Nesrin Abdullah: Federal sistem tek ulusçuluğun sonu olacak - ÖZEL
09:02
Gulê Algunerhan/JINHA
HABER MERKEZİ - Avrupa ülkelerinde temaslarını sürdüren YPJ Komutanı Nesrin Abdullah, kısa bir süre önce ilan edilen 'Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistemi' tüm halklara kutlayarak, federal sistemin tek ulusçuluğun sonu olacağını belirtti.
Rojava'da DAİŞ çetelerine karşı gösterilen direniş ve özellikle Kobanê savaşından sonra dünyanın gözü YPG ve YPJ savaşçılarına döndü. Ortadoğu gibi bir bölgede kadın savaşçıların direnişe öncülük etmesi ve herkesin korkup kaçtığı barbarları püskürtmesi, sadece Kürdistan ve bölgeye değil tüm dünyaya umut oldu. Rojava ve Suriye'deki tüm halklardan kadınların içinde yer aldığı Yekîneyên Parastina Jin-Kadın Savunma Birlikleri (YPJ), DAİŞ zihniyeti ve onu besleyen hakim güçlere karşı direnişin en ön saflarında yer aldı. Ve gün geldi dünya bu kadınları tanımak istedi. Dünya medyasında geniş yer verildi. Birçok ülkede görüşmeler yapıldı. Afganistan'dan Amerika'ya kadar kadınlar YPJ'li savaşçıların resimlerini taşıdı. Bu ilgi diplomatik kazanımlara da dönüştü. YPG ve YPJ temsilcileri Avrupa ve Ortadoğu'nun birçok ülkesinde ağırlanırken, birçok sivil toplumu örgütü tarafından da kabul edildi. YPJ Komutanı Nesrin Abdullah, YPG ve YPJ adına bu görüşmeleri yürütüyor. Bir süredir Avrupa'da çeşitli görüşmelerde bulunan Nesrin Abdullah ve arkadaşları, en son 3 Nisan'da Prag'da resmi temsilciliklerini açtılar. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde temaslarını sürdüren Nesrin Abdullah'a federal sistemi, YPJ'yi, Kuzey Kürdistan'a yönelik saldırıları ve temaslarını sorduk.
*17 Mart'ta Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistemi Kurucu Meclisi ilan edildi. Suriye'de yaşanan krizin çözümünde nasıl bir etkisi olacak?
Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistem bu coğrafya üzerinde yaşayan tüm halklara kutlu olsun. İnanıyorum bu model şimdiye kadar kimliksiz kalan tüm halklar için bir örnek model olacaktır. İnanıyoruz ki kimlik, kültür, dil inkarına uğrayan tüm halklar bu sistem içinde yaşam bulacaktır. Bu sistemin ilanında bu toprak üzerinde yaşayan tüm halkların emeği ve mücadelesi vardır. Bu gösteriyor ki iktidar ve egemen güçler hiçbir zaman bir arada yaşayan halklar arasındaki birlik ve beraberliği parçalayamazlar. Şu anda ilan edilen federal sistem tekçilik ve tek ulusçuluğa karşı bir sistemdir. Ulus devlet anlayışı o toprak üzerinde tek dil, tek bayrak, tek kültür ve her alanda tekçiliği geliştiriyor. Bu sistemin ilanı ile beraber tekçiliğin önünü kapatacak, halkların birlik beraberliğini güçlendirecek ve egemen sistemin buradaki tekçiliğin önünü kapatacaktır. Bu sistem çok kültürlülüğün önünü açacak. Demokrasi ve toplumsal adaletin önünü açacak. Eşitlik ve adaletin önünü açacaktır.
'Federal sistem egemenliğin sonu demektir'
Eğer bir sistemin içinde iktidar, sultanlık ve mülkiyetçilik olmasa, o sistemde ayrımcılık da olmaz. Ezen ile ezilen de olmaz. O zaman herkes eşit bir şekilde yaşayabilir. Zaten bu topraklarda yaşayan insanlar bin yıllardır bu topraklar üzerinde yaşıyor. Ancak egemen güçlerin saldırılarından kaynaklı çok az insan kalmıştır. Süryani, Ermeni, Asuri ve Şişan halkları gibi soykırımla karşı karşıya kalmıştır. İnkar ve imhacı zihniyetten kaynaklı bu hakların soyu yok olmakla yüz yüze kalmıştır. Egemen güçler buradaki topluma şimdiye kadar şunu dayatmıştır. Bu anlamda federal sistemin ilanı aynı zamanda tekçiliğin, egemenliğin, adaletsizliğin ve eşitsizliğin sonu demektir. Yine inkar ve ötekileştirmenin sonu demektir.
*Rojava'da DAİŞ'e karşı kadın öncülüğünde tarihi bir direniş sergileniyor. Kadınlar bir yandan en ön cephelerde çetelere karşı savaşırken, bir yandan da yeni bir yaşamı inşa ediyorlar? YPJ'nin şu an geldiği düzey hangi aşamadadır?
Federal sistemin ilanından söz etim. Eğer YPJ burada böyle bir mücadele yürütülmemiş olsaydı belki böyle bir sistemi ilan edemezdik. Yine YPG, YPJ ve bu topraklarda yaşayan insanların mücadelesi böyle bir sistemin oluşması ve ilanına zemin hazırladı. Bu sistemin oluşmasına zemin olan ve en aktif bir şekilde mücadeleye katılan YPJ güçleri idi. YPJ'nin duruşu dünya çapında sadece bir askeri duruş olarak ele almamak gerekir. Aynı zamanda ideolojik bir duruştur. Çünkü DAIŞ gibi bir çeteye karşı hem askeri hem de ideolojik savaş yürütmüştür. DAIŞ şahsında erkek egemenlikli ve iktidarcı bir zihniyete karşı mücadele yürütmüştür. Tüm kirli zihniyetler DAIŞ'in yapısında mevcut ve YPJ, DAIŞ'in bütün bu kirli zihniyetini yenmiştir. Biz DAIŞ'i kadının düşmanı olarak görüyoruz. DAIŞ onlarca defa açıklama yaptı. Verdiği mesaj ve açıklamalarda dedi ki 'eğer kadın mücadelesini yenersem amacıma ulaşırım.' YPJ, DAIŞ'e karşı kendi coğrafyasında hem düşünsel, hem ruhsal hem de fiziksel bir savaş yürüttü.
'YPJ ordulaşması kadının ruhuna paralel gelişecektir'
YPJ kapitalist, egemen ve despot zihniyete karşı; demokratik, ekolojik, özgürlükçü, adaletli bir zihniyetin mücadelesini yürüttü ve temsil etti. YPJ iki zihniyet arasındaki çatışmayı yürüttü. Toplumun, adaletin temsiliyet mücadelesini yürüttü. Erkek egemenlikli zihniyeti temsil eden sömürgeci, iktidara karşı mücadele etti. İnsan ve insanlığı öldüren zihniyete karşı mücadele etti. YPJ hem kendini bir ordu olarak görüyor, aynı zamanda bir felsefe üzerinde kendini temellendirmiş. Artık öyle bir yapılanmaya gitmiş ki ordular için yeni felsefe oluşturacak yapıya gelmiş. Egemenlik ve yok etmek için kurulan mevcut orduları değiştirmemiz için yeni bir orduya yeni bir felsefeye ihtiyacımız var. Bu yeni felsefe üzerinde kurulacak ordular YPJ öncülüğünde gelişecektir. YPJ ordulaşması kadının ruhuna, özüne, yapısına ve yaşamına paralel gelişecek. Çünkü kadın yapısında yaşam, emek, üretim, koruma, geliştirme ve güzelleştirme vardı. Yeniden yaratma ve geliştirme vardı.
'Hiçbir güç YPJ'ye karşı savaşamaz'
Sargon ordusundan günümüze kadar hep iktidar ve üstünlük üzerine gelişmiştir. Artık yeni bir ordu yapılanmasına ihtiyaç vardır. Kadın felsefesinde şu var; 'Eğer dünyayı yenecek gücüm de olsa sardırmayacağım. Ancak tüm dünya da üstüme gelse savunma temelinde mücadele edeceğim.' Burada halkların haklarını savunmasını yapacak bir ordu kurulması gerekir. Hakların haklarını gasp edecek bir ordu değil. Suriye'deki ordu, halkların haklarını ve değerlerini koruyan bir ordu değildi. Ordu Suriye rejimini korkutan bir ordu idi. Suriye'deki ordu ulus-devlet ordusu idi. Onun için Suriye'yi düşürdü. Suriye'deki haklar Suriye rejimine karşı çıktıktan sonra Suriye ordusunu devreye koydu ve halklar üzerinde katlımlar yaptı. YPJ yeni ordulaşma temeli üzerinde hakların haklarını savunacak bir felsefe üzerinde kendini oluşturuyor ve örgütlendiriyor. Hem askeri, hem taktiksel hem de ideolojik temelde kendini oluşturuyor. Düşünsel olarak da kendini geliştiriyor. Her alanda profesyonel bir ordu için mücadele veriyor. Eğer YPJ her alanda kendini geliştirmese büyük tehlikelerle karşı karşıla olacak. YPJ bu felsefe ile DAIŞ'e karşı savaştı ve gösterdi ki hiç bir güç YPJ ye karşı savaşamaz.
'YPJ kendini yeniden oluşturuyor'
YPJ, akademilerde hem düşünsel, hem askeri hem de öz savunma konusunda kendini yetiştiriyor. Eğer savunma mekanizmalarını güçlendirmese her zaman egemen güçlerin saldırılarına karşı yenik düşecektir. Binyıllardır egemen güçler bu temelde kendini korudu ve yaşattı. Onun için YPJ'in ilk çalışması özsavunma boyutunu geliştirmektir. YPJ ilk başta toprağı savunma, haklı savunma ve kadını savunma üzerinde küçük bir birlik olarak gelişti. YPJ şu anda kendine tanıma ve koruma temelde kendini yeniden oluşturuyor. Bir kadın hem kadına karşı hem de topluma karşı bir sorumluluk sahibi olduğunun farkında olması gerekir. Hem kendi kimliği ile buluşmalı, hem de toplumu oluşturma misyonu ile hareket etmelidir.
'Kürt mücadele tarihinde her zaman kadının yeri ve duruşu vardır'
Başlangıç merhalesi çok önemlidir. Manevi çok ön plandaydı. Belki silahlı boyutu çok ön planda değildi. YPJ kendiliğinden oluşmadı. Tarihi geçmişi vardır. Biz Kürt toplumu olarak kadının yer aldığı bir tarihe sahibiz. Zihinsel ve düşünsel olarak Zerdüştlük felsefesinden geliyoruz. Felsefe düşüncesinde de kadının önü kapalı değildi. Kadının önü açıktı. Toplumsal bir kültür vardı. Sonradan İslam kültürü gelişse de yine toplum içinde önemli bir yere sahipti. Kürt toplumunda 28 isyan vardı. Tüm bu isyanlarda kadınların yeri vardı. Bu isyanlarda her zaman Besê, Zarife, Berivan, Zilan, Viyan, Arîn Mîrkan, Leyla Qasim ve Silavlar'dan bahsetmeden geçemeyiz. Kürt toplumun tarihi mücadelesinde her zaman kadının yeri ve duruşu vardır. Belki her zaman ön plana çıkmamış ama rolü büyüktür. Yine PKK'nin rolü çok fazlaydı. Sayın Öcalan 18 yıldan fazla Suriye'de kaldı. Rojava'daki Kürt halkı üzerinde büyük bir etki yarattı. Özellikle kadın üzerinde bir etki yarattı. Sayın Öcalan önemli bir kültür yarattı Kürt yaşamında. Kadının kendine karşı öz güvenini geliştirdi. Kadının ulusal ruhunu yarattı. Sorumluluk yükledi. Kadının ufkunu geliştirdi. Bununla beraber yüzlerce kadın Kürt özgürlük mücadelesine katıldı. Yüzlerce kadın özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirdi.
'Birçok kadın arkadaşımız başlarda silahtan korkuyordu'
Biz YPJ gücünü oluşturmaya çalıştığımızda güçlü bir zeminimiz vardı. Doğru birçok zorlukları vardı. Ancak bir mücadele geçmişi de vardı. Bir düşünsel temeli de vardı. PKK öyle bir kültür yarattı ki vatanın namus olduğu, kültürün ve özgürlüğün namus olduğunu, şehitlere bağlılığın, ulusal bağlığın namus olduğunu geliştirdi. Aileler erkek çocuklarına oyuncak silah alıyor kız çocuklarına ise bir bebek alıyor. Çocuklar bu doğrultuda büyütülüyor. Tabii bu kültürümüzü etkiliyor. YPJ'nin tarihi 19 Temmuz 2011'de başlar. Başlangıç tarihi bu olabilir ama hazırlıklar öncesinde de vardı. Küçük gruplarımız vardı. Önceleri silahımız da yoktu gidip ailelerden silahları alıyorduk ve şehrin dışında bir alanda eğitim veriyorduk. Çoğu kadın arkadaşımız başlarda silahtan korkuyordu. Yavaş yavaş kullana kullana alıştılar. Başlarda hareketimiz devlete karşıydı. Kadın arkadaşlar bu hamlelere katıldı. Bu şekilde kendilerine büyük bir özgüven duydular. Birincisi kendilerini silahlı görünce ikincisi erkeklerin de onlara saygı duyduğunu görünce özgüven kazandılar. Giderek tabii bu gruplarımız ilerleme kaydetti.
'4 Nisan 2013'te YPJ'yi ilan ettik'
2012'de Şehid Xebat adlı ilk resmi askeri akademimizi kurduk. Hatırlıyorum da ben şahsen akademinin organizesinde görev almıştım. İlkin erkek akademisi olarak başladı, mesela ilk iki eğitim devresinde kadınlar yoktu. Sadece ben kadın katılımcıydım. Sonraki devrede üç kadın arkadaşla başladık. Tabii daha sonra kadın sayısı giderek arttı. 4 Nisan 2013'te kadın sayısı çok arttı. O zamanlar isim YPG (Halk Savunma Güçleri) değil YXK (Kürdistan Gençler Birliği) idi. Kadınlar da içinde yer alıyordu. YPJ ise 4 Nisan 2013'te kuruluşunu ilan etti. Kuruluş konferansında kadınlar için önemli gelişmeler yaşandı. Kadınlar artık ordulaşarak YPG içinde kendine bir yer bulabildi. İkincisi olarak özerk kadın akademileri olarak kadınlar artık stratejik eğitim alabildiler. Kuruluş konferansından sonra birinci kadın akademisi Şehid Şilan kuruldu. Artık kadınlar kendi kendilerine askeri eğitim akademisi düzenlediler. Elbette bunlar stratejik kazanımlardı. Sonrasında özerk kadın taburları kuruldu. YPJ artık üç kantonda da kendi karargahlarını kurabiliyordu. Tüm bunlar 2013 konferansının tarihi adımlarındandır. Bu maneviyatı da güçlendiriyor. YPJ stratejik yapılanmasının Kobanê'de de rol almasını biz tarihi olarak değerlendiriyoruz. Bunlar bizim için temel aldığımız günlerdir.
*Demokratik Suriye Güçleri (QSD), birçok gücün bir araya geldiği bir oluşum. YPJ olarak ta bu oluşumun içinde yerinizi alıyorsunuz. YPJ'nin QSD'de yer almasının nasıl bir önemi var?
YPJ'nin QSD içindeki varlığı çok mühimdir. İlki burada tek kadın gücü YPJ. İkincisi burada felsefi bir duruş sergileniyor. Çünkü burada farklı farklı silahlı grupların ortak amacı demokratik Suriye'dir. Bu çatı altında ortak askeri çalışmalar yapılıyor. Bu açıdan YPJ varlığı felsefidir çünkü QSD içinde kendisini organize edebilmektedir. Bundan ilham alınabilir. Bu aynı zamanda ideolojiktir. Şehitleri ile QSD içinde yer tutan YPJ diğer uluslardan da gruplar içeren QSD'nin kadın algısını değiştirdi. Ben buna inanıyorum bir değişim var. İdeoloji ne zaman pratiğe dönüşse kültür olur. Çünkü böylece oturur. YPJ bu organizasyonda müthiş bir saygı görüyor. YPJ askeri duruşuyla da algı değiştirdi. Savaşın hangi kurallarla yürütülmesi gerektiğinin garantisi YPJ oluyor. Gerçekten birçok açıdan bunlar ortaya da çıktı. Bir yerde kadın varsa bu çok şeyin garantisidir. Kadın varlığı ganimet kültürünü ortadan kaldırıyor. Böylece gaza kültürünün önü tutuluyor. Bunları biz önemsiyoruz. Sonuç olarak YPJ askeri bir varlıktır bir öz savunmadır.
*Rojava'da başta Arap halkından olmak üzere birçok halktan kadınlar da bulunuyor. Rojava'da YPJ öncülüğünde gelişen direnişe diğer halklardan kadınların katılımı ne düzeyde?
Arap kadınları daha çok toplumun etkisinde kalıyorlar. Suriye'deki sosyolojik yapısından kaynaklı Arap kadını feodal toplumun etkisinden çıkamamış. Yine aşiret bir yapı söz konusu. Fazla muhafazakarlık var. Tüm bunlardan kaynaklı Arap kadının bir birlik kurması büyük bir devrim olacaktır. Suriye Demokratik Ordu ve YPJ içinde yer alan Arap kadınlar var. Bunlar kendi özgün boyutları ile katılıyorlar. Kendi dili rengi ve inancı ile YPJ içinde yerlerini alıyorlar. Son dönemlerde Süryani kadınlar özgün bir birlik kurdular. Bu organizede YPJ üstüne düşen yardım ve dayanışmayı yaptı. Hem maddi hem de eğitim dalında üstüne düşen sorunluluğu yerine getirdi. Yine cephanelik konusunda da yardımda bulundu. Her ne kadar sayıları eksik de olsa biz onları Süryanilerin kadın iradesi olarak görüyoruz. Sürdürülen savaşta birlikleri de katıldı. Bu önemlidir. YPJ Rojava coğrafyasında yaşayan kadınları irade sahibi yaptı. İdare konusunda birlik oluşturdu. Tüm Rojava bölgesinde kadın birlikteliği ön plana çıktı. Bunun için eğer bölgede kadın birlikteliği oluşturulursa, toplumların da birlikteliği gelişir. Eğer ulusların içinde kadın birlikteliği oluşursa o toplumların birlik ve beraberliği güçlenir. O toplumlar daha fazla demokratikleşir.
*AKP, Kuzey Kürdistan'da Kürt halkına karşı bir savaş konseptini devreye koydu. Kürt halkının özyönetim talebine karşı başlatılan savaşı ve bunun karşısında halkın direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz her ne kadar Kuzey, Güney, Doğu, Batı diye parçaları ayırsak bile düşmanlarımız birdir. Rojava'da elde edilen kazançların faturasını Kuzey Kürdistan ödüyor. Rojava'ya yapamadığı saldırıları Kuzey Kürdistan'daki halkımıza yönelik yapmaktadırlar. AKP hükümeti Kürtlere karşı bir düşmanlık geliştirmektedir. Türkiye halkı da AKP'nin tuzağına düşmektedir. Türk halkının da uyanması gerekir. AKP iktidarı Kürt halkını vurduğu kadar Türk halkını da vurmaktadır. AKP şimdiye kadar halkımıza dönük vahşi saldırılar gerçekleştirmektedir, büyük katliamlar yapmaktadır. Kadınların infazı aslında orduların ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Bu AKP ordusunun yenilgisidir. Kadının infaz edilmesi, bir ordunun kadın direnişi ve iradesi karşısındaki acizliği ve yenilgisinin göstergesidir. Kuzey halkımız bir direniş kültürüne sahiptir. Hiçbir zaman bu devrimi geriletmemiştir. Her zaman devrimi bir üst düzeye yükselmiştir. Artık ispatlanmıştır tüm parçalarda Kürt halkının öz savunmasını güçlendirmesi gerekir. Kendini koruması gerekir. Hem kadın hem de toplumun kendi öz savunmasını güçlendirmesi gerekir. Eğer öz savunma gücün olmasa her zaman katliamlarla karşı karşıya kalırsın. Sadece kimlik, kültür, dil inkarı değil, aynı zamanda fiziki katliamlar da gelişecektir. Uluslararası alanda her toplumun, her insanın kendi öz savunma hakkı vardı. Bu meşru bir haktır. Herkesin çok iyi bilmesi gerekir, Türk devleti hiçbir zaman Kürt halkı karşısında istediğini elde edemeyecektir.
*YPS-JIN'a dönük bir mesajınız var mı?
Biz her zaman yurtseverliği kendimiz için esas aldık. Biz her zaman büyük bir umut, inanç ve iddia ile vatanseverliği savunma esası ile hareket edeceğiz. Halkımızı ve kadını savunmayı esas alacağız. Kuzey'de kadın şahsında askeri alanda öz savunmaya dönük gelişen güç bizim için büyük bir moral olmaktadır. Kadın için de büyük bir gelişmedir. Onların mücadelesini kutluyoruz ve mücadelelerine inanıyoruz. Ne kadar toplum örgütlenirse o kadar kadının da örgütlenmesi gerekir. Ne kadar kadın örgütlenirse egemen güçlerde o kadar toplum karşısında yenilgiye uğrar. Onun için YPS-JIN, Türk ordusunun iradesini kırmıştır. Bu bir hakikattır ve hiç kimse bu gerçekliği inkar edemez.
*Bir süredir Avrupa'da bazı temaslarda bulunuyorsunuz. Diplomatik alanda yürüttüğünüz çalışmalar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Uzun zamandır diplomatik alanda çalışmalarımız sürüyor. Tabi bu sefer de Demokratik Özerklik Heyeti olarak buraya geldik. Heyet bir program dahilinde geldi. Buradaki bakanla görüştük. Genel Rojava durumuna ilişkin görüştük. Yine demokratik özerklik durumuna ilişkin görüştük. Yine Kürt halkının haklarını konuştuk. Kürt halkının inkarını bir insanlık utancı olarak değerlendirdik. En son olarak da rejime karşı mücadelemizi konuştuk. Bu 3 konuya ilişkin destek almak için görüşmeler yaptık. Görüşmeler olumlu geçti. Yine Lüksemburg'da bir konferans düzenlendi. Birçok aydın ve siyasetçi, sanatçı katıldı. Burada da temel konuları gündeme getirdik. Yine Belçika'da görüşmelerimiz oldu. Taleplerimiz olumlu karşılandı. Bu görüşme dizisi olumlu geçti diyebiliriz. İnanıyoruz ki Suriye'nin demokratikleşmesi Kürt sorunun çözümünden geçmektedir. Artık herkes bunun farkına varmıştır. Kürt mücadelesi DAIŞ'in önünü kapatmıştır.
(mg)