Kayıp yakınları: Gerçeklerin peşini bırakmaycağız

14:57

JINHA

AMED/ELÎH - İHD ve kayıp yakınları Diyarbakır ve Batman'da adalet arayışını sürdürdü. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Kürdistan'da rapor hazırlayan sivil toplum kuruluşlarına yönelik açıklamalarına tepki gösteren kayıp yakınları, gerçeklerin peşini bırakmayacaklarını söyledi.

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınların 'Kayıplar bulunsun failler yargılansın' sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminin 374'üncüsü Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1993 yılında Şırnak'ın Cizre ilçesi Dirsekli köyünde gözaltına alındıktan sonra, karakol yakınlarında cenazesi bulunan Tahir Koçu ve Emin Savgat'ın, faillerinin bulunup cezalandırılması talep edildi. Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, kayıp ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması konusunda devletin hiçbir adım atmadığını ve çaba göstermediğini belirterek, bu davaların peşini bırakmayacaklarını ve sonuç alıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirtti.

'İhlaller olduğu sürece, raporlamaya devam ederiz'

Abdulselam, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hak ihlallerine ilişkin rapor yayınlayan sivil toplum örgütlerini hedef alan açıklamalarını eleştirerek, "Yaşam hakkı ihlali yaşanırsa, biz bunu deşifre ederiz. Doğru neyse ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Eğer bu faaliyetimiz doğru bulunmuyorsa, o zaman ihlaller olmasın. Rapor hazırlayıp yayınlamaktan zevk almıyoruz. İhlaller olduğu sürece, raporlamaya ve kamuoyuna yansıtmaya devam ederiz. Bu sebepten ötürü üyelerimiz tutuklandı, hatta katledildi. Ama biz bu işi yaparız. Kimsenin ne ön bahçesiyiz, ne de arka bahçesiyiz. Gerçekler neyse onu açığa çıkarırız. Bizim işimiz bu. Bu böyle bilinsin" diye konuştu.

Gözaltı gerekçesi: Onunla biraz işimiz var

Abdulselam'ın konuşmasının ardından İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Emin Ermin, Tahir Koçu ve Emin Savgat'ın, hikâyesini anlattı. Emin Ermin, şunları belirtti: "Tahir Koçu'nun eşi Fatma Koçu ve Emin Savgat'ın ağabeyi Derviş Savgat, 25 Mart 2009 tarihinde yakınlarının kaybedilmesi ve sonrasında öldürülmesi olayı ile ilgili olarak Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet dilekçesi verdi. Bu dilekçeye göre; Tahir Koçu ve Emin Savgat Cizre'ye bağlı Dirsekli köyü Kurtuluş mezrasında yaşıyordu. 1 Şubat 1993 tarihinde gece saatlerinde, Emin Savgat'ın evi askeri kıyafetli yüzü örtülü 9-10 kişi tarafından basıldı. Bu kişiler Emin Savgat'ı götürmeye geldiklerini söylediler. Emin Savgat'ın annesi oğlunu niçin aldıklarını sorunca, askeri kıyafetli kişiler 'onunla biraz işimiz var' diye cevap verdiler.

Karakol yakınlarında ölü olarak bulundular

Çobanlık yapan Tahir Koçu da aynı gece eve gelmedi. Bunun üzerine eşi Fatma Koçu, köylülere eşine sordu. Köylüler Tahir Koçu'nun önceki gece Emin Savgat ile beraber gözaltına alındığını söyledi. Emin Savgat ve Tahir Koçu askeri kıyafetli kişiler tarafından köyden götürüldüğünde bazı yakınları onları gizlice takip etti. Bu kişiler Emin Savgat ve Tahir Koçu'yu götürenlerin Dirsekli köyü Zuran Mezrası yakınlarındaki Radar Karakolu'na gittiğini gördü. Olaydan üç gün sonra Emin Savgat ve Tahir Koçu'nun bedeni Radar Karakolu'na yakın bir yerde silahla öldürülmüş olarak bulundu. Savcılık otopsi işlemleri tamamlandıktan sonra iki köylünün bedenleri aileleri tarafından defnedildi. Derviş Savgat 2009'da savcılığa verdiği dilekçede olayla ilgili pek çok görgü tanığı olduğunu ekledi ve faillerin bulunarak yargılanmasını talep etti."

Konuşmaların ardından, tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.

BATMAN

İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları, Gülistan Caddesi'nde İnsan Hakları Anıtı önünde 373. kez bir araya geldi. İHD Batman Şubesi Başkanı Mehmet Bağadır, Türkiye ve Kürdistan'da son 9 aydır yaşanan, ancak 24 Temmuz tarihi itibariyle de açıkça savaşın yeniden başlaması ile sonuçlanan gelişmelerden duyduğu endişeleri paylaştı.

Mehmet, 1990'lı yıllarda yaşananların yaraları hala kapanmamışken, o yılları aşan uygulamaların devreye konulmasıyla ortaya çıkan savaşın derhal son bulması gerektiğini söyledi. Mehmet, "Bizler, insan hakları aktivistleri, kayıp aileleri ile sivil toplum örgütleri olarak yaşanan silahlı çatışmalar karşısında, halkımızın özgür, demokratik taleplerinin yaşam bulması adına ve insanlığa karşı olan sorumluluk duygusu gereği savaşa karşı tutum alıyor ve barışa bir şans verilmesine dair çağrımızı yineliyoruz" dedi.

'Raporlarımıza devam edeceğiz'

Mehmet de Cumhurbaşkanı'nın raporlar hazırlayan sivil toplum kuruluşlarına ilişkin açıklamalarına tepki göstererek, "Alenen bağımsız ve tarafsız sivil toplum örgütlerini hedef gösterdi. 1998 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesinin 1.maddesinde ifade edildiği gibi, insan haklarını korumak ve geliştirmek için çalışmak herkesin insan hakkıdır. Hak savunucuları olarak Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları alanındaki mücadelemize devam edeceğimizi ve Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümünde üzerimize düşen her türlü katkıyı yerine getireceğimizi, hak ihlallerinin önlenmesi, gözlemlenmesi, belgeyle rapor edilmesi konularındaki çalışmalarımıza devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz" diye konuştu.

Konuşmanın ardından kayıpların anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.

(za/gc)