'Toplumsal cinsiyet rolleri anne karnında başlıyor'
09:06
JINHA
WAN - Toplumsal cinsiyet rollerinin henüz anne karnında başladığını ve çeşitli evrelerden geçerek bugünlere geldiğini söyleyen Rojin Kadın Yaşam Merkezi sosyologu Evin Özgür, çocuklara biçilen rollerde en fazla ailelerin rolü olduğunu kaydetti. Evin, "Çocuklarımıza eşit bir şekilde yaklaşalım" diyerek ailelere seslendi.
Toplumsal cinsiyet, toplumun kadına verdiği görev ve sorumluluklar, toplumda kadının nasıl görüldüğü, algılandığı ve beklentileri ile ilgili bir kavram olması nedeniyle çoğu zaman kadın ve erkek arasında bir kıyaslama durumu ortaya çıkmasına neden oluyor. Toplumsal cinsiyetin kimliği hakkındaki anlayışların, cinsel eğitimin ve tutumun erken yaşlarda oluştuğunu belirten Rojin Kadın Yaşam Merkezi'nde sosyolog olarak görev yapan Evin Özgür, çocukların henüz anne karnında iken toplum tarafından biçilen cinsiyet rollerini anlattı.
'Kız çocuklarında evlilik algısı yaratılıyor'
Evin, cinsiyetin belli olmasıyla birlikte kız çocuklarına pembe, erkek çocuklarına mavi kıyafetler ile renk ayrımına gidildiğini belirtti. Evin, erkek çocuklar için mavi renginin tercih edilmesinin altında yatan nedenin erkek çocuklara daha fazla umut bağladıklarının göstergesi olduğunu, kız çocukları için pembe renginin tercih edilmesini ise, kırılgan ve narin olduklarını düşündüklerinden dolayı olduğunu söyledi. Evin, oyuncaklarda da gözle görülür bir ayrımın söz konusu olduğunu ifade ederek, "Çocuklar 4 ya da 5 yaşında bastığı zaman oyuncaklar arasında farklar oluşuyor. Erkek çocuk biraz daha silah, araba, kamyon, kız çocuklarına ise, tencere, süpürge, barbi bebekler alınıyor. Kız çocuğu büyüdüğü zaman onu okutmak yerine toplum aileler ona evliliği layık görüyor. Küçük yaştan itibaren kız çocuğunda evlilik algısını yaratıyor. Kız çocuğu ise bu algıyla yaşadığı için evliliğe kendini hazırlıyor" diye belirtti.
'Kız çocukları baskı altında'
Kız çocuklarının gelişim evrelerinde sürekli erkeğe hizmet eden bir profil oluşturulmak istendiğinin altını çizen Evin, "Abiye su getir, kardeşine bak, gülme, etek giy" gibi sözlerle kız çocuklarının baskı altında tutularak toplumdan soyutlandığını kaydetti. Evin, "Genel anlamda erkek çocuğunun dışarıda geçirdiği zaman kız çocuğunun geçirdiği zaman aynı değildir. Aldıkları harçlıklar arasında ciddi farklılıklar oluşabiliyor. Roller böylece kendini göstermeye başlıyor. Kız çocuklarının 'mahrem' adı altında her yerlerini örtme, ayak ayaküstüne atamama bu toplumun kız çocuklarına biçtiği roldür. Erkek çocukların ise çıplak fotoğrafları olması ailenin erkek çocuklarına herkesin erkekliğini görecek mantığıyla hareket etmesi bu toplumun biçtiği rollerdir" şeklinde konuştu.
'Çizgi filmler çocukların zekalarının gelişimine engel'
Toplumun yanı sıra görsel medyada yayınlanan çizgi filmlerde de cinsiyet rollerinin ön planda tutulduğunu dile getiren Evin, çizgi filmlerde, erkek çocukların kendilerini "kahraman" olarak gördüğünü, kız çocuklarının ise her zaman güçsüz bir şekilde bu "kahramanı" beklediğini söyledi. Evin şöyle devam etti: "Çocuklarımızın gelişiminde TV'lerin önemli bir katkısı var. Ancak aileler, çocuklarımız seslerini çıkarmasın, sussunlar, bir yerleri dağıtmasın diye çizgi film izletiyor. Çocukların izledikleri çizgi filmlerde soyut zekaları gelişmezken, anneler bunu önemsemeden izletmeye devam ediyor. Bu tür programlar çocukların rollerini an alt seviyeye indirmiş durumdadır. Bu yüzden çocukların soyut zekalarının da gelişmesi engelleniyor."
Çocuklara cinsiyet rolleri biçmek yerine çocuklar arasında ayrım yapılmaması gerektiğini vurgulayan Evin, ailelere seslenerek, "Çocuklarımızın renkleri dışında tavırlarına, duruşlarına bakalım. İzledikleri filmlere dikkat edelim. Kız ve erkek çocuklarımıza eşit bir yaklaşım sergileyelim" diye konuştu.
(db-hk/dc/dk)