Kömürlü termik santraller her yıl 2 bin 876 ölüm getiriyor

13:34

JINHA

İSTANBUL - Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye'de hava kirliliğinin özellikle 2015 yılında ciddi artış gösterirken, kömürlü termik santraller nedeniyle Türkiye'de her yıl en az 2 bin 876 erken ölüm gerçekleşiyor.

Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından hazırlanan 'Türkiye'de Hava Kirliliği: Kara Rapor' Minerva Palas'ta düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Rapora göre Türkiye'de hava kirliliği özellikle 2015 yılında ciddi artış gösteriyor. Türkiye'de hava kirliliğine neden olan PM10 partikülü için 2015'te verilen yıllık limitin 56 µg/m3 olduğu belirtilen raporda, 2015 yılında Türkiye'de 81 ilin 41'inde bu limitin aşıldığı kaydedildi. Raporda en yüksek düzeyde hava kirliliği görülen 3 il ise Aksaray, Ağrı ve Muş olarak gösterildi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) hava kalitesi limiti dikkate alınarak yapılan değerlendirmede ise sadece Çankırı'daki değerlerin limitin altında olduğu görüldüğü belirtildi.

'Kömürlü termik santraller 2 bin 876 erken ölüm getiriyor'

Raporda, özellikle Samsun (İlkadım Hastane), Bursa, Manisa, İstanbul (Esenyurt), Adana (Valilik), Kayseri (Hürriyet) ve Bursa (Beyazıt Cad.) istasyonlarında, yılda 250 günden fazla süre boyunca ( 327-256 gün) günde 50 µg/ m3'den daha fazla PM10 düzeyi ölçümü yapıldığı kaydedildi. Kömürlü termik santraller nedeniyle Türkiye'de her yıl en az 2 bin 876 erken ölüm, 4 bin 311 hastaneye yatış ve 637 bin 643 işgünü kaybı yaşandığı ifade edilen raporda, kömürlü termik santrallerin hastalık ve ölüm nedeniyle yarattığı olumsuz ekonomik yükün 2,9-3,6 milyar Avro arasında değiştiği belirtildi.

'Hükümet hava kirliliğini önleme konusunda adım atmalı'

Raporu hazırlayan ekipten Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, raporu şöyle değerlendirdi: "Türkiye'de klasik hava kirleticilerinin tümü ölçülmüyor. Ülkemizde yalnızca SO2 ve PM10 tüm illerde ölçülüyor. Diğer klasik hava kirleticilerinin ölçüldüğü il ve istasyon sayısı sınırlı. Hükümet hava kirliliğini önleme konusunda ivedi olarak adım atmalı ve hava kirleticileri için DSÖ tarafından önerilen sınır değerlerin kullanılmasını sağlamak amacıyla yasal düzenleme yapmalıdır."

'Hava kirliliğine karşı yöneticiler önlem alsın'

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı üyesi Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan da Türkiye'de hava kirliliğinin özellikle 2015 yılında ciddi artış gösterdiğini vurgulayarak, "Başta akciğer kanseri ve solunum sistemi hastalıkları olmak üzere birçok sağlık etkisi bulunan hava kirliliğine karşı ulusal ve yerel düzeyde yöneticileri önlem almaya çağırıyoruz" dedi.

'Etkili önlemler derhal alınmalı'

Türkiye'nin hava kirliliği konusundaki yasal mevzuatın DSÖ'nün düzenlemelerinin gerisinde olduğunu vurgulayan Greenpeace Akdeniz Avukatı Deniz Bayram, temiz hava hakkı 2019-2020 hedeflerine ulaşmak için öncelikle kömüre dayalı enerji üretiminden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti ve "Etkili önlemler derhal alınmalı" dedi.

(dk)