Çocuk İzlem Merkezleri önemli, ya sonrası?
09:07
JINHA
ANKARA - ÇİM, cinsel istismara uğrama şüphesi altında olan ya da uğrayan çocukların, uzman olmayan kişiler tarafından adli işlemlerden geçirilirken örselenmesini ve ikinci bir travma yaşamasını engellemek için oluşturuldu. Devletin Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde kurulan ÇİM'ler bir yandan büyük bir ihtiyaç oluştururken, bir yandan cinsel istismarda çocukları koruyucu politikalar uygulamayan hükümetin yaptırımları nedeniyle endişeye düşürüyor.
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM), cinsel istismara uğrama şüphesi altında olan ya da uğrayan çocukların, adalet sistemi içerisinde defalarca ve çoğu zaman ehil olmayan kişiler tarafından adli işlemlerden geçirilirken örselenmesine ve hatta ikinci bir travma yaşamasına sebep olan uygulamaların ortadan kaldırmasını, merkezine çocuğun üstün yararını alarak kurumlar arasında eşgüdümün sağlanmasını amaçlıyor.
Trabzon Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Nisan 2015 tarihinde Çocuk İzlem Merkezleri'ni (ÇİM) ele alan bir rapor hazırladı. Bu rapora göre, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi, Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak 10.09.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girdi. Bu sözleşmede imzacı devletler birtakım yasal düzenlemeler yapmaya davet edildi. Bunlardan birisi de çocukların ifadelerinin alınma şekillerine ilişkindi. Sözleşmenin ilgili 35.maddesinde özellikle iki noktaya vurgu yapıldı. Bunların ilki, çocukla yapılacak mülakatın bu amaçla eğitilmiş profesyoneller tarafından gerçekleştirilmesi, diğeri ise bütün mülakatların aynı kişiler tarafından gerçekleştirilmesiydi. Her iki talep de Türkiye'de tek bir kuruma verildi: Çocuk İzlem Merkezleri.
Pilot uygulamasına 2010 yılında başlanan ve 2012 yılından itibaren tüm Türkiye'de kurulması planlanan merkezler, planlandığı gibi gitmedi ve birkaç ille sınırlı kaldı. Peki ÇİM, kuruluşları ve işleyişleri itibari ile bugün ne durumda? Trabzon Barosu Çocuk Hakları Komisyonunun hazırladığı rapordaki bilgiler şöyle:
Çocukların ÇİM'e ulaştırılması
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM), Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler, kurumlar bünyesinde kurulması planlanan, cinsel istismara uğrama şüphesi altındaki ya da uğrayan çocukları ifade alma, adli muayene ve diğer her türlü soruşturma işlemlerinin tek merkezde yapılması için planlanan yerlerden oluşuyor.
Peki bu nasıl sağlanıyor?
ÇİM'in görevi, cinsel istismara uğradığı konusunda şüphe olduğu durumlarda, şüpheye vakıf olan ilgililerin (anne-baba, sağlık çalışanları, öğretmenler vs.) durumu ivedilikle emniyet yetkililerine iletmesi ve emniyet yetkililerinin de mağdur olma şüphesi taşıyan çocuğu, hiçbir görüşme yapmadan sivil bir ekip ve sivil bir araçla ÇİM'e ulaştırması ile başlıyor.
Savcı, avukat ve uzmanlar ayrı ayrı görüşüyor
Rapora göre, mağdur çocuğa ilişkin soruşturma işlemleri burada yapılıyor, adli ve idari işlemlerin tüm ilgilileri (savcı, avukat) çocuğun bulunduğu ÇİM'e geliyor. Mağdur çocuğun ifadesi alınırken camlı oda kullanılıyor. Soruşturmayı yürüten savcı, mağdur vekili olan avukat ve diğer ilgililer camın arkasından ifade işlemini izlerken, görüşmeyi sürdüren adli görüşmeci de kulaklıklar aracılığıyla yönlendirilebiliyor.
Raporda, "Böylelikle mağdur çocuğun beyanına, çocuk iletişimi konusunda alanında uzman tek bir görevli tarafından başvurulmakta ve tüm görüşmelerde kamera ile kayıt altına alınmaktadır" deniliyor. Görüşmenin nihayetinde aile görüşmecisi ve adli görüşmeci ayrı raporlar hazırlayarak mahkemeye sunarlar.
ÇİM'ler hastane bünyesinde
Rapora göre, çocuğun adli muayenesi, hastane bünyesinde kurulmuş olan merkez içerisinde yapılıyor, farklı branşlarda doktor yardımına ihtiyaç duyulduğunda dahi doktor mağdur çocuğun içinde bulunduğu merkeze getiriliyor. Merkezde çocukla ilgili işlemler yapılırken diğer taraftan da uzman personel tarafından çocuğu istismar eden veya ettiğinden kuşku duyulanlar hariç olmak üzere aile görüşmeleri yapılıyor ve yakınlarına gerekli rehberlik ve danışmanlık hizmetleri veriliyor.
Rapordaki bir detay da merkezlerin yerlerine dair. Raporda, "Bağlı bulundukları hastane içerisinde mümkünse giriş katında ve müstakil girişli, dışarıdan bakıldığında fiziki olarak hastanenin diğer bölümlerinden ayırt edilemeyecek nitelikte olmasına özen gösterilerek mahremiyeti sağlanmaktadır. ÇİM'lere giriş-çıkış da kameralı ve şifreli kapılarla kontrol altında tutulmaktadır" deniliyor.
Polisler ÇİM'de ne yapıyor?
Raporda, "ÇİM'lerin en önemli sorunlarından birisi de, emniyet mensuplarının bu merkezlerde 7/24 esası ile görev yapıp yapmayacağı tartışmasıdır. Emniyet yetkilileri, 7/24 esası ile tutulacak nöbetin gereksiz olduğu, çocuk merkezde olduğu sürece kolluk görevlilerin orada bulunmasının yeterli olacağını savunmaktadır" deniliyor. Ancak bu konuda herhangi bir mevzuat hükmü bulunmadığı ve bu nedenle birçok ilde sorun yaşandığı belirtiliyor.
Örtbas: Şüpheli ile yakınları ve mağdur yakınları
Trabzon Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, emniyet görevlilerinin ÇİM'lerde 7/24 esası ile nöbet tutması gerektiğinin altını çiziyor ve ekliyor: "Gerek şüpheli ve yakınlarının hatta mağdur yakınlarının olayı örtbas etme eğilimleri, soruşturmayı etkileme çabaları, merkeze ve merkez çalışanlarına fiziki müdahale riskini de beraberinde getirmektedir. Sabit bir emniyet noktasının bulunmaması durumunda merkez, bu gibi etkilere daha da açık hale gelecektir. Adliye önlerinde, koridorlarında hatta duruşma salonlarında onlarca kolluk görevlisi, hakim ve savcıya rağmen ciddi boyutta taşkınlıklar yaşanmaktayken, ÇİM ve çalışanlarının da böylesi bir risk ile karşı karşı oldukları göz ardı edilmemelidir."
Çocuğun aileden alınmasını gerektiren vakalar
ÇİM personeli de bu süreç içerisinde tehdide maruz kalabiliyor. Özellikle çocuğun aileden alınması gereken durumlarda yaşanılanlar raporda şöyle belirtiliyor: "Sözlü ve fiziksel saldırı tehdidi, sadece çocuk merkezde iken değil çocuk merkezden ayrıldıktan sonra dahi soruşturma ile en görünür muhatap merkez çalışanları olduğundan, devam etmektedir. Bu durum özellikle koruma kararı ile çocuğun aileden alınmasını gerektiren vakalarda ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. ÇİM personelinin bu tür sorunlu ailelerle yahut obsesif bireylerle sık sık karşı karşıya geldiği tecrübe edilen bir gerçekliktir."
ÇİM'lerin mevzuat yetersizliği
ÇİM'de amaçlanan uygulamalar bu şekildeydi. Ancak içeride nasıl bir yöntemin izlendiğine dair çeşitli farklılıklar bulunuyor. Kimi adli görüşmeci, ÇİM'deki bazı uygulamaların aksi bir şekilde yürütüldüğünü aktarıyor. Yine de rapora göre, ÇİM'lerin mevzuat yetersizliği sadece kuruluş aşamasında değil işleyişte de önemli problemler ortaya çıkmasına neden olduğu ve neden olmaya devam ettiği belirtilerek, şu örnek sıralanıyor: "Örneğin soruşturmayı yürüten savcılarda, temeli sadece genelgeye dayanan ÇİM'lerde alınan ifadelerin mevzuata uygun olup olmadığı konusunda yaşanan tereddütleri giderebilmek için yine sözü edilen diğer genelge ve duyurulara ihtiyaç duyulmuştur."
Görüşme ve raporlama süreci
JINHA'nın ulaştığı bir adli görüşmeci, ÇİM'deki raporlama, inceleme süreci nasıl işlediğini ve sürecin çocuklara olumlu/olumsuz etkilerini şöyle anlattı: "Uzman personellerce gerçekleştirilen görüşmeler çocuğun yüksek menfaati düşünülerek gerçekleştirilir. Çocuk ÇİM'de işlemlerinin bitmesi ardından korunma tedbiri alınması gerekiyorsa Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurumlarınca konaklamaya başlamaktadır. Aileye teslimi çocuğun güvenliği açısından sorun oluşturmadığı vakalarda çocuk ailesine teslim edilmektedir. Eğer ihtiyaç görülürse çocuk ilgili klinisyenlerle görüşmesi için yönlendirilir. ÇİM'de yapılan görüşme savcı tarafından izlenmekte, oluşturulan dosyada çocuğun görüşme kayıtlarının yanı sıra oluşturulan raporda bulunmaktadır. Raporda meslek uzmanı olarak kişisel görüş beyan etmez. Maktullere ait karar yetkisi mahkemelerindir."
Aile Bakanlığı ne kadar koruyacak?
Korunma tedbiri alınması gereken çocukların konaklayacağı yerin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurumları olması ise özellikle son dönemde yaşananların ardından çok büyük bir endişeyi de beraberinde getiriyor. ÇİM'de, her biri ayrı uzmanın çocuklarla ayrı ayrı görüşmesi ve ikinci travmayı en aza indirme çabası kıymetli olsa da, yargıya intikâlde ya da klinisyenlerin hazırladığı raporlarda, olumsuz örneklerin basına yansıyan davalarda yer alması endişe yaratıyor.
ÇİM önemli, ya sonrası?
JINHA'nın ulaştığı adli görüşmeci, ÇİM'in ilk görüşme ve ikincil travma açısından önemli olduğunu belirtse de, yargı ve klnik raporlarına bir müdahalede bulunamadığını belirtiyor. Adli görüşmeci ÇİM için, "Günümüz koşulları düşünüldüğünde istismar mağduru bir çocuğun hayatı boyunca unutmayacağı bir yer olarak nitelendirebilir, bu özel durum unutulmadan çalışıldığında çocuklar için en doğru adım atılmış olur" diyor.
Hangi illerde bulunuyor?
Şu an ÇİM'lerin bulunduğu şehirler: "Ankara, İstanbul (2 adet), Gaziantep, Kayseri, Samsun, Diyarbakır, Bursa, Adana, İzmir, Antalya, Erzurum, Manisa Elazığ, Kocaeli, Van, Trabzon, Edirne, Konya, Sivas, Mersin ÇİM'lere Şanlıurfa, Denizli, Eskişehir, Ankara (1 tane), İstanbul (3 tane)"
(sy/dk)