Cizre'li kadınlar yeniden inşada: Çok yıktınız, biz yaptık yine yaparız
09:08
JINHA
ŞIRNEX - Devletin saldırı, katliam ve göçertmek için her türlü imkanlarını kullandığı Cizre'de ağır savaş sahnelerini andıran sokaklara haftalar sonra gelebilen kadınlar, bir yandan evlerini onarmak için kolları sıvarken öte yandan "Çok yıktınız ama biz yine yaptık, yine yaparız" diyor.
Devletin her türlü savaş yöntemini denediği Cizre'de yıkıntılar arasında gülümseyen çocuk yüzleri ve inatçı kadın bakışları karşılıyor utançla kente gelenleri. "Direndik teslim olmadık" diyenlerin insanlık tarihine şimdiden not düştüğü Cizîra Botan yaralı ama yaralarını sarmak için yine direnme geleneğine tutunuyor. Her sokağın bir hikayesi her sokakta yitirilen bir canın anıları var. Cizre'yi bilenler için kadınlar ve çocuklardır bu kentin damgası. Savaş sahnesi değil gerçek var burada çökmüş evler, yıkılmış yakılmış duvarlar talan edilmiş eşyalar. Biraz buruk ama bir o kadar gururlu bir gülümse beliriyor çocukların gözlerinde. Ve kadınlar...Cizre'yi yeniden onarmak için kolları sıvayan kadınlar için 'neden böyle oldu?'nun cevabı net: "Devletin yüz yıllık Kürt düşmanlığının bir kez daha dışa vurumu."
O yüzden hınçla harabeye dönen evlerini yeniden onarmak için kolları sıvıyorlar. En çok yıkımın yaşandığı Cudi Mahallesi'nde kadınlar öfke ve isyanı özetliyor.
'Evimi yurdumu terk etmiyorum'
Saldırıların yoğunlaştığı günlerde evine top isabet ettiği için evinden çıkmak zorunda kaldığını anlatan Fatma İden kapıda karşılıyor bizi ve buyur edip, yıkıntıları gösteriyor. "Dün yağmur yağdı evimizin damından su geldi. Döşeklerimiz halılarımız hepsi kumun içinde kalmış. Klimalarımız, televizyonlarımız, buzdolaplarımız hepsini kırmışlar kullanabileceğimiz hiçbir şey kalmadı" diyen Fatma, evini yurdunu terk etmeyeceğini tekrarlıyor.
'Artık bize düşen onların anılarına bağlı kalmak'
"Bu devletin fermanı Kürtlere yapılan ilk zulüm değil" diyen Fatma şunları dile getiriyor: "Devlet etrafımızı kuşattı. Başımıza ferman getirdiler. Çocukları öldürdüler çocukları annelerin karnında vurdular. 10 yaşındaki, 12 yaşındaki çocukları öldürdüler. Hayvanları bile öldürdüler. Biz yine de ülkemizi bırakmayacağız malımız gitsin ama biz yine de evlerimizi yeniden yapar toprağımızda yaşarız. 'Vahşet bodrumu' bir sokak ötemizde, kokusu geliyor. Kalbimizin bir parçası o bodrumda kaldı. Artık bize düşen onların anılarına bağlı kalmaktır. Keşke onlara hiçbir şey olmasaydı da Cizre tümden yıkılsaydı."
'Yardım etmesinler istemiyoruz'
Saldırıların yoğunlaştığı günlerde evinin bir bölümü yıkıldığı için çıkmak zorunda kalanlardan biride Hatice Atay. "Evimizdeydik panzerler kapımıza yaklaşmıştı girdikleri yerleri yakıyorlardı. Biz susuz ve yemeksiz kaldık. Biz 41 insan bir mutfakta kalıyorduk topların parçası evimize değiyordu" diye yaşadıklarını anlatan Hatice, "Çocuklarıma bomba atar parçaları değdi artık dayamadık çıktık" diyor.
Başbakan'ın 'temizledik yardım edeceğiz' sözlerine tepki gösteren Hatice, "Bize yardım etmesinler, her şeyi kendimiz yaparız. Onların yardımına ihtiyacımız yok. Erdoğan katliam yapmaktan vazgeçsin yeter. Bizi toprağımızda rahat bıraksın. Çocuklarımızı bodrumlarda yaktılar o çocukların anneleri onların 100 metre yakınlarına geldiler fakat çocuklularına ulaşmalarına izin vermediler ve onları tutukladılar. Günlerce yaralılarımız bodrumlarda can çekişti. Biz bunları unutmayacağız, unutturmayacağız" diye konuşuyor.
'Havarlarına yetişemedik'
Yıkıntılardan geriye kalan evini onarmaya çalışanlardan Saadet Meydan ise vahşet bodrumlarında katledilenleri hatırlatıyor ve "Cizre artık eskisi gibi olmayacak, intikam içi yaşayacak" diyor. Saadet son olarak şunları dile getiriyor: "Bize her türlü zararı verdiler artık ne yapabiliriler kardeşimin çocukları yetimdi şimdi bir evleri de yok bundan sonra ne yapacaklar. Belki halen cenazeler vardır buralarda tüm zarara rağmen diyorum ki keşke bu insanlar ölmeseydi yıkılmış evlerin hiç önemi yoktu. Zalim devlet suçsuz gençleri öldürdü. Gelemiyorduk gençlerimizin havarlarını gelemiyorduk. Cizre'yi terk etmeyeceğiz buraya çadır da kursak burayı bırakmayacağız nereye gideceğiz bir Kürdün kokusu bile bir yerde gelse oraya saldırıyorlar biz nereye gideceğiz toprağımızda kalacağız."
(ekip/dk)