Figen Yüksekdağ: Fezlekeler savaş konseptinin bir parçasıdır

09:02

Filiz Zeyrek/JINHA

ADANA - Geçtiğimiz günlerde dokunulmazlıklarının kaldırılması için meclise gönderilen fezlekeleri değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, dokunulmazlıkların tamamen kaldırılması gerektiğini belirterek, "Bizim dokunulmazlığımızı kaldırmak isteyenler kendi dokunulmazlığını korumak için kaldırmak istiyorlar. Aslında fezlekelerde bu savaş konseptinin bir parçasıdır" dedi.

Türkiye genelinde 7 Haziran seçimlerinin ardından istediği sonucu elde edemeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti, bir yandan Kürt halkına yönelik savaş konseptini devreye koyarken, bir yandan da HDP'ye yönelik saldırılarını arttırdı. HDP'nin 7 Haziran başarısını hazmedemeyen AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla, aralarında HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 23 HDP'li milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için haklarında hazırlanmış fezlekeleri Meclis Genel Kuruluna gönderdi. Figen Yüksekdağ dokunulmazlıklarının kaldırılmak istenmesine ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

'Savaş sarayın talimatıyla başladı'

Türkiye siyasi tarihinde HDP'nin ezilen halklar açısından bir umut olduğunu belirten Figen, "Mevcut iktidar karşısında bu zamana kadar HDP siyaset sahnesine güçlü bir biçimde çıkıncaya kadar bir alternatif yoktu. Bunun üzerine aslında tek parti ve tek adam rejimine dayalı bir sınıra hapsetmeye çalıştılar. Ama HDP siyaset sahnesine çıktıktan sonra çok net ve güçlü bir alternatif olarak şekillendi. Bir diktatörlük inşa etmeye çalışan AKP ve saray yönetimi bu alternatifi boğmaya yöneldi. Oysa 7 Haziran'dan sonraki dönemi herkes hatırlar. O enerji, o umudu, o coşkuyu herkes hatırlar. Ve ondan sonraki süreçte savaşın saray talimatıyla nasıl başlatıldığını herkes çok iyi hatırlar. Suruç saldırısıyla HDP'ye bir savaş açtı. Aslında fezlekelerde bu savaş konseptinin bir parçasıdır. Biz fezlekeleri her şeyin merkezinde bir konu ve bir gündem olarak ele almıyoruz" ifadelerinde bulundu.

'Ortada meşruiyetini yitirmiş siyasi bir iktidar bulunuyor'

Türkiye ve Kürdistan'da daha önemli sorunların olduğunu kaydeden Figen, yaşanan bir savaş gerçeğiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Figen, fezlekelerin gündemleştirilerek dokunulmazlık tartışmaları ile mevcut iktidar partisinin gerçekleri örtmeye çalıştığını dile getirerek şunları belirtti: "Biz bunun farkındayız. O nedenle HDP çatısı altında siyaset yapan bireyler ve kolektif yapı olarak dokunulmazlık tartışmalarını siyasetin merkezinde ve bizim mücadelemizin öncelikli gündemi olarak tanımlamıyoruz. Bu aynı zamanda AKP iktidarının saldırı ve darbe rejiminin işlediği savaş suçlarının ortaya çıkardığı gündemi saptırma yönündedir. Ortada bütün meşruiyetini yitirmiş bir siyasi iktidar bulunmaktadır. Böyle gayri meşru ve savaş suçlusu bir iktidarın bizi dokunulmazlıklarımızı bizim halktan aldığımız güvenceyi tartışmaya hakkı yoktur. Böyle bir tehditle karşımıza çıkma meşruiyeti de yoktur. Her şeyden önce hakkımızdaki fezlekeler ve dokunulmazlığın kaldırılması tehditleri gayri meşrudu. Gayri meşru bir iktidar gayri meşru bir siyasi yapı tarafından gündeme getirilmiştir. Biz kendi durduğumuz noktanın farkındayız."

'Biz vekaleti halktan aldık'

Figen, AKP hükümetinin gayrı meşru bir pozisyonda olduğunu yineleyerek, "İnsanlık hukukuna ve meşruiyetine eş düşmeyen uygulamalarla ayakta durmaya çalışan bir yapıdır. Birde başka bir taraf var. Oda 'meşru demokratik siyasi taraf'tır. Bizde o tarafın merkezinde duruyoruz. HDP halkın siyaset yapma kanalıdır. Biz haklı olanı temsil ediyoruz. Bu nedenle onların bu tehditlerine karnımız tok. Onların bu tehditlerine pabuç bırakacak bir siyasi parti değiliz. Bu halk bize baskının zulmün ölümün ve kuşatmanın içerisinde bir siyasi mücadele yürüterek seçti ve vekalet verdi. Böyle koşullar içinde seçilmiş halktan vekalet almış temsilcileriz. Bu kadar zor koşularda ve büyük bir abluka içerisinde bize tek hesap sorabilecek o vekaleti de bizden alabilecek tek güç de halktır" diye konuştu.

'Görevimizin başındayız'

Türkiye'nin geleceğini düşünmek istemeyenlerin dokunulmazlıkları gündemleştirmeye çalıştıklarını ifade eden Figen, "Türkiye'yi 90'lı yıllara götürdüler. Dokunulmazlıklar karşısında bir 90'lı yıllar örneği yaratmak istiyorlar. Ama artık yıl 90'lar değil. Daha örgütlü ve daha güçlü bir halk var. Bu tip saldırılarla asla bizi güçten düşüremezler. Asla bizim gündemimizi saptıramazlar. Biz görevimizin başındayız. Bir taraftan halkımız yeni bir demokratik yönetim için abluka altındaki kentlerde direnişini sürdürüyor. Bir taraftan da 8 Mart mitingleri ve Newroz meydanlarında olduk ve olacağız" dedi.

'Er ya da geç yargılanacaklar'

Dokunulmazlığın tamamen kaldırılması taraftarı olduklarını söyleyen Figen, bunun 550 milletvekilinin yanı sıra, devletin diğer kurumlarını da kapsaması gerekliliği üzerinde durdu. Figen, "Bugün Cizre'de, Sur'da ve Nusaybin'de savaş suçu işleyen general, orgeneral, 'anayasayı tanımıyorum' diyen Cumhurbaşkanı, mit müsteşarı gibi suç işleyen herkesin dokunulmazlıkları kaldırılsın. Bizim dokunulmazlığımızı kaldırmak isteyenler kendi dokunulmazlığını korumak için kaldırmak istiyorlar. Ama bize bu şekilde yönelirlerse yönelsinler. Suçlarının üzerini örtemezler. Er ya da geç halk nezdinde yargılanacaklar" şeklinde konuştu.

(dc/mg)