Devletin Küçükarmutlu'da özyönetim tahammülsüzlüğü!

09:12

Ceren Karlıdağ/JINHA

İSTANBUL - Yıllardır kentsel dönüşüm adı altında sürdürülen rant politikalarına karşı mücadele eden Küçükarmutlulular son dönemde artan baskı ve yıkımlara karşı mahallelerini savunmaya devam ediyor. İnfazlar ile işleyen süreci değerlendiren Zeynep Yıldırım, "Sur'da uyguladıklarını burada da uyguluyorlar" dedi.

Küçükarmutlu, 70'li yıllarda Sivas, Tokat, Dersim, Maraş gibi illerden katliamlar ve işsizlik yüzünden zorunlu göç ile İstanbul'a gelen yurttaşların kurduğu bir mahalle Rant düşkünlerinin iştahını kabartan, yaklaşık 30 yıldır kentsel dönüşüm, yol yapımı gibi bahanelerle kepçelerin sürüldüğü, buna karşın ise görkemli direnişlere şahit olan Küçükarmutlu, adeta Kürdistan'daki öz yönetim alanlarının Batı'daki örneği. Mahallede, kapitalist sistemin ürünü olan süper marketlere karşı halk market; sağlıksız ve hormonlu sebzelere karşı halk bahçesi; toplumsal sorunlara karşı halk meclisi ve halkın kendi çabaları ile kurduğu Cemevi de mevcut.

Buna karşın, son dönemde önce polis tarafından Dilek Doğan'ın, ardından Yılmaz Öztürk'ün katledilmesi ile başlayan sürecin aslında yine rant politikaları ile ilişkili olduğu ortaya çıktı. Dilek'in annesi Aysel Doğan, 23 Ekim 2015 tarihinde JINHA'ya verdiği röportajda, "Bizlere bunları yaşatarak mahalleyi zenginlere peşkeş çekmeye çalışıyorlar" diyerek aslında sürecin farkında olduklarının altını çizmişti. Geçtiğimiz günlerde özel harekât polisleri eşliğinde mahalleye giren yıkım ekibi, halk meclisi başta olmak üzere iki binayı yerle bir ederek, bir nevi halkın öz yönetim alanlarına saldırı düzenledi.

'Halka gözdağı vermek istiyorlar'

Binaların yıkılmasıyla ilgili bir mahkeme kararının olmadığını ve bu durumu da mülkiyet hakkına saldırı olarak değerlendiren avukat Ebru Timtik, "Peki neden yıkıyorlar? Çünkü özel harekât ile birlikte bu kadar polisin burada olmasının sebebi halka gözdağı vermek. Halkın yaşam alanlarını abluka altına almak ve yıkmak; Sur'da, Cizre'de, Gazi'de gördüğümüz şeyler. Sürecin ağırlığı olarak farklı olabilir ama aynı durum yaşanıyor. Fakat bunun halk üzerinde bir etkisi olmayacak" dedi.

‘Halkı korkutarak mahalleden vazgeçirmek istiyorlar’

Mahallelinin yaşam alanlarına sahip çıktığını dile getiren Ebru, "Yıktıkları yerlere bakın, bu insanlar bu evleri ağaç mı söküp yaptılar? Armutlu, İstanbul'un en güzel mahallesidir. Halk kendi mahallesini koruyor. Burada çevreyi koruyan onlar, kendi bahçeleri var organik bahçeleri var, Cemevi var, halk meclisi var. Onları da rahatsız eden bu durumdur. Sadece görüntüye bakarsanız bu mahallenin neden değerli olduğunu anlarsınız. Burası çok kıymetli bir rant alanı. Yöntemleri halkı korkutarak mahalleden vazgeçirmektir. Bunu nasıl yapacaklar insanları katlederek yapacaklar. İnsanlar çoluk çocuğunu korumak için buradan gitsin istiyorlar. O yüzden Yılmaz gibi Dilek gibi insanları katlediyorlar. Faşizmin korku salma yöntemi bu" diye ifade etti.

'Sur'da uyguladıklarını uyguluyorlar'

1988 yılından beri mahallede yaşayan Zeynep Yıldırım ise, birçok kez kentsel dönüşümü adı altında mahalleye saldırılar olduğunu dile getirerek, "Şimdi Sur'da uyguladıklarını burada uygulayarak başarıya ulaşmak istiyorlar. Burası çok rant getiren bir yer ve yoksul insanların burada oturmasını istemiyorlar. 30 senedir burada oturan insanlar var. Anayasal hakla da 30 yıldır oturan kişiye o yer devredilir. Bundan 1 hafta önce o yüzden Yılmaz'ı katlettiler" diye konuştu.

'Cemevine destek verenler tehdit ediliyor'

"Kendi emeğimizle kendi yiyeceğimizi üretiyoruz, doğal şeyler yemek istiyoruz. Biz doğal üretim olsun ve sağlıklı besin üretelim istiyoruz. Mahallede halk marketimiz var Cemevimiz var" diyen Zeynep, sistematik bir şekilde Cemevine yönelik devam eden saldırıları eleştirerek, "Herkes inandığı gibi ibadetini yapmalı. Ama bizim cemevimiz meşru görülmüyor. Cemevine destek vermek isteyen insanları tehdit ediyorlar" diye belirtti.

'Ekmek yemeden evleri yaptık'

Cemevinin çevresinde sürekli polis olduğunun bilgisini veren Zeynep," Bu nedir bize savaş mı ilan ettiler?" diye sordu. İnsanların evlerini yaparken çektikleri acılardan da bahseden Zeynep, "İnsanlar peynir, ekmek yemeden bu evleri yaptı. Dişiyle tırnağı ile yaptı. Evlerimiz yıkılırsa ortada kalırız. Biz bu ülkenin halkıyız ve burada oturmak istiyoruz. Onlar bizim huzurumuzu bozmadığı sürece bizim kimseyle sorunumuz yok yeter ki onlar sorun çıkarmasın" diye ifade etti.

(ödk/sy)