Figen Yüksekdağ: Yarın ulaşacağımız bayramlar için bugün direneceğiz
16:21
JINHA
İSTANBUL - Polis ablukası ve gözaltılar ile engellenen İstanbul Newroz'una ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Ellerinde silahlar, tomalar, zor aygıtları karşılarında ise sadece renkleri ile mitinge gelen sivil halk var. Biz Newroz'u kutlamanın meşru olduğunu bilerek sokağa çıkıyoruz. Zulüm, ölüm korkusu olmadan, onurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak direnmeliyiz. Yarın ulaşacağımız bayramlar için bugün direneceğiz ve kazanacağız. İstanbul halkının Newroz'u kutlu olsun" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek, HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, Filiz Kerestecioğlu ve HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cesim Soylu, polis ablukası ve gözaltılar ile engellenen İstanbul Newroz'una ilişkin partilerinin il binasında basın toplantısı düzenledi. İlk olarak söz alan DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek bütün illerde bütün illerde resmi izin alarak Newroz'un huzur ortamında kutlanmasını için çaba harcadıklarını ve resmi izinler aldıklarını belirterek, "Fakat AKP 8 aydır ülkede izlediği şiddet politikasının bir öğreneğini bu Newroz sürecinde de uyguladı. Kamu düzeninin huzuru, toplum güvenliği gibi kavramlar üzerinden politikasını izah eden AKP asıl bu uygulamalar ile güvenliği bozmaktadır. Yasaklamaların kendisi provokasyondur" dedi.
' Bütün mahallelerde baskı ve şiddet söz konusu'
Hükümetin Newroz'un binlerce yıldır kutlandığı bir bayram olduğunu çok iyi bildiğini ve yasakların "Çıkın sokaklara kanunu olmayan etkinliklerde bulunun" anlamına geldiğini ifade eden Kamuran, "Halkın bayram etkinliği meşrudur ama yasaklamanın kendisi 'gayri kanunu bir etkinlik yapın' demek ve devamında halka şiddet uygulamaya bahane aramaktır. Bugün İstanbul'da onlarca insanımız Newroz kutlaması için Bakırköy'e gelmek istediği için gözaltına alınmış durumda. İstanbul'un bütün mahallerinde bir baskı, şiddet söz konusu. Bunu yaratan kim? Türkiye toplumunun tamamı bunu sorgulamalı. Sadece bugüne mahsus olmayan bir korku psikolojisi egemen. Hiçbir insan rahat değil" diye konuştu.
'İçeride dışarıda savaş ortamı yaratıyorlar'
Aylardır Kürt kentlerinde uygulanan sindirme politikalarının Türkiye'nin her yerine sıçradığını ve halkın hiçbir yerde rahat olmadığını ifade eden Kamuran, buna çözüm sürecini rafa kaldıran AKP'nin sebep olduğunu söyledi. Kamu düzenini sağlamak söyleminin gerçek dışı olduğunu gerçek olanın ise kaos yaratarak iktidarın suçlarını örtme çabaları olduğunu belirten Kamuran, "Her diktatörün izlemiş olduğu yolu izleyerek içeride ve dışarıda savaş ortamı yaratıyorlar. Öyle olursa 'bütün kirliliklerimizi örtersiniz' diyorlar. Yaşanan durumu bir Kurtuluş Savaşı olarak topluma sunmaya çalışıyorlar. Sahte Kurtuluş Savaşı yaratıyorlar çünkü bu ülke bölünme tehdidi altında değildir. Tehdit altında olan Cumhurbaşkanının hayalleridir" şeklinde konuştu.
'Yasaklama güvenlik algısı ile açıklanamaz'
Ardından konuşan Figen Yüksekdağ ise İstanbul'da 120 gözaltı olduğunun bilgisini vererek, "Saat 10'dan itibaren İstanbul'un dört bir yanında kuşatma uygulandı. Sadece Bakırköy'de değil İstanbul'un genelinde abluka uygulandı. Halkımızın kendi mahallerinden dışarı çıkması engellendi. Bu çıkışlar esansında partili yöneticilerimiz, halkımız, gözaltına alındı. Bunun dışında sokaklar âdeta bir gözaltı alanına dönüştürüldü. 3-5 kişinin bir araya gelmesi engellendi. İnsanların bazıları belirli sokaklarda gözaltında tutuluyor. Mahsur bırakılmış durumda. Bizle de Bahçelievler de aşağıya indiğimizde çıkışımız engellendi" diye ifade etti.
Türkiye'nin her yerinde yaşanan engellemeler sonucu yüzlerce yurttaşın gözaltında olduğunu belirten Figen, "Türkiye'nin dört bir yanı yasak alanına dönüştürüldü. İstanbul'da ise böyle bir yasaklama güvenlik algısı ile açıklanamaz. Halkın kamunun güvenliği ile izah edilmez. Valilik halkın güvenliğini sağlamaya yönelik bir algıya sahip olsaydı dün bomba patlamayacaktı. Aylar önce Sultanahmet'te bombacının patlamasına engel olmayanlar gerçek anlamda kamu güvenliğini gözetmiyor. Gözettikleri şey halkın güvenliği değil, bu zamana kadar kurdukları baskı mekanizmasının kurumsallaştırılması ve bunun siyasi yönetim tarzı olması" diye konuştu.
'Mitingimizi yasaklayanlar kabusu sürdürmek istiyor'
"İstanbul'da bir gün önce bombalar patlıyor, bugün mitinglerimize söylentiler yayarak insanların sokağa çıkmasını engellemeye çalıyorlar" diyen Figen, "Canlı bombaların patlamasını engellemek yerine halka "Ben canlı bombaları yakalayamıyorum ama siz sokağa çıkmayın, evinizde oturun" diyorlar. Bugün uyguladıkları politika budur. Çeşitli kentlerde de uyguladıkları politika budur. Mitingimizi yasaklayanlar bu kabusu sürdürmek istiyor" dedi.
İstanbul'nu sayısız kültür ve inancın bir arada yaşadığı bir şehir olduğunu söyleyen Figen, "İstanbul halkların bir arada yaşadığını gösterilmesi açısından örnektir. Biz halkların bir arada barış, demokrasi ve özgürlük içinde bir arada yaşama mesajını verecektir. İstanbul'daki bütün halkların kardeşçe bir araya gelip dünyaya seslenmesine yasak koydular. İstanbul'da halkların birleşik gücünün uyanmasını istemediler. Ellerinde silahlar, tomalar, zor aygıtları karşılarında ise sadece renkleri ile mitinge gelen sivil halk var. O halka her zulmü hak görüyorlar ama her gün bir meydanda bomba patlamasını engellemeyi görev bilmiyorlar. Biz Newroz'u kutlamanın meşru olduğunu bilerek sokağa çıkıyoruz. Halkımız da bu bilinçle sokaklarda" diye belirtti.
'Hepimizin görevi direnmektir'
Sultanbeyli de halkın yasağa karşı "Halk Newroz alanına gidemiyorsa Newroz alanı halka gider" dediğini söyleyen Figen, "Meydanın neresi olduğu önemli değildir. Bizler her mahallede her sokakta bu ruhu yaşatabilir ateşi yakabiliriz. Newroz bayramı bin yıllık bir mücadele. Bin yıl boyunca ezilen halkların zalimlere karşı özgürlük mücadelesi. Newroz bayramı nice sultanı mezara gönderdi. Tarihin kararlığına gömdü ama Newroz tüm ışığı ile bugüne kadar geldi. O ateş her bir yurttaşımızın gözünün içinde, ellerinde ve o ışık her yerdedir. Bugün Gever'de, Şırnak'ta Nusaybin'de, Cizre'ye benzer saldırılar ile karşı karşıya halkımız. İstanbul'da da belki o düzeyde değil ama burada da halka yaşamı dar eden bir saldırganlık var. Hepimizin görevi direnmektir. Bu bayramı selamlarken direnirken kazanacağız dedik. Zulüm, ölüm korkusu olmadan, onurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak direnmeliyiz. Yarın ulaşacağımız bayramlar için bugün direneceğiz ve kazanacağız. İstanbul halkının Newroz'u kutlu olsun. Halkımızı her yerde bütün haklılığı ile kendisine hak olan alanlara çıkmaya davet ediyorum" diyerek sözlerini sonlandırdı.
(ekip/za/dk)