'Elimin hamuru kramponumun topuğu'
19:00
JINHA
ANKARA - Ankara Üniversitesi’ndeki "Eşitlik İçin Konuş" konferansında, 2030 yılında toplumsal eşitliğinin sağlandığı ve tüm programları eşit dünyada yaşamak için neler yapılması gerektiği tartışıldı. Konferanstaki konuşmacılar kadın erkek eşitliğine vurgu yaparken, Türkiye'nin FIFA kokartlı ilk kadın hakemi Doç. Dr. Lale Orta da sporun cinsiyetinin olmayacağını belirterek, "Futbol erkeklere ait bir spor değil. Yıllardır ben ve benim gibi futbolun içinde olan kadınlar bunu gösterdi" dedi.
Ankara Üniversitesi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak amacıyla "Eşitlik İçin Konuş" konulu konferans düzenlendi. Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) Konferans Salonunda, Birleşmiş Milletler (BM) Kadın komisyonu ve Kalkınma Komisyonunun katkılarıyla yapılan konferansa konuşmacı olarak Türkiye'nin FIFA kokartlı ilk kadın hakemi Doç. Dr. Lale Orta, kadın balıkçılarla çalışma yapan Dr. Huriye Göncüoğlu, 'Babalar ve Kızları' girişiminin kurucusu Özdemir Hiçdurmaz ve ihtiyacharitasi.org'un kurucusu oyuncu Mert Fırat katıldı.
2030 yılında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı ve tüm plan ve programlara dâhil edildiği eşit bir dünyada yaşamak için nelerin yapılması gerektiği konuşulan konferansta, konuşmacılar toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili öz yaşam deneyimlerini, karşılaştıkları zorlukları, hayallerini ve çözümlerini paylaştı.
'Elimin hamuru kramponumun topuğu'
Konferansta konuşmacıların fotoğraflarının olduğu sine-vizyon gösterimi yapıldı. İlk konuşan Lale Orta, Türkiye'de futbol gibi erkekliğin yoğun olarak yaşandığı bir spor dalında ilk kadın hakem olma sürecini anlatırken, "Bu işe başladığımda elinin hamuruyla karışma dediler. Ben de onlara ‘elimin hamuru, kramponumun topuğuyla devam edeceğim’ dedim" ifadelerini kullandı.
'Futbol erkeklere ait bir spor değil'
Sporun cinsiyetinin olmayacağını belirten Lale, "Futbol erkeklere ait bir spor değil. Yıllardır ben ve benim gibi futbolun içinde olan kadınlar bunu gösterdi" dedi. Kaleci olarak başladığı işini severek ve cesaretle yaptığını söyleyen Lale, "Hem kendimi hem kalemi korumaya başladım. Antrenörlük kursunu bitirip Türkiye'de bir ilk gerçekleştirip hakem oldum. Neredeyse 30 erkek hakemin arasında tek kadın olarak yer aldım" dedi.
'Benden sonra gelecek kadınların önünü açacaktım'
"Futbol o kadar çok erkek işi olarak görülüyordu ki kendimi kanıtlamak için bütün erkeklerden daha fazla çalıştım. Bir kadına güvenip maç vermiyorlardı. Sonra zamanla ısrar ettim ve kendimi gösterdim ilk Süper Lig de maç takip ettim. Bana verilen ilk maçta o kadar sorumluluk sahibi hissettim ki kendimi haftalarca uyumadım çalıştım. Çünkü biliyordum, benden sonra gelecek kadınların bu konuda önünü açacaktım" diyen Lale, eşitliğin önemine vurgu yaptı. Eşitlik için kadınların gösterdiği çabanın çok önemli olduğunun altını çizen Lale, "Her şeyde olduğu gibi futbolda da kadın erkek eşitliği olmalıdır" dedi.
Diğer bir konuşmacı akademisyen Huriye Göncüoğlu, 2007 yılından beri Ege'de kadın balıkçılarla çalışıyor ve hikayelerini anlatıyor. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde öğretim görevlisi olan Huriye, "Bu işin içine girdiğimde işin her alanında erkek olduğunu gördüm. Evet kadınlar vardı bu alanda, ama biz toplum olarak bu kadınları görmüyorduk" diyerek, akademik olarak bu alanda çalışma yürüttüğünü belirtti.
'Dört kuşak balıkçılık yapan kadınlarla karşılaştım'
Sırt çantasını alarak Muğla'ya gittiğini ve 200 koy ve onlarca ilçe gezdiğini kaydeden Huriye, "Balıkçıların teknelerinde kaldım, balığa çıktık.Bir kadınla konuşabilmem için önce eşini, sonra erkek çocuğunu aştım 3 gün bir kapıda bekledim" dedi. 2011 yılında yaptığı “Kadın Balıkçılar” projesiyle kadın balıkçıların görünürlülüğünün arttığına dikkat çeken Huriye, "Bu işi yapan kadın çok fazla ama görünmüyor. Dört kuşaktır balıkçılık yapan kadınla tanıştım" diye konuştu.
'Gözlerini kaybeden kadın balıkçılar var'
Sürekli su ve güneşe maruz kalan balıkçı kadınlarda çeşitli rahatsızlıkların zamanla baş gösterdiğine işaret eden Huriye, "Gözlerini kaybeden kadın balıkçılar var. Ama o kadınlar sürekli denize şükrederler. Çünkü bütün geçimini kadınlar denizden sağlıyor. Kadına yapılan her türlü yatırım kat be kat geri döner" diye belirtti.
(he/sy)