Mimarlar Odası: Kürdistan coğrafyası ve tarihi yok edilmek isteniyor

16:00

JINHA

ÊLİH - Mimarlar Odası Batman Şubesi Eşbaşkanı Ayşete Erin Tüzün, Bakanları Kurulu tarafından Sur ve Cizre ilçeleri gibi yaşam merkezlerinde alınan 'kamulaştırma' kararına tepki göstererek, Kürdistan coğrafyasının ve tarihinin yok edilmek istendiğine dikkat çekti.

Mimarlar Odası Batman Şubesi, Diyarbakır'ın Sur ve Şırnak'ın Cizre ilçelerinde Bakanlar Kurulu kararı ile "kamulaştırılması"na ilişkin oda da basın toplantısı düzenlerken, toplantıya çok sayıda mimar katıldı. Mimarlar Odası Batman Şubesi Eşbaşkanı Ayşete Erin Tüzün, Türkiye'de yaşanan kentsel ve toplumsal hak ihlalleri savaşın kentlere inmesiyle daha belirgin ve yıkıcı bir hal aldığına işaret ederek, askeri ve güvenlik gerekçeleriyle Kürdistan coğrafyasında Sur, Nusaybin ve Dargeçit, Cizre ve Silopi ilçelerinde sokağa çıkma yasakları ilan edildiği ve buralarda başta yaşam hakkı ihlali olmak üzere pek çok mağduriyetlere sebebiyet verildiğini ifade etti.

'Yaşam ve kültür gaspı yaşanmaktadır'

Diyarbakır'ın Sur ve Şırnak'ın Cizre ilçeleri "riskli alan" ilan edilip "Acele kamulaştırma" kararı alındığına dikkat çeken Ayşete, şunları söyledi: "Alınan bu karar ile yaşam alanı ve kültür gaspı yaşanmaktadır. Bununla beraber kentin tarihi dokusunun yok edilmesine zemin hazırlanmaktadır. Bakanlar Kurulunun Sur'da almış olduğu 'kamulaştırma' kararıyla bu ilçede 15 mahallede toplam 6 bin 300 parselin kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Alınan bu karar ile SUR'un yüzde 90'na yakını kamulaştırılmış olacaktır. İlçede 151'i anıtsal olmak üzere 592 tescilli yapı bulunmaktadır. Kamulaştırılan parseller üzerinde Sur Belediye binası, bazı oteller, tarihi konaklar da yer almaktadır."

'Bu kararlarla halkı göçe zorluyorlar'

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Sur'larıyla özgün tarihi mimarisiyle bilinen ilçe adeta devlet eliyle yıkılmakta olduğunu belirten Ayşete, "Alınan kararda ne bölge halkının ne meslek odalarının ne belediyelerin ne de sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınmıştır. Bölge halkının yaşam alışkanlıkları hiçe sayılarak adeta zorunlu göç dayatılmıştır" dedi. "Kamulaştırma" kararının bir benzeri daha öncesinden "askeri güvenlik" amaçlı olduğunu Hasankeyf'i sular altında bırakacak Ilısu Barajı'nın yapımına de değinen Ayşete, "Kürdistan coğrafyasında seçilen bu alanların tesadüfi olmadığı ve genel olarak tarihi mekânların seçilmesini toplum tarihi ve geçmişi belleğinin yok edilmesi çalışması ve çabası olarak görüyoruz" diye konuştu.

Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu kararların uzun vadede yaratacağı olumsuz etkileri öngörüp en kısa sürede alınan bu kararların iptalini çağrısında bulunan Ayşete, hükümeti bu talan ve yıkım politikalarını bırakıp halk merkezli bir anlayışa yönelmesini beklediklerini ve halka bu sürecin takipçisi olacaklarını beyan ettiklerini dile getirdi.

(mg)