JINHA

ŞIRNEX - Yıkıntılar arasındaki evlerine dönmeye başlayan Cizreli kadınlar, kendilerine acı veren tek şeyin bodrumda direnenlerin katledilmesi olduğunu belirterek, "Onlar ölmediler, kokuları bu sokakta, bu sokaklarda yaşıyor" diyor.

Cizre'de sokağa çıkma yasağının yazı zamanlı kaldırılmasının ardından halk evine, toprağına geri dönmeye devam ediyor. Yıkık evleri arasında dolaşan kadınlar, evlerini nasıl bıraktıklarını anlatıyor. Çoğu sokağa çıkma yasağının 30. gününde yoğun çatışmalar nedeni ile ilçeden çıkmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Karşılaştıkları manzaranın kendilerine acı verdiğini söylüyor bazı kadınlar, bazıları da yaşadıkları en ağır şeyin insanların göz göre göre katledilmesi olduğunu söylüyor.

'Sokaklarımızdaki arkadaşlarımız gitti'

Sokağa çıkma yasağının 30. gününde yoğun çatışmalar nedeni ile Cudi Mahallesinde bulunan evlerinden çıkmak zorunda kaldıklarını ifade eden Sabriye Demir, "Evimizden kıyafet bile almadan çıktık. Sokağa çıkma yasağı kalktıktan sonra geldik, evimizin yerle bir olduğunu gördük. Kapıyı kilitleyip gittim. Evime ait sadece anahtar kaldı elimde. Evimin kapısı yok. Evimiz gitti, sokaklarımızın neşesi gitti. Sokaklarımızdaki arkadaşlarımız gitti" dedi.

'O öldürdükleri çocuklar bitmeyecek'

Evinden geriye hiçbir şey kalmadığını dile getiren Sevcan Barin ise şöyle konuştu: "Bunlar İslamiyet'ten bahsediyor. İnsan olan bunları yapmaz. Bunlar başımıza neler getirdiler. Gençleri burada katledip, bayrak astılar. Bu zulmü asla unutmayacağız. Öldürerek bitireceklerini mi zannediyorlar? Asla böyle olmayacak. O öldürdükleri çocuklar bitmeyecek" dedi.

'Onları koruyamadık'

Evinin tamamen yıkıldığını söyleyen Nürgül Tak, "Keşke Cizre'nin hepsi yıkılsaydı da o çocuklar o bodrumlarda katledilmeseydi. Bu sokaklar onlar kokuyor. Ruhları burada bizimle. Bodrumdan halen onların parçaları çıkıyor. Onları koruyamadık. Cizre onları saklayamadı. Onların yaralarına merhem olamadı. Bu sokaklar onlarındır. Elbet geleceklerdir" şeklinde ifade etti.

'Onlar bu mahallelerde yaşıyor'

Yasağın 20. gününde ailesi ile birlikte ilçeden ayrıldıklarını söyleyen 12 yaşındaki Faruk Çetin de bir çocuğun gözünden yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "20 gün boyunca silah sesleri duyduk. Dışarıda ne oluyordu bilmiyorduk. Arkadaşlarım ne durumdaydı, kimler yaşıyordu çok merak ediyordum. Evimizden çıktık. Sokağa çıkma yasağı kalktıktan sonra geldik. Evimizin yerinde sadece moloz taşları vardı. Bütün her şeyimiz orada kaldı. Evimizin etrafında sadece fişekler var. Bodrumda insanları öldürdüler. Biz burada yaşananları asla unutmayacağız. Cizre için ölenleri hiç bir zaman unutmayacağız. Onlar bu mahallelerde yaşıyor. Asla onları öldüremediler."

'Bodrumda insanlar günlerce yardım bekledi'

Yıkıntılar içinde konuşmak isteyen 10 yaşındaki Onur da "Sokağa çıkma yasağı süresinde top ve silah sesleri geliyordu. Biz çok korktuk. Ne su nede elektrik vardı. İlçeden çıkmak zorunda kaldık. Sonra Cizre'de yaşananları televizyonlarda izledik. Bodrumda insanlar günlerce yardım bekledi. Onları orada öldürdüler. Geriye geldiğimizde ne evimiz kaldı nede başka bir şey. Cizre'nin tekrar eskisi gibi olmasını hayal ediyorum. Çocukların tekrar sokaklarda oyun oynamasını hayal ediyorum" diye belirtti.


(ht/gc)