'Savaşın açtığı yaraları birbirimize sarılarak iyileştirebiliriz'

17:38

JINHA

İSTANBUL- 'Türkiye'de Göçmen ve Kadın Olmak: Sorunlar ve Deneyimler' panelinde konuşan Suriyeli kadınlar, "Türkiyeli kadınlar bizimle dayanışırlarsa birlikte çalışmalar yürütebiliriz. Belki savaşın açtığı yaraları birbirimize sarılarak iyileştirebiliriz" dedi.

Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkez ve İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfında (İKGV) tarafından 'Türkiye'de Göçmen ve Kadın Olmak: Sorunlar ve Deneyimler' adlı panel Beyoğlu'nda bulunan Merkez Han'da yapıldı. Panelde ilk konuşması İnsan Ticareti Mücadele Koordinatörü Tuba Dündar, göçmen işçilerin yaşadıkları hak ihlallerini derleyerek bir rapor hazırladıklarını raporu da milletvekillerine verdiklerini belirtti.

'Sözlü ve cinsel şiddete maruz kalıyorlar'

Tuba, raporu hazırlarken İstanbul'da çalışan veya iş arayan 51 göçmen kadınla görüştüklerini belirterek, iş yerinde yaşanan hak ihlallerini sorduklarında kadınların cinsel ve sözlü şiddete maruz kaldıklarını ve paralarına el konulduğunu söylediğini aktardı. Göçmen kadınların Türkiye'deki sorunlarını sıralayan Tuba "Belgesiz oldukları için sürekli sınır dışı edilme korkusu, evlilik dışı olan çocuğun elinden alınması, sağlık ve insani yaşamlarını sürdürme gibi sorunları oluyor. Etrafımızdaki bu kadınlara dikkatli bakmalıyız çünkü bu insanlar yaşamlarımızın içindeler" ifadelerini kulandı.

'İmza atmayan kadınlar sınır dışı ediliyor'

Tuba'nın ardından söz alan İKGV Proje Koordinatörü Duygu Yıldırım ise, 7 ilde psiko-sosyal destek projesi yürüttüklerini belirterek, göçmen kadınların İçişleri Bakanlığı tarafında tespit edilen illere yönlendirildiğini, kayıt işlemlerinden sonra belirlenen şehirlerde yaşadıklarını ifade etti. Kayıt altına alınan kadınların haftanın belirli gülerinde polis merkezlerine imza atmaları gerektiğini belirten Duygu, "Eğer 3 kere imza atmazlarsa kayıt düşer, gitmek istedikleri düşünülüp dosya geri çekilir ve sınır dışı edilirler. Mültecilik başlı başına sorunken kadın olmak daha da büyük ve derinleşen sorunlar yaratıyor" diye konuştu.

'Güvencesiz koşullarda çalışıyorlar'

Mültecilerin ucuz ve güvensiz koşullarda çalıştırıldığını ifade eden Duygu, mültecilerin kayıt dışı olmaları yüzünden yaşadıkları hak ihlallerini şikayet edemediklerini belirtti. Çocuk işçiliğinin bu göç dalgası ile büyük artış gösterdiğine dikkat çeken Duygu, "Çocuklar hem bedenen hem de psikolojik olarak sömürülüyorlar. Bu sorun çok üzücü ve sarsıcı. En zoru da onlarla yaptığımız görüşmeler de yaşadıklarını anlattıkları zaman oldu" diye konuştu.

'Savaş hayattaki tüm güzel şeyleri yok ediyor'

Suriyeli mülteci kadınlardan öğretmen Randa ise, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni hatırlatarak, savaşlar nedeniyle sözleşmelerin bir yararının olmadığını ifade etti. Randa, geçen yıl yaşadığı bir olayı anlatarak, iki başarılı öğrencisinin evlerine bomba düşmesi sonucu katledildiklerini söyledi.

'Çocuklar ötekileştirme ile yüz yüze kalıyor'

Birçok aile gibi kendilerinin de savaş yüzünden Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldıklarını söyleyen Randa, "Ülkemizden kopmamızın yarattığı başka bir sorunda başka bir kültürle uyum sağlamak olmuştu. Her şeye ve herkese yabancıydık" şeklinde konuştu. Özellikle çocukların uyum sağlarken çok kötü etkilendiklerini belirten Randa, "Çocuklar, ötekileştirme ile yüz yüze kalıyorlar. Çocuklarımız orada savaştan ölme korkusundan burada da dışlanma korkusu yüzünden evlere hapsolmuş durumda" ifadelerini kullandı.

'Savaşta en çok kadınlar katlediliyor'

Mülteci kadınlardan Ghalya da, kadınların toplumun temelini oluşturduğunu fakat savaşlarda yine en çok kadınların katledildiğini dile getirdi. Suriye'den gelen kadınların sorunlarının bitmediğini aksine katlanarak arttığını ifade eden Ghalya, göç eden kadınların yaşadığı ülkelerde cinsel şiddete, emek sömürüsüne ve psikolojik baskıya maruz kaldıklarını belirtti.

Ghalya, Türkiyeli kadınların kendileriyle dayanışma içinde olmasını istediklerini belirterek, "Belki savaşın açtığı yaraları birbirimize sarılarak iyileştirebiliriz" şeklinde konuştu.

(dek/ödk/gc)