'Cinsel istismar örgütlü erkeklik suçudur, sorumlusu devlettir'

13:06

JINHA

ANKARA - Karaman’daki cinsel istismarla ilgili açıklama yapan Kadın Özgürlük Meclisi (KÖM), kadına yönelik erkek şiddeti gibi çocuk istismarının bir erkeklik suçu olduğunun altını çizerek, bu suçun giderek artması ve normalleştirilmesine iktidarın erkek egemen politikasının neden olduğunu belirtti. Devletin örgütlü erkeklik suçlarının artmasına zemin olduğunu söyleyen KÖM, bu suçun cezasızlığına karşı herkesi hesap sormaya çağırdı.

Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER evlerinde kalan çocuklara uygulanan cinsel istismarla ilgili açıklama yapan Kadın Özgürlük Meclisi (KÖM), "Söz konusu kurumlarla bağı nedeniyle AKP’nin olayı örtbas etmeye çalışması, suçu sadece bir kişiye yükleyerek kendi sorumluluğunu ortadan kaldırması, üç partinin çocuk istismarı araştırması için verdiği soru önergesini reddetmesi kabul edilemez" dedi.

Bu durumun ne ilk ne de son olduğunun altını çizen KÖM, Ensar Vakfı ve devlet güvencesi altındaki kurumların çocuk istismarı sebebiyle defalarca gündeme geldiğini hatırlattı. KÖM, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun Ensar Vakfı'nı koruyan açıklamasına da değinen KÖM, "Koruması altındaki çocukların iyiliğinden, korunmasından ve gelişiminden sorumlu 'Aile Bakanı' Sema Ramazanoğlu, akıl almaz bir şekilde, istismar edilen çocukları değil, bu istismarın yaşandığı kurumu korumak için 'bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz' diyebildi. Böyle söyleyerek kimin bakanı olduğunu da bize tekrar gösterdi" dedi.

'Sorumluluk, erkek egemen devlette'

Kadına yönelik erkek şiddeti gibi çocuk istismarının da münferit ya da tesadüfi olmadığını belirten KÖM, bu durumun bir erkeklik suçu olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: "Hanelerde, okullarda, din amaçlı olsun olmasın eğitim yurtlarında, yetiştirme yurtlarında, hapishanelerde, tekstil atölyelerinde, sokaklarda ve her yerde çocuk istismarı yaygın ve bir o kadar da örtbas edilen bir erkeklik suçu. Dört çocuktan birinin aile içinde cinsel istismara uğraması gerçekliğin sadece bir kısmı; kimi zaman aile birliği adına ve kimi zaman da, bugün gördüğümüz üzere, bir siyasi iktidarın çıkarları uğruna göz ardı edilen, örtbas edilmeye çalışılan bir gerçeklik. Bu suçun giderek artması ve neredeyse normalleştirilmesi, tam da iktidarın erkek egemen politikası nedeniyle olmakta. Devlet, kadınlara ve çocuklara yönelik erkeklik suçlarını önlenmeyerek ve hatta artışı için zemin hazırlayarak bu suçlara ortak olmakta ve çocuklara yönelik cinsiyetçi baskı ve cinsel istismarın sorumluluğunu taşımaktadır."

'Hükümet tarafından halının altına süpürüldü'

"Birçok durumda yoksul ailelerin dini nedenlerle de çocuklarını yatılı olarak gönderdikleri bu vakıf ve benzeri kurumlar hiçbir şekilde denetlenmediği için çocuklara yönelik istismarın ve her tür suçun rahatlıkla işlendiği yerlere dönüşüyor" diyen KÖM, şöyle devam etti: "Dindar nesil yetiştirme uğruna dallanıp budaklandırılan, yoksul ailelerin muhtaçlığını kullanan ve yapısına ve işleyişine dair bilgilerin asla şeffaf olmadığı bu 'alternatif' eğitim kurumlarında neler yaşandığı, hangi suçların işlendiği neredeyse sır. En erken 2012 tarihinde başlayan söz konusu cinsel istismarı kamuoyunun aradan dört sene geçtikten sonra öğrenmesi, istismarın boyutlarının daha büyük olduğu endişesini yaratıyor bizde. Çocuklara yönelik cinsel suçların daha önce de defalarca hükümet tarafından halının altına süpürüldüğünü, verilen soru önergelerinin reddedildiğini biliyoruz." KÖM, Türkiye’de "kol kırılır yen içinde kalır" mantığının bir geleneğe dönüştüğünü vurgulayarak, bu geleneğin herkese, ancak en çok çocuklara ağır bedeller ödettiğini kaydetti.

Örgütlü erkeklik suçlarının cezasızlığı

"Kadınlara ve çocuklara yönelik örgütlü erkeklik suçlarının cezasızlığı tahammül sınırlarımızı zorluyor, bizi öfkelendiriyor. İsyan ediyoruz. Bu nedenle çocuklara yapılanların hesabını soracağız. Bunun peşini bırakmayacağız" diyen KÖM, AKP'nin gelen tepkiler nedeniyle geri adım atmak ve çocuk istismarının araştırılması için komisyon kurulmasını kabul etmek zorunda kaldığını, ancak burada herkese büyük bir sorumluluk düştüğünü söyleyerek, "Bu nedenle bütün çocuk, kadın, LGBTİ örgütlerini ve herkesi bunu takip etmeye, hesap sormaya çağırıyoruz" dedi.

(sy)