Aycan İrmez: Şırnak halkı boyun eğmedi eğmeyecek

09:09

JINHA

ŞIRNEX - Özyönetim talebine karşı devletin her türlü ağır silahlarla saldırdığı Şırnak'ta devletin politikalarının iflas ettiğini belirten HDP Milletvekili Aycan İrmez, "Gidici olan hükümetler ve iktidarlardır, kalıcı olanlar ise halklardır. Bu halk hiçbir zaman zulme ve baskıya boyun eğmedi eğmezde. Duyarlı olan herkes Şırnak'a ses versin" dedi.

Halkın özyönetim talebine karşı devletin soykırım saldırıları Şırnak'ta 13. gününe girdi. Direniş mahallelerine giremeyen devlet güçleri kent çevresine yerleştirdiği tanklarla, kenti her gün aralıksız bombardımana tutuyor. Top, obüs ve havanlarla vurulan kentte yüzlerce ev yakılıp yıkıldı. Silah ve top seslerinin eksik olmadığı Şırnak'ta yaşananları kentte bulunan HDP'li vekillerden Aycan İrmez değerlendirdi. Adeta işgal politikası uygulayan devletin Küdistan'ın birçok kentinde olduğu gibi Şırnak'ta da planlı bir saldırı yürüttüğünü kaydeden Aycan, kentlere yönelik saldırılarda ordu ve polisin düştüğü aciziyetin NATO'nun ikinci büyük ordusunun içler acısı durumunu ortaya koyduğunu söyledi.

'Erdoğan'ın savaşı'

AKP'nin 7 Haziran'da sonra aldığı savaş kararı ile birlik yaşanan süreci değerlendiren Aycan, "Sokağa çıkma yasakları bilindiği gibi 7 Haziran seçimlerinde sonra HDP'nin 80 vekil çıkarmasıyla ve Erdoğan'ı başkan yaptırmaması sonucu ortaya çıktı. AKP hükümeti başkanlık hayallerinin hüsrana uğramasıyla Kürt sorununa ilişkin güvenlikçi ve savaş politikalarını tekrar devreye koydu. Burada herkesçe bilinmekte sarayın taleplerinin ne olduğunu cumhurbaşkanın kendi sistemini yani başkanlık sistemini Türkiye'ye oturtarak diktatör bir uygulamayla Türkiye'yi yönetme isteğidir. Oysaki bu sisteminin Türkiye ve Kürdistan halkına ne özgürlük nede eşitlik getirir. Bu tamamen tekçi sistemle ve tekçi politikayla yürütülme çabasıdır" dedi.

'Kürtler artık statüsüzlüğü kabul etmiyor'

AKP'in asıl hedefinin yüz yıldır statüsüz yaşayan Kürtleri Ortadoğu yeniden şekillenirken yeniden statüsüzlüğe mahkum etmek olduğunu belirten Aycan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda Kürtlerin rolüne işaret etti ve ardından Kürtlerin yok sayıldığını hatırlattı. Kürtlerin temel talebinin özgürlük, eşitlik ve statü olduğunu kaydeden Aycan, adım adım yaşanan direniş ve gelişmelerle bunun kazanılmasının an meselesi olduğuna vurgu yaptı.

'Denendi sonuç vermedi, yine sonuç vermez'

Kürdistan'da bu gün yaşananların aslında 1990'ların devamı ve bir üst boyutu olduğunu belirten Aycan sözlerine şöyle devam etti: "1990 yıllarda biz o şiddet politikalarına şahit olduk. Ama günümüz gibi bir yasak konulmadı. Bir bölge açık cezaevine dönüştürülmedi. Kürdistan'ı açık cezaevine dönüştürerek ve tüm Kürtlere karşı en ağır savaşı uygulamaktadır. 1990 yıllarında devlet özelde Botan halkına karşı bir savaş başlatmıştı. O günlerin beyaz torosçuları ve JİTEM'cileri bugün tekrar Kürdistan'da olan savaşa girerek Kürt halkına karşı savaşmaktadır. 90'lardan bu güne baktığımızda silahın çözüm getirmediğini görüyoruz. Bu savaşın bir ateşkesle sonuçlanması gerek. Sayın Abdullah Öcalan da bunun farkında olarak çözüm süreci başlattı. Fakat hükümet buna uymadı. Kendi çıkarları doğrultusunda bir savaş başlattılar. Bir müzakere ve diyalog çevresinde çözüleceğini bütün kesimler tarafından bilinmekte. Fakat buna bazı kesimler uymayarak kendi menfaatleri doğrultusunda savaş başlattılar. 'Ya bitireceğiz ya bitireceğiz' söylemeleri Tansu Çiller döneminde de söylendi fakat bitiremediler. Şiddetle çözülmedi."

Savaş suçuna karşı uluslararası kuruluşlara çağrı

Şırnak'ta 13 gündür savaş suçu işlendiğini ve bunun daha önce birçok kentte görüldüğünü dile getiren Aycan, "13 gündür burada bir saldırı var. Eskiden söz ettiğimizde Suriye'den söz ederdik. Fakat şimdi Kürdistan bölgesi de Suriye ve diğer Ortadoğu bölgelerine benzemiş durumda. Devlet maalesef tüm askeri teknolojileriyle halka saldırmaktadır" şeklinde konuştu. Her türlü ağır silahlarla Kürdistan'a saldıran güçlerin şimdiden kaybetmeye başladığını kaydeden Aycan, Kürtlerin özgürlük, özerklik talebine cevap vermeyen hiçbir gücün kazanma şansı olmadığını söyledi. Aycan, "Yüzyıllardır uygulanan bu köleci sistemi Kürtler artık kabul etmiyor. Türkiye Cumhuriyeti hem kendi halkım dediği kişilere hem de tüm dünyaya savaş açmış durumda. 2011'de Tayyip Erdoğan Suriye ile ilgili 'Esad kendi halkına karşı savaş başlatmıştır. Tankı topu ile halkına saldırıyor' demişti. Oysaki şimdi kendisi aynı şeyi yapıyor. Ve o zaman Erdoğan BM'yi göreve çağırmıştı. Şimdi bizde savaş suçu işleyen Erdoğan'a karşı BM ve tüm uluslararası kuruluşları göreve çağırıyoruz" diye belirtti.

'Şırnak'a ses vermeye çağırıyoruz'

"Gidici olan hükümetler ve iktidarlardır, kalıcı olanlar ise halklardır" diyen Aycan, Şırnak halkının direnişini kararlılıkla sürdürdüğünü belirterek şu çağrıyı yaptı: "Bu halk hiçbir zaman zulme ve baskıya boyun eğmedi eğmezde. 13 gündür Şırnak tank ve toplarla ağır bombardıman altında. Yüzlerce ev yanmış durumda. Burada kimsenin güvenli yok. Silopi ve diğer ilçelerimde olduğu gibi eğitim hakkından ve sağlık hakkına kadar devlet tarafından gasp edilmektedir. Halk cama dahi çıkamıyor. Bunca olanlar silahla çözülemez. Saray iktidarının da bunu iyi bilmesi gerek. Duyarlı tüm kesimleri Şırnak'a ses vermeye çağırıyoruz."

(ekip/mg)