zor. Ancak imkânsız değil. Görünür olamayan bir baskının şiddetin burjuva demokrasi üzerine örtülen örtünün görünür hale getirilmesi bizlerin görevidir ve cins mücadelesi yürüten kurumların da görevidir" şeklinde konuştu.
(ce-sg/sy)