JINHA

İSTANBUL - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde şiddete karşı özsavunma yaparak Kadıköy sokaklarını direniş alanına dönüştüren ve bunun sonucunda gözaltına alınan kadınlardan Rahime Karvar, "Kadınların direnişi ile baharın direnişi başlatıldı. Devletin en büyük korkusu buydu ve bu yüzden pek çok şehirde yasaklamalara girişti. Kadınlar ise yaşam alanlarını özsavunma ile koruyarak saldırıları boşa çıkardı" diye konuştu.

Türkiye ve Kürdistan'ın pek çok ilinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü devlet tarafından yasak ilan edilerek, kutlamaların yapılması engellenmek istendi. Kuşkusuz bu 8 Mart'a yasakları delen kadınların direniş zılgıtları ve mücadelesi damga vurdu. Barikatları aşan, polis şiddetine karşı özsavunmasını kuşanan ve tüm saldırılara rağmen 8 Mart'ı 8 Mart yapan kadınlar direniş alanlarında tekrar tekrar mücadele sözü verdi. Kadıköy'de polis şiddetine uğrayarak gözaltına alınan Yeni Demokrat Kadın (YDK) aktivisti Rahime Karvar, 8 Mart eylemlerinde yaşananların ardından kadınlar olarak özsavunmanın bir kez daha hayati önem taşıdığını gördüklerini belirtti.

'İzin verilmemesi kadınlara yaklaşımın göstergesidir'

Numune Hastanesi'nden İskele Meydanı'na yapılan çağrı ve mitinge iki hafta öncesinden başvuru yaptıklarını fakat mitinge iki gün kala valiliğin 'yasak' ibaresi ile karşılaştıklarını dile getiren Rahime, "8 Mart'ta alanlara çıkmak tüm kadın örgütlerinin ve kadınların hakkı. İzin vermeme meselesi bu devletin kadınlara yaklaşımının çok net göstergesidir. İskele Meydanı'nda ilk olarak basın açıklamasına izin vereceklerini ifade etmişlerdi ama alanda beklediğimiz andan itibaren darp etmeye başladılar" diyerek yaşananları anlattı.

'Suçlamalara savcılık bile inanmadı'

Polisin bir grup kadını otobüs duraklarında sıkıştırıp şiddet uygulamaya başladıklarını, kadınların da birbirlerini korumak için polise karşılık verdiğini ifade eden Rahime, ardından yaşadıkları gözaltı sürecini ise şu sözlerle anlattı: "Gözaltında darp edip ters kelepçe yaptılar. Yol boyunca darp ettiler. Darp izlerinin geçmesi için bizi saatlerce karakolda tuttular. Akşama doğru anca darp raporu alabildik. Savcılığa çıktığımızda ise 'silahlı bir şekilde eyleme katılmak' gibi suçlamalar vardı. Buna Savcılığın kendisi bile itiraz etti."

'Kadınların direnişiyle baharın direnişi başlatıldı'

Saldırıları 7 Haziran'dan itibaren devletin başlattığı bir savaş konsepti ile ilişkilendiren Rahime, savaş sürecinde kadınların direnişinin gerek Rojava'da gerekse Kuzey Kürdistan'da öne çıktığını söyledi. Savaş konseptinin başlaması ile birlikte devletin saldırılarının kadınlara yöneldiğini ifade eden Rahime, "Ekin Wan'ın bedeninin teşhir edilmesi, Yeliz, Şirin ve Sêvêlerin katledilmesi bunun göstergesiydi. Baharın gelişi devlet açısından korkunun yansıması oldu ve baharın müjdecisi ise kadınların direnişi ve 8 Mart'tı. Kadınların direnişi ile baharın direnişi başlatıldı. Devletin en büyük korkusu buydu ve bu yüzden pek çok şehirde yasaklamalara girişti. Kadınlar ise yaşam alanlarını özsavunma ile koruyarak saldırıları boşa çıkardı" diye konuştu.

'Öz savunmaya karşı devletin ve erkeğin kurtuluşu yok'

Özsavunmanın artık tüm kadınlar için vazgeçilmez bir yerde olduğunun altını çizen Rahime, "Bizim hayatımızın bir parçasında özsavunma olmak zorunda. Bunu 2015 yılında 303 kadının öldürülmesinden de görüyoruz; Nevin, Çilem ve Yasemin'in yaşamlarına sahip çıkmasından da. Aynı şekilde Cerattepe'de kadınların doğalarına sahip çıkması, Kürdistan'da kadınların dillerine, kültürlerine, topraklarına sahip çıkmaları da öz savunmanın göstergesi. Bütün bunların birleşimi artık bizim için kadın direnişi eşittir özsavunma. Özsavunmaya karşı ne devletin ne de erkeklerin kurtuluşu yok. 8 Mart'ta da bunun bir göstergesi olarak 'siz saldırırsanız biz savunmamızı almaya devam edeceğiz' dedik" sözleriyle dile getirdi.

Rahime son olarak 8 Mart kapsamında kadınlara şu çağrıda bulundu: "Kürdistan'da eril güçlerle geliştirilen bir savaş var. Biz devletin aramıza koymaya çalıştığı yapay duvarları yıkalım ve oradaki kadınlar ile ortak mücadele edelim. Batıdaki kadınların görevi bu ve görevimizi yerine getirmeye devam edelim."

(ck/ödk/mg)