Emekçi kadınlar: Her devrimde bir kadın gülüşü ve emeği var

09:06

Nişmiye Güler/JINHA

WAN - Emek örgütlerinde yer alan kadınlar, 8 Mart için alanlarda Cizre ve Sur'a selam durmaya hazırlanıyor. Büro Emekçileri Sendikası İşyeri Temsilcisi Seher Ataş, "Böylesi bir günde bu yaşananların dile getirilmesi lazım. Kadın devrimi son yıllarda Rojava ile birleşti. Rojava'da bir kadın devrimi yaşanmaktadır. Rojava'da yapılan her eylemde kadının bir gülüşü var. Her devrimde bir kadın gülüşü ve emeği vardır" dedi.

Kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları için alanlarda seslerini haykırmaya hazırlanırken, Van'da emek örgütlerinde yer alan kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin düşüncelerini paylaştı. Geçtiğimiz yıl kadın bedeni üzerinde yürütülen teşhir politikaları, katliamlar ve hükümet tarafından kadın aleyhine çıkarılan yasalardan dolayı 8 Mart etkinliklerinin direniş ruhu ile geçmesi beklenirken, emekçi kadınlar da alanlardaki yerlerini alacaklarını söyledi. Mezopotamya Ekoloji Hareketi Van Ekoloji Meclisi aktivisti Berivan Hakan, toplumda bilge olan kadının iktidarcı erkek tarafından yüzyıllardır yok sayıldığını hatırlatarak, toplumun yarısını oluşturan kadınların özgürlüğüne kavuşmadığı sürece erkeğin de özgürleşemeyeceğinin altını çizdi. Berivan, 8 Mart'ı işçi ve emekçinin eril ve iktidarcı zihniyete karşı verilen mücadele kutlaması, kadınların toplumda erkek ile eşit iktisadi haklara sahip olmak için ortaya koyduğu direniş ve hiyerarşiye başkaldırı olarak tanımladı.

'Kadın devlet ve erkek tarafından tahakküm altında'

Büro Emekçileri Sendikası İşyeri Temsilcisi Seher Ataş da 8 Mart'ın tarihsel çıkışına değinerek, emekçi kadınlar gününün tek güne sığdırılamayacağına vurguladı. Seher, kadınların her gün her alanda emek sarf ettiğini belirterek, 8 Mart'ın sadece temsili bir gün olduğunu kaydetti. Dünya ve ülke genelinde kadının önce devlet ardından da erkekler tarafından tahakküm altında tutulduğunu ifade eden Seher, "Öldürülen kadın, tecavüze uğrayan kadın, sokak ortasında bedeni teşhir edilen kadın, çocuk yaşta zorla evlendirilen kadın. Böylesi bir günde bu yaşananların dile getirilmesi lazım. Kadın devrimi son yıllarda Rojava ile birleşti. Rojava da bir kadın devrimi yaşanmaktadır. Rojava'da yapılan her eylemde kadının bir gülüşü var. Her devrimde bir kadın gülüşü ve emeği vardır" şeklinde konuştu.

'Cizre, Sur ve Botan direnişlerine selam olacak'

Bu yıl 8 Mart'ı Dünya Kadınlar Günü'nü kutlama olarak görmediklerinin altını çizen Seher, 8 Mart'ı Cizre ve Sur'da yaşanan direnişe bir selam olarak gördüklerini belirtti. Afyon'un Cerattepe ilçesinde halkın doğa için yaptıkları direnişi hatırlatan Seher, "Cerattepe'de yaşayanların cümlesi şuydu; 'Biz kendi doğamızı korumak için bu kadar polis devlet zulmüne maruz kaldıysak Cizre ve Sur'daki halk ne haldedir.' Artık Türkiye'nin batısı da yavaş yavaş Kürdistan'da yaşanan zulmü ve ölümleri görmeye başladı. Bu sene kesinlikle Cizre ve Sur'da yaşanan direnişe ses vermek için alanlarda olacağız. Türkiye'de bir kirli savaş var. Ve bu savaş çocuk ve kadınlar ile daha da kirletilmeye çalışılıyor. Bir savaş ahlakı yok" ifadelerinde bulundu.

'Kadın üzerindeki politikalar gün geçtikçe derinleşiyor'

Kürdistan ve Türkiye'deki kadınları emeklerine sahip çıkmaları için 8 Mart'ta alanlara davet eden Seher, kadınlara devlet ve erkeğin eve hapsetme oyunlarına gelmemeleri hakkında uyardı. Seher son olarak da, "Kadın evde, sokakta her yerde güzeldir" ifadeleri ile sözlerini sonlandırdı.

'Güvensiz bir ortam var'

SES Van Şube Eşbaşkanı Kezban Karakuş ise, 8 Mart'ın kadın kurtuluş mücadelesinin simgesi olduğunu ve takvimsel bir gün olmaktan öte 5 bin yıllık erkek devlet zihniyet ile mücadeleyi günümüze taşıdığının altını çizdi. Son dönemde savaş ortamından kaynaklı kadın hak ihlalleri ve çıkarılan yasalar ile güvensiz bir ortamın olduğunu söyleyen Kezban sözlerine şöyle devam etti: "Devlet 14 yıldır kadınların toplum içindeki ekonomik, kültürel ve sosyal etkinliği siyasi partilerin bilinçli politikaları toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, kadınların cinayetlere kurban gitmesine, sokakta, işte evde taciz ve tecavüze maruz kalmasına, kadın kimliğinin, bedeninin ve emeğinin sömürülmesine yol açmış, bu politikalar gün geçtikçe de derinleşmeye devam etmektedir."

'Torba yasalar ile kadın çalışma hayatından itiliyor'

Çıkarılan torba yasalar ile kadının çalışma alanının dışına itilmek istendiğini vurgulayan Kezban, iktidarın çalışma ideolojisini kırmanın kadın devrimi ile mümkün olduğunu belirtti. Kezban, "Kadınlar olarak kaybettiğimiz çocuklara söyleyeceğimiz ninnileri, kadın mücadelesinde zılgıtlara ve direniş baharına dönüştürerek 8 Mart'ı karşılıyoruz. Doğumdan ölüme hayatın her alanında varlıklarını hissettiğimiz, mücadele ve direnişleri ile bizi biz yapan değerli kadınlarımızın 8 Mart'ını kutluyorum" ifadeleri ile sözlerini noktaladı.

(va/dc/mg)