Zeynep Akın/JINHA

ÊLIH - Savaş konseptinin devreye alınmasıyla birlikte tutuklulara yönelik baskıların artarak devam ettiğini söyleyen MHD Batman Cezaevi Komisyonu Üyesi Kübra Demir, "Cezaevinde yapılan uygulamalar yönetmelikten ve kanundan uzak olarak keyfi bir şekilde gerçekleşmekte. Özellikle açlık grevinde olan siyasi tutuklu ve hükümlüler sürgün ediliyor. Bu şekilde cezaevi yönetimi tarafından açlık grevine yönelik bir kırma politikası uygulanmaktadır" dedi.

Kürdistan'da savaş konseptinin devreye alınmasının ardından cezaevlerinde bulunan siyasi tutuklulara yönelik hak ihlalleri ve baskılar da artış gözlemleniyor. Konuya ilişkin konuşan Batman MHD Cezaevi Komisyonu Üyesi Kübra Demir, 7 Haziran seçim sürecinden sonra Türkiye'deki muhalif kesimlere yönelik iktidar tarafından ciddi bir baskı sürecine başlandığını belirtti. Kübra, bu baskı sürecinden siyasi tutuklu ve hükümlülerin de nasibini aldığını söyleyerek, "7 Haziran'dan sonra Türkiye genelinde siyasi tutuklu ve hükümlülere yönelik her türlü ciddi hak ihlalleri yaşanmakta. Cezaevinde yapılan uygulamalar yönetmelikten ve kanundan uzak olarak keyfi bir şekilde gerçekleşmekte. Özellikle açlık grevinde olan siyasi tutuklu ve hükümlüler sürgün ediliyor. Bu şekilde cezaevi yönetimi tarafından açlık grevine yönelik bir kırma politikası uygulanmaktadır" şeklinde konuştu.

'Sürgün edilenler genelde açlık grevindeki tutsaklar'

Batman M Tipi Kapalı Cezaevi'nde özellikle sürgün olaylarının çok sık yaşanmakta olduğunu dile getiren Kübra, "6-7 ay öncesine kadar Batman Cezaevi'nde yaklaşık olarak 100'den fazla siyasi tutuklu ve hükümlü bulunuyordu. Şimdi baktığımızda ise kadın ve erkek toplamında sayıları yarı yarıya inmiş durumda. Şuan tutuklu ve hükümlü toplam sayısı 56'ya inmiş durumda. En son nakiller Mart ayında yapıldı. Birer hafta arayla iki nakil kararı alındı ve nakil kararı alınan kişiler genel olarak açlık grevinde bulunan siyasi tutuklu ve hükümlülerdir. Bunların bir kısmı Bandırma, Kırıkkale, Sincan'a gönderildi. Genellikle Batmanlı siyasi hükümlü ve tutuklular ailelerinden en uzak yerler nereler ise oraya gönderildiler" dedi.

'Açlık grevine yönelik bir kırma politikası uygulanmaktadır'

Özellikle açlık grevinde olan siyasi tutuklu ve hükümlülerin sürgün edildiğini belirten Kübra, "Bu şekilde cezaevi yönetimi tarafından açlık grevine yönelik bir kırma politikası uygulanmaktadır. Sürgünler dışında yaşanan hak ihlallerine baktığımızda özellikle son 2-3 aylık süreç içerisinde her gün aramalar yapılıyor. Koğuşlara giriliyor, dolaplar talan ediliyor, her taraf didik didik aranıyor. Ufak tefek sebeplerle kitaplar, dergiler, kartlar alınıp tutsaklara hücre cezaları veriliyor. Şu an Batman Cezaevinde 5 kadın tutsak bulunuyor. En son 8 Mart dolayısıyla KJA'nın gönderdiği kartlardan dolayı her 5 kadına da hücre cezası verilmiş durumda" şeklinde ifade etti.

'Kırıkkale Cezaevi'nde ciddi sorunlar yaşanıyor'

5-6 aydır kapalı görüşlerde kantinlerin kapalı olduğunu söyleyen Kübra, "Cezaevi yönetimiyle bu durumu konuştukları zaman 'Eğer daha fazla diretirseniz açık görüşlerdeki kantini de kapatırız' tehditleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Son zamanlarda özellikle siyasi tutuklu ve hükümlülerin eşyaları cezaevi yönetimi tarafından çok sorun edilmekte. En son müvekkillerimizle yaptığımız görüşmelerde koğuşta bulunan temizlik malzemelerinin toplatıldığını öğrendik. Bu sadece siyasi hükümlü ve tutukluların kalmış olduğu koğuşlarda uygulanan bir yöntemdir. Tutsaklar tepki gösterince de bir iki tanesini alıp havalandırma bölümünde 2 gardiyan ve 1 cezaevi yönetimi tarafından darp edilip hakaretler yapılarak 'Bundan sonra bu şekilde muamele göreceksiniz' deniliyor. Bu uygulamalar tamamen keyfi uygulamalardır. Hiç bir yönetmelikte, kanunda yer almayan uygulamalardır. Tamamen cezaevi yönetiminin süreçten dolayı siyasi tutuklu ve hükümlülere yönelik yapmış olduğu bir muameledir" diye belirtti.

'Tutsaklar üzerinde ayrı bir faşizm uygulanıyor'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne ilişkin cezaevlerinde 2012 yılından beri her Çarşamba günü gerçekleşen eylemselliklere yeni konseptle birlikte cezalar verildiğini belirten Kübra, "Son süreçle birlikte bu şekilde slogan atan siyasi tutuklu ve hükümlülere disiplin soruşturmaları başlatılıyor ve soruşturmaların gerekçesi de örgüt propagandası. Bu gerekçeyle hemen hemen her gün siyasi tutuklu ve hükümlüler disiplin soruşturmalarıyla karşı karşıya kalıyor. Dışarıya baktığımız zaman muhalif kesimlerin iktidar tarafından karşılaştıkları baskılar son derece açık. Bir de cezaevi ayağına baktığımız zaman kendi özgürlüklerinden mahrum kalan siyasi tutuklu ve hükümlülere ayrı bir faşizm uygulanıyor" şeklinde konuştu.

'Tüm koğuşa tek diş fırçası veriliyor'

Kübra, "Yine Kırıkkale Cezaevi'nde malzemelerin toplatılması bir yana her koğuşa sadece bir diş fırçası bırakılıyor. Cezaevi yönetimi tarafından, tutsaklara 'Bu durum her yerde yaygınlaşacak' denmiş. Bizde yaygınlaşmayacağının herhangi bir garantisini veremiyoruz. Çünkü baskılar her geçen gün şiddetlenerek artıyor. Sürgünler yapılıyor ve geriye kalanlara yönelik baskılar ciddi bir şekilde artıyor" dedi.

'Tutsaklara refakatçi verilmiyor'

Kübra, önceden açlık grevine başlandığı zaman siyasi tutuklu ve hükümlülere refakatçi verildiğini ancak şimdi refakatçi verilmeyip onlar üzerinde özellikle baskı uygulandığını ifade ederek, "Bu süreçten sonra refakatçi de verilmiyor. Refakatçi açlık grevindeki tutsaklar için son derece önemlidir. Cezaevi yönetimi bu şekilde uygulamalara giderek o faşizmi bir şekilde siyasi tutsaklara yaşatma niyetindedir" diye kaydetti.

Tutsaklara ses ver…

Siyasi tutsaklara gerekli desteğin verilmediğini dile getiren Kübra, "Bunun karşısında biz avukatlar tarafından hukuki başvurular muhakkak yapılacak. Yalnız görüştüğümüz siyasi tutuklu ve hükümlülerin özellikle şöyle bir talebi var; Böyle bir süreçte kendilerini yalnız hissettiklerini, dışarıdan bu konuda bir destek verilmesi gerektiğini belirtiyor. Cezaevleri böyle bir süreçte sahiplenilmesi gereken alanlardır. Tutsakların her şekilde desteklenilmesi gerekiyor" diye kaydetti.

(dk)