Gültan Kışanak: Kamulaştırma kararı derhal iptal edilmeli
09:03
Bêrîtan Elyakut/JINHA
AMED- 'Acele kamulaştırma' adı altına halkın mülküne, tarihi eserlere, kiliselere, binlerce yıllık yapılara el konulduğunu, azınlıkların hakları ve Lozan Antlaşması'na da aykırı olduğunu belirten Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Gültan Kışanak, kararın derhal iptal edilmesi gerektiğini vurguladı.
AKP hükümetinin sokağa çıkma yasağı adı altında önce yıktığı ardından da "Acele kamulaştırma" ile el koymaya çalıştığı binlerce yıllık tarihi Sur ilçesine ilişkin kararı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak değerlendirdi. 'Acele kamulaştırma' kararı denilerek durumun vahametinin hafifletilmeye çalışıldığını dile getiren Gültan, Kamulaştırma Kanunu'nun 27'nci maddesine dayanılarak alınan kararın normal bir kamulaştırma olmadığının, el koymayı öngördüğünün altını çizdi. Gültan, alınan kararın hukuki bütün mücadele yollarını da büyük ölçüde tıkatmayı öngören bir karar olduğunu dile getirerek, devletin Suriçi'nde halkın malına, mülküne el koymak için bir karar aldığını söyledi.
'Halk kamulaştırmayı kabul etmiyor'
Yapılan yanlıştan hemen dönülmesi gerektiğine vurgu yapan Gültan, bu kararda tüm bakanların ve Cumhurbaşkanının imzasının bulunduğunu söyledi. Bu kararın aniden tesadüfen alınmış bir karar olmadığına dikkat çeken Gültan, "Acele kamulaştırmanın anlamı ise hiçbir yasal prosedür işletmeden tek taraflı olarak kendilerinin belirleyeceği fiyat üzerinden bankaya para yatırıp mülkiyeti otomatik olarak devlete geçirmedir. 'Halkın malına mülküne el koymayacağız' gibi söylemler siyasi söylemlerdir. Önemli olan alınan karardır. Bu noktada devlet siyasi bir söylemle durumu kapatmaya çalışıyor. Alınan karar ortada oldukça konu edilen bütün parseller her an kamulaştırılabilir. Biran önce kamulaştırma kararının iptal edilmesi gerekiyor. Halk kamulaştırmayı kabul etmiyor. Bu nedenle bu karar değişmelidir" diye konuştu.
'Karar Lozan Anlaşması'na aykırı'
Gültan, sivil mimari, tescilli yapı ve kamu binaları ayrımı yapılmadan Suriçi'nin tamamının kamulaştırma kapsamına alındığını vurguladı. Gültan, karardan Suriçi'nde yaşayan 55 bin kişinin ve esnafın etkileneceğini belirterek, "Cemil Paşa Konağı, belediyemiz tarafından kamulaştırılan ve restorasyonu yapılan Kent Müzesi olarak hizmet veren bir kurum. 'Postaneyi, Kent Müzesini, camiyi, kiliseyi ve belediye binasını aldım' diyen bir devlet akılsızlığı var. Böyle bir şey olamaz. Bu yanlıştan mutlaka dönülecektir" dedi. Sur'daki kilise ve farklı inançlara ait ibadet alanlarına dikkat çekerek, kararın azınlıkları haklarını korumaya alan Lozan Antlaşması ve azınlık hakları yasasına da aykırı olduğunu vurgulayan Gültan, "Zaten azınlıklar yıllar boyu mallarıyla ilgili sorunlar yaşadılar. Mücadele ederek ibadet yerlerini vakıfların elinden az da olsa kurtardılar. Azınlık mallarına el konulması ve kamulaştırılması başka bir hukuksuzluktur" diye belirtti.
'Yaşam zarar gördüğü için UNESCO süreci zorlanacak'
UNESCO'nun devletleri muhatap alan, büyükelçilik düzeyinde çalışan bir BM organı olduğuna vurgu yapan Gültan, Kültür Bakanlığı'na gönderdikleri raporların UNESCO'ya iletmediğini söyledi. UNESCO heyeti Diyarbakır'a geldiğinde "biz sadece bina ile maddi varlıklarla ilgilenmiyoruz manevi yaşanmışlıklarla da ilgileniyoruz" dediğini hatırlatan Gültan, sanat, edebiyat, müzik, Suriçi'ndeki sosyal yaşam, Hevsel Bahçeleri'ndeki tarım yöntemlerinin bu kapsamda olduğunun altını çizdi. Gültan, "Bizler UNESCO adaylığımızla beraber Sur'da bulunan her tarihi dokuyu koruyacağız. Surların fiziksel olarak tahrip olmaması iyi ama tek başına yeterli değildir. Sur'daki yaşam zarar gördüğü için UNESCO süreci zorlanacak" dedi. Gültan, Büyükşehir ve Sur Belediyesi olarak yapılan tartışmalara ortak olmaları durumunda Sur'da yaşayan insanların hakkını bir parça koruyabileceklerini belirterek, yapılanların mülksüzleştirme olduğunu kaydetti.
(gc)