'Cinsel istismarın artması eğitime müdahalenin bir sonucu'

09:02

JINHA

AMED - Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, eğitim sistemindeki değişiklikler ve giderek laik eğitim sisteminden uzaklaşılmasıyla birlikte eğitim kurumlarında cinsel istismarların arttığına vurgu yaparak, "Bu sadece kısmi yerlerde ya da bir bölge ile sınırlı değildir ve ideolojik ve cinsiyetçi bir yaklaşımdır. Bu da bugün AKP ideolojisinde kendisini var ediyor" dedi.

Ensar Vakfı'nda ortaya çıkan cinsel istismarın ardından, Türkiye'nin ve Kürdistan'ın birçok kentinde yaşanan cinsel istismarlar ortaya çıktı. Ancak bunlar sadece görünen, haberlere yansıyan yüzünü oluştururken, birçoğunun da kapalı eğitim kurumlarında yaşanması dikkat çekti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu da Ensar Vakfı'nın eğitim kurumlarında cinsel istismara maruz kalan çocuklardan çok vakfı koruyan açıklamalara imza attı. Değişen eğitim sistemi ve eğitim kurumlarındaki cinsel istismarı Eğitim Sen Diyarbakır 2 No'lu Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu değerlendirdi.

'İdeolojik ve cinsiyetçi bir yaklaşımdır'

Saliha, Ensar Vakfı'nda yaşanan istismara ilişkin "Arkasından Kocaeli, Artvin, Bingöl ve diğer birçok yerde cinsel istismar olayları gün yüzüne çıktı. Bu sadece kısmi yerlerde ya da bir bölge ile sınırlı değildir ve ideolojik ve cinsiyetçi bir yaklaşımdır. Bu da bugün AKP ideolojisinde kendisini var ediyor. Erkeklerin kendisinden zayıf olarak düşündüğü kadınlar ve çocuklar üzerindeki istismarı çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. İstismar, toplum olarak zaman zaman unutmaya çalıştığımız bir gerçekliğimiz halindedir" dedi.

'Kız çocuklarımızın çoğu okul dışı kaldı'

Eğitime yapılan müdahalelerle cinsel tacizin ve istismarın eğitime de bulaştığını söyleyen Saliha, "4+4+4 sisteminin eğitimde bazı olumsuz gidişatlara yol açacağını daha bu sistem gelmeden önce çokça tartıştık. Bu sistemle beraber kız çocuklarımızın çoğu okul dışı kaldı. Çocuk evliliklerinde ciddi bir artış oldu ki bu da bir cinsel istismardır. Erkek çocuklar okul dışı kalma, emeğinin sömürülmesi istismar ve ihmal sorunları ile karşı karşıya kaldı. Bununla birlikte laik eğitimin bitmesi ve beraberinde istismar durumlarını çokça görmeye başladık" ifadelerine yer verdi.

'Ensar Vakfı'nda gördüğümüz çocuğun 'itaat' etmesiydi'

Saliha, bir diğer etkenin de sürekli kadın ve erkek arasındaki psikolojinin gerginleştirilmesi, birbirinden uzak yaşaması, iki cinsin bir aradayken mutlaka taciz ve istismarın olacağı gibi bir algının yaratıldığını belirtti. İnsanların gergin ortamdan dolayı tabularının oluştuğunu belirten Saliha, "İki cins arasında ayırım yapıldığı zaman bir iktidar ideolojisi başlar ve kendisine zayıf gördüğüne bir şekilde saldıracaktır. Bu dönemde bu durumun sonuçlarını yaşıyoruz. Şu an ilkokuldaki öğrencilere 'değerler' dersi adı altında itaat kavramı üzerinde duruluyor. Ensar Vakfı'nda da gördüğümüz 45 çocuğun korkutularak itaat etmesiydi" dedi.

'Olayların takipçisi olacağız'

Saliha son olarak, toplum olarak susacak ve daha fazla seyir edecek sabırlarının kalmadığını vurgulayarak, "Çocuklara itaat yerine birer birey olduklarını ve güçlü bireyler olduklarını anlatmak gerekir. Eğitim Sen olarak bölgemizde okullarımızı takip ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Geçtiğimiz yıllarda yine birkaç okulumuzda bu vakalarla karşılaştık ve psikolojik açıdan gereken tüm destekleri verdik. Hukuki anlamda da son ana kadar bu olayları takip edeceğiz. Bu olaylara ilişkin yakın zamanda gereken eylemlerimizi örgütlüyoruz" sözlerini kullandı.

(gc)