JINHA

WAN - Kuzey Kürdistan'da devletin 'sokağa çıkma yasağı' adı altında yürüttüğü savaştan kaynaklı göç etmek zorunda kalan ailelerin çocuklarıyla olan iletişimine dikkat çeken psikolog Ayten Deniz Temelli, çocukların yaşadığı psikolojik travmalara karşı ailelerin çocuklarını bilinçlendirmeleri gerektiğini belirtti.

Kürdistan'da yaşanan savaş nedeniyle birçok aile başka şehirlere göç etmek zorunda kalıyor. "Sokağa çıkma yasağı" adı altında yürütülen savaş nedeniyle çocuklarda yaşanan psikolojik sorunlar günden güne artıyor. İçe kapanma, korku, güvensizlik, yaşananlardan dolayı kendini suçlu görme gibi duygular içerisinde bocalayan çocukların durumuna dikkat çeken Mimar Sinan Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde öğretim görevlisi olan psikolog Ayten Deniz Temelli, çocukların psikolojik travma geçirmesi durumunda birçok ailenin sessiz kaldığını söyledi.

'Çocuklar istenmediğini düşünüyor'

"Sokağa çıkma yasağı" adı altında birçok il ve ilçede yaşanan çatışmalı ortam nedeniyle göç etmek zorunda kalan ailelerin çocuklarında yaşanan psikolojik sorunlara da değinen Ayten, çocukların gelişimi için fikirlerine başvurulması ve güven ortamını sağlaması gerektiğini ifade etti. Ayten şöyle devam etti: "Aileler savaş ortamlarından çıkıp geliyorlar. Hazır olmadıkları için çocuklarına karşı açıklayıcı yaklaşmıyorlar. Kendi aralarında konuşurken bile başka yerlere göç etmenin korkusunu yaşıyorlar. Aileler başka şehirlere göç etmeden önce bir ayrımcılığın olabileceğini düşünüyorlar. Çocuklarda tıpkı aileleri gibi istenmeyeceğini düşünüyor. Bu durum çocukların yaşam haklarını hem ellerinden alan hem de onları sürekli bir yerlere götüren bir durum haline dönüşüyor. Bu da duygusal istismar türüne giriyor."

'Çocuklara sormadan kararlar alınıyor'

Çocukların etrafında yaşanan olaylar nedeniyle baskı altında olduğunu dile getiren Ayten, baskı sonucunda çocuklarda psikolojik sorunların yanı sıra fiziksel olarak kendilerine zarar verme eğiliminin de ortaya çıktığını söyledi. Ayten, "Savaşın etkilediği çocuklar zaten kendi ayakları üzerinde durma rolleri yok. Aileleri tarafından yönetiliyor. Çocuklara sormadan kararlar alınıyor. Çocukların güven hissini yok ediyorlar. Ailelerin kendi güçlerini göstermesi çocuklarda farklı sonuçlara yol açıyor. Ve çocuklar maruz kaldıkları her türlü olayda sessiz kalmayı tercih ediyor. Bu yüzden yaşanan her olayda çocuklar kendilerini suçlu olarak görebiliyor" ifadelerinde bulundu.

'Cinsel istismarda suçlular ceza almıyor'

AKP hükümetinin yaşanan cinsel istismar olaylarını meşrulaştırdığına değinen Ayten, bu nedenle mağdur olan çocukların kendilerini suçlu olarak gördüklerini kaydetti. Cinsel istismar olaylarında suçu işleyenlerin ceza almadığına da dikkat çeken Ayten, "Özellikle Türkiye'de ceza yasalarının cinsel istismarların zorlayıcı bir yönünü göremiyoruz. Cinsellik baskı altında olduğu için ve ceza almadıkları için çok rahat. Bu nedenle çocuklara yönelik birçok cinsel istismar olayıyla karşılaşabiliyoruz. Çocukların bu konuda söz hakları olmadığı için konuşmadığını da görebiliyoruz. Çünkü çocuklar 'ben bir şey yaptığım için bana bunu yapmıştır, ben sesimi çıkarırsam daha çok yapar' diye düşünüp aynı zamanda korktukları için sessiz kalmayı tercih ediyor" sözlerini kullandı.

Ayten son olarak çocukların yaşadığı psikolojik travmalara karşı ailelerin sessiz kalmaması ve bilinçlendirilmeleri için çocuklarla konuşulması gerektiğini söyledi.

(db/dc/mg)