Hukukçular Cizre'deki insanlık suçlarına karşı harekete geçiyor
10:20
JINHA
ŞIRNEX - Cizre'de 79 günlük insanlık suçlarına tanıklık eden Avukat Filiz Ölmez, yaşam hakkı, barınma hakkı dahil insanların canına, malına kast eden devlet güçlerinin işlediği suçlara ilişkin tüm delileri topladıklarını ve kayıt altına aldıklarını belirterek, hukukçular olarak katillerin yargılanması için gerekli çalışmayı başlattıklarını söyledi.
Devletin savaş aygıtları ile soykırıma giriştiği Cizre'de 79 gün süren saldırılarda insan yaşamı ve hukukun hiçe sayıldığı sürecin hem mağdur hem de tanığı olan İnsan Hakları Derneği (İHD) avukatlarından Filiz Ölmez, yaşananları anlattı. 'Sokağa çıkma yasağı'nın başlı başına hukuka aykırı olduğuna dikkat çeken Filiz, "Beraberinde anayasada bulunan temel hak ve özgürlükler de engellendi. Yaşam hakkında başlayarak sağlık hakkı, haberleşme hakkı yani kısacası tüm insani haklar askıya alındı ve yok edildi. Bu süreçte yapılan operasyonlarında hiç bir kaideye uymadığını bizzat yaşayarak gördük. Gönderilen kolluk kuvvetleri sayıca ordu niteliğindeydi. Başka bir ülkede savaşılması durumunda gereksinim duyulur" dedi.
Cizre'de kalan biri olarak hayati riskleri kendilerinin de taşımasından kaynaklı yaşanan sürece hukukçular olarak aktif bir şekilde dahil olamadıklarını söyleyen Filiz, "Elinde beyaz bayrakla sokağa çıkanda vuruldu. Bu çatışmalar barikatların arkasında olmadı, kent merkezinde oldu. Bir avukat olarak böyle bir süreçte katkımız olması gerekiyor. Burada kalıp bu hukuksuzluklara tanık olmak bile, iler ki dönemlerde yapacağımız çalışmalara önemli bir argüman olacaktır" diye belirtti.
'Gidebilenlerinde karşılaştığı muamele daha ağır oldu'
Sokağa çıkma süresi boyunca gözaltına alınan müvekkilleri için emniyete gitmenin bile oldukça zor olduğuna değinen Filiz, "Bu sıkıntıları aşıp emniyete gittiğimizde hukuka aykırı yöntemlerle ifadelerin alındığını gördük. Çok sayıda işkence iddiası geldi. İşkenceler duruşmalarda ifade edildiğinde tutanağa bile geçilmedi. Darp edildiği işkenceye uğradığı fiziksel görüntüsünde belli olmasına rağmen, raporlar hukuka uygun verilmedi. Bu süreçte sağlık erişim hakkı engellendi. Hatta AHİM'e başvurmak zorunda kaldık. Bir çoğu hastaneye gidemedi. Gidebilenlerinde karşılaştığı muamele daha ağır oldu" dedi.
'Tek bir silah dahi kullanılmadan yakalama yapılabilirdi'
'Sokağa çıkma yasağı' sürecinde AHİM'in verdiği tedbir kararlarına dahi uyulmadığına ifade eden Filiz, "Cizre'de yüzlerce vatandaş on gün boyunca bodrumda çıkarılmayı bekledi. İntikam alırcasına bodrumdaki insanlar tüm kamuoyunun gözü önünde infaz edildi. Ortaya çıkan enkaz yığını bunun bir operasyon olmadığını gösteriyor. Silahlı 200 gencin olduğu iddiası üzerine yola çıkıldı, yüz bin insan tehcir edilmeye zorlandı. Binlerce ev zarar gördü. Yüzlerce insan hunharca katledildi. Bir hukuk ülkesinde kendi yerleşim birimine top atması uluslararası mevzuatta kabul edilecek bir durum değil. Tek bir silah dahi kullanılmadan yakama yapılabilirdi. İktidarın siyasi irade olarak görülen bir partinin tabanını ortadan kaldırmak istedi. Siyasi olarak elde edemediği şeylere bu tarz şiddetvari yöntemlerle güç gösterisi yapıyor" diye kaydetti.
'AHİM çekimser davrandı'
Sokağa çıkma süresi boyunca Cizre'nin yalnız bırakıldığını dile getiren Filiz şöyle devam etti: "Belki destek verme arzusu olabilir. Ancak bu kadar ciddi boyutta yaşanan bir savaş suçunun işlenmesine rağmen müdahale edilmemesi, desteklenmesi anlamına geliyor. Ülke bunu onaylamış oldu. Bir kente top atışları yapıldığı anda tüm siyasi kurumların o kente gelip girmek için mücadele etmesi gerekiyordu. Bu süre boyunca bir takım başvurularımız oldu, iç hukuk yolları tükendiği için AHİM'e başvurularımız oldu. Ancak AHİM'in siyasi gelişmelerden bağımsız kararlar verdiği düşünüyoruz. AHİM'in daha cesur kararlar vermesi gerekirken çekimser davrandı. Diğer taraftan da tamamen başıboş bıraktığını söyleyemeyiz. En azından zorlayıcı kararlar verdi."
'Bizim amacımız hukuki mücadeleyi yürütmek'
Hukukçular olarak yasağın kalktığı günden bu yana bir araya gelip çalışmalarını başlattıklarını dile getiren Filiz, "Böyle bir yıkımdan sonra hukuki olarak suç duyuruları yapıp, farklı meslek grubundan arkadaşlarla raporlama yapacağız. Cizre'deki kurumlarımızla birlikte dava açacağız. Şuanda saha çalışması başladı. Bu gün o katiller tutuklanamayabilir, ama Nihat Kazanhan gibi bir örnek var. Evet, bu ülkede cinayetlerin çoğu ört pas ediliyor. Özellikle üniformalı kişilerin işlediği suçlar, suçtan sayılmıyor. Bizim amacımız hukuki mücadeleyi yürütmek. Vatandaş ümidini yitirmemelidir."
(ekip/fk/dk)