Cizîra Botanlı küçük Meryem'in büyük direnişi...

09:14

JINHA

ŞIRNEX - Cizre direnişinde yaşamını yitirenlerden Meryem Akyol 17'sinde bir çocuktu. Ailesi günlerce cenazesini aradı en sonunda üçüncü 'vahşet bodrumu'nda olduğunu öğrendi. "Herkesin kendi toprağında yaşamak hakkı" diyen Meryem'in annesi, "Kürtlerin kaderi katliam olmamalı artık buna dur denilmeli" diyor.

Cizre'de 80 gün süren direniş ve soykırım saldırılarında katledilen yüzlerce insandan biride 17 yaşındaki Meryem Akyol'du. Üçüncü 'vahşet bodrumu'nda bulunan onlarca siville birlikte katledilen ve cenazesi yakılan Meryem'in tanınmayan bedenini ailesi 25 gün aradı. Cenazesini Meryem 'in çok sevdiği Cizre'ye devlet saldırıları nedeniyle getiremeyen ailesi onu doğduğu köyde defnedildi.

'Toprağına sahip çıkmak için için mücadele ediyordu'

Meryem'in yasını tutan annesi Kumru Akyol, kızının kaderini Kürdistan'a benzetiyor ve artık bu kaderin değişme zamanının geldiğini söylüyor. 6 çocuğundan dördüncü sırada olan Meryem'i anlatırken, "İyi ve anlayışlı biriydi. Yaşının çok üzerinde düşünce biçimi vardı. Hakkını arıyordu. Toprağı ve hakkı için mücadele ediyordu. Bir Türk vatandaşı hangi haklara sahip ise, Meryem'de o haklara sahip olmak için mücadele ediyordu" diyor.

'Bu zulmü niye yaşatıyorlar'

Bir bodrumda kıstırılan gencecik canları katleden zihniyeti lanetlediğini söyleyen Kumru, "Kızımın bodrumda olduğu bilmiyorduk. O bodrumdaki herkes sivildi. Meryem'in üçüncü bodrumda olduğunu sonradan öğrendik. Daha sonra kızımızın günlerce cenazesini aradık. Biz kızımızı Cizira Botan'da defin etmek istedik. Ama izin vermediler. Bizim çocuklarımızı öldürmeye hakları yoktu. Çocuklarımız sivildi. Katliamı gerçekleştirdikten sonda 'PKK'lileri öldürdük' dediler. Ama hepsi sivildi. Çocuklarımız için terörist dediler. Kendi toprakları üzerinde özgürce yaşamak için mücadele ettiler. Bizim toprağımız varken neden bu zulmü yaşayalım ki" diye anlatıyor.

'Hakkımız yerde kalmasın'

"Hakkımız yerde kalmasın" diyen Kumru, "Bizi anlayabilmeleri için; bizim çocuklarımızın başına ne geldiyse, onların çocuklarının başına da gelsin. Biz çocuklarımızı gömebildik, onlara gömmekte nasip olmasın. En son kızımı bu evden çıktığında gördüm. Yasak sürecinde hiç görüşmedik, telefonda bile konuşmadık. Nerede olduğunu bilseydik, onu kurtarmak için elimden geleni yapardım. O çocuklarımızı katledip ne ellerine geçti. Onlarda çok iyi biliyordu ki onlar sivildi" diye belirtiyor.

'Kobanê'de yapılanları yaptılar'

Annelerin yüreğine ateş düşürdüğüne dikkat çeken Kumru, "Aynı acı onların yüreğine de düşsün. Orhan Tunç ve kızım aynı bodrum olduğunu son anda öğrendik. Orhan'ı aradık, Meryem'i sorduk. Akşam onunla ilgili bilgi aldık. Bodrumda 25 kişi olduğunu öğrendik. 25'i de sapasağlamdı bir kaç kişi hafif yaralıydı. Üçüncü bodrumdaki insanların kimyasal ile öldürüldüğünü düşünüyoruz. Üçüncü bodruma gittim. Her yere dokundum her yere baktım belki kızıma ait bir şey bulurum diye. Böyle bir vahşeti başka bir yerde gördünüz mü? Türkiye dışında başka bir ülke böyle bir şey yapmamıştır. Burada bu katliamı yapan Erdoğan'ın IŞİD'idir. Önce Kobanê'ye saldırdılar, öldürdüler yıktılar. Şimdi de aynısını Cizre'ye yaptılar" diyor.

(ht/fk)