JINHA

AMED - Türkiye ve Kürdistan'da taciz, tecavüze karşı tüm kadınları örgütlenmeye çağıran Kampüs Cadıları'ndan Pınar, "Nasıl ki kardeşlerimiz batıda kadını en iyi şekilde savunuyorsa biz de Kürdistan'da bunun koruyucusu olacağız. Verilen savunmalardan sonra ortaya çıkan dayanışmayla birlikte biz kadınlardan korkun diyoruz" dedi.

Eril zihniyetin ve onun uzantısı olan yargının taciz ve tecavüzde cezasızlık ve koruma zırhına karşı kadınlar öz savunmalarını alıyor. Bunun içinde örgütlülüğünü genişleten kadınlar dayanışma örnekleriyle tacizi, tecavüzü teşhir ediyor. En son Ankara Üniversitesi'nde taciz eden erkeği teşhir eden Kampüs Cadıları'nın ardından hem sosyal medya hem de genel anlamda kadın dayanışmasına gelen desteklerle birlikte öz savunma daha görünür oldu. Kadınlar kurslarla, kendi örgütlülükleriyle eril ve tacizci zihniyete karşı tüm alanlarda var olmaya devam ediyor. Kürdistan'da da örgütlenen kadınlar, tüm kadınların mücadelesinin ortak olduğunu söyleyerek "Nasıl ki batıdaki kadınlar tacize tecavüze geçit vermiyorsa, Kürdistan'da da bu görev bize ait. Bizden, tüm kadınlardan korksunlar" diyor.

'Öz savunmayı tacize, eril zihniyete karşı geliştirdik'

Kampüs Cadıları'ndan Dicle Üniversitesi öğrencisi Pınar Küçükkaya "Ankara'da ki teşhir olayı çok duyuldu. Biz Kampüs Cadısı olarak tüm tacizci ve tecavüzcülere karşı öz savunma yapmaya devam edeceğiz. Kadınlar evde, sokakta her yerde iradesizleştiriliyor, tacize, tecavüze maruz kalıyor. Bizler kadınlar olarak öz savunmayı tacize karşı, eril zihniyete karşı geliştirdik" dedi. Kadınların çoğu zaman eril zihniyetin yarattığı baskı nedeniyle yaşadıklarını anlatmaktan, hesap sormaktan korktuğunu belirten Pınar, "Kadınlar kendi kocasından şiddet, babasından cinsel taciz görüyorsa o zaman kesinlikle öz savunma şarttır" dedi.
Kampüs Cadıları olarak bu duruma son vermek için öz savunmayı geliştirdiklerini ifade eden Pınar, "Şu anda Türkiye'de her yerde öz savunma kurslarımız var. Burada da yakında öz savunma kursu açılacak, Nasıl ki kardeşlerimiz orada kadını en iyi şekilde savunuyorsa Biz de Kürdistan'da bunun koruyucusu olacağız. Verilen savunmalardan sonra ortaya çıkan dayanışmayla birlikte biz kadınlardan korkun diyoruz" diye konuştu.

'Bundan sonra kadın mücadelesini daha güçlü haykıracağız'

Öğrencilerden, Özgür Demokratik Genç Kadınlar (ÖGKD) Üyesi Hatice Dağ da dayanışmayı ve öz savunmayı artıracaklarını vurgulayarak, "Bizler hem Türkiye hem de Kürdistan'da kadına karşı şiddet ve tacize karşı mücadele eden bir oluşumuz. Nasıl ki batıdaki kadın arkadaşlarımız tacize karşı öz savunma gerçekleştirip kadını koruyor ve kolluyorsa biz de Kürdistan'da öz savunmamızı gerçekleştirip, onlara selam gönderceğiz ve dayanışmayı artıracağız. Bundan sonra kadın mücadelesini daha güçlü haykırıp, tacizlere karşı en şiddetli şekilde cevabımızı vereceğiz" diye konuştu.

'Öz savunma kadın mücadelesini yükseltmenin bir başka adı'

Selahhadin Eyyübi Üniversitesi öğrencisi ve Özgür Genç Kadınlar (ÖGK) Üyesi Zelal Fahrioğlu ise Kızıl Sopalı Kadınları anlatarak, "Cins kırımına karşı kadın öz savunmasını sağlamak üzere Kızıl Sopalı Kadınlar kuruldu. Tacizciler ve tecavüzcüler kızıl sopalarımızın şerrinden kurtulamayacaklar. Başta genç kadınlar olmak üzere bütün kadınları taciz ve tecavüze karşı saflarımızda örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz. Dersim'de, Antep'te, Amed'te, İstanbul'da tacizcilerin bedenlerine inen kızıl sopalar Erzincan'da, İzmir'de, Antalya'da, ODTÜ'de ve daha birçok yerde eylemlerde kadınların ellerinde. Öz savunma kadın mücadelesini Türkiye ve Kuzey Kürdistan kentlerinden yükseltmenin bir başka adı, yöntemi. Kadının öz savunma güçlerini büyütmek ve çeşitlendirmek elbette kadın hareketinin öncelikli görevlerindendir. Artık korkan, saklanan değil, elde silah savaşan kadınların portresini çizmenin, Kızıl Sopalı Kadınlarla sokak başlarını tutmanın vaktidir. Bu yüzden Kürdistan'daki tüm kadınları örgütlenmeye ve taciz, tecavüz ve şiddete karşı kendilerini korumaya sessiz kalmamaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı.

(mm/gc)