Beritan Canözer: Ödülümü katliamla yüz yüze kalmış Kürt halkına adıyorum
20:37
JINHA
İSTANBUL - Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerine verildi. Juri Özel Ödülü'ne layık görülen muhabirimiz Beritan Canözer, ödülünü katliamlardan geçen Kürt halkı adına JINHA olarak aldığını belirterek, "Kadın meslektaşlarıma dayanışmaları açısından çok teşekkür ediyorum. Savaş haberleri yapmak yerine umarım ki çocuk haberleri yapabiliriz" dedi.
Bu sene 19'uncusu düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri, Taksim'de bulunan İnpera Otel'de düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Yerel gazetecilik ödülü, Antalya'da çıkan Körfez Gazetesi'nde manşet yayınlanan 'Sürgün Çilesi' başlıklı haberiyle Müzeyyen Köse'ye verildi. Ödülünü Ceren Sözeri'nin elinden alan Müzeyyen, ödülünü çalışma şartlarına dayanamayarak vefat eden işçilere adadı.
Fotoğraf ödülü İlyas ve Sertaç'a
Fotoğraf ödülü ise Cizre'de 'vahşet bodrumu' önünde 'İnsanlık bu bodrumda kaldı' isimli fotoğrafı çeken AFP'den İlyas Akengin'e verildi. İlyas, ödülüne layık olmaya çalışacağını söyledi. Diğer ödül ise serbest gazeteci Sertaç Kayar'a, Diyarbakır'da çektiği 'Savaşa yorgun bakış' isimli fotoğrafına verildi. Ödülünü Barış Bloku Eşsözcüsü Gencay Gürsoy'un elinden alan Sertaç, Kürtçe gerçekleştirdiği konuşmasında Tahir Elçi'yle olan bir anısını anlattı.
Refik Tekin, ödülünü Miray, Binevş ve Taybet'e adadı
Görüntülü haber ödüllerinden biri İMC TV Kameramanı Refik Tekin'in Cizre görüntülerine verildi. Cudi Mahallesi'nde ölü ve yaralıları almak için beyaz bayrakla gidenleri gazeteci olarak izlerken, polisin açtığı ateş sonucu yaralanan ve yaralı olmasına rağmen kayda devam ettiği görüntüleriyle alan Refik, ödül aldığı sırada gerçekleştirdiği konuşmasında, Türkiye'nin ana akım medyasının sivillerin katledildiğini göstermediğini belirterek, "Aslında oradan gelen bütün haberler doğruydu. Birini çektik, yanımızdakilere bir şey olmaması mucizeydi. Ödülümü bölgedeki insanlara, 3 aylık Miray bebeğe, 12 yaşındaki Binevş'e ve Taybet Ana'ya adıyorum" dedi.
'Olup biteni aktarmaya devam edeceğiz'
Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Devran Toptaş da, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin, Diyarbakır Sur'da, Dört Ayaklı Minare'nin önünde vurulduğu anı gösteren haberiyle görüntülü haber ödülüne değer görüldü. Devran, Kürdistan'da 90'larda köylerin yakıldığını, yıkıldığını hatırlatarak, "Bugün 'taş üstünde taş baş üstünde baş bırakmayın' diyenler bir şeyi unutuyorlar; özyönetim alanlarında olan gazeteciler olanı biteni aktarmaya devam ediyor" dedi. Devran, ödülünü Cizre'de vahşet bodrumlarında katledilen Azadiya Welat Gazetesi Yazıişleri Müdürü Rohat Aktaş ve Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan Dört Ayaklı Minare'nin önünde katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'ye adadı.
'Vicdanın tarafı olabilmişsek ne mutlu bize'
Yazılı haber ödülü ise "Diyanet'ten fetva: Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil!" başlıklı haber ile Birgün gazetesinden Erk Acerer'e verildi. EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan'ın elinden ödülünü alan Erk, "Aslında çok gezen dolaşan gazeteciyim, evde şortla otururken evde bu haberi yapmak beni de zorladı. Haber takibinin zamanı yok. Fadime ananın önünde konuşmak onur veriyor. Taraf olmayı gerektiriyor. Uğur Mumcuların, Musa Anter'lerin devamcıları olarak vicdanının tarafı olabilmişsek ne mutlu bize" dedi. Selma ise, Çilem Doğan'ın 'Kadınlar gücüm oldu' sözünü anımsatarak konuşmasına başladı. Selma, "Yaşamları örselenen kardeşlerimiz için iyi ki varsınız" diye konuştu.
Yazılı haber ödülü Kemal Göktaş'a
Bir diğer yazılı haber ödülü de Cumhuriyet gazetesindeki "Sınırı IŞİD emiri ile yönetmişler" başlıklı haberi ile Kemal Göktaş'a verildi. Mehveş Evin'in elinden ödülünü alan Kemal, Suruç'ta 33 gencin katledilmesiyle birlikte bir süreç başladığını belirterek, "Bütün bunların deşifresine yönelik haberler, olması gerektiği kadar etki yapmadı" dedi. Kemal, konuşmasını Cemal Süreyya'dan bir şiir okuyarak bitirdi.
Beritan Canözer: Gazeteciliğe büyük bir aşkla başladım
Jüri Özel Ödülleri ise Haber Nöbeti, Beritan Canözer, Mete Akyol, Erdem Gül ve Can Dündar'a verildi. Haber Nöbeti adına konuşan Fehim Işık, ödülü Cizre'de 'vahşet bodrumu'nda katledilen Azadiya Welat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş'a ve Kürt gazetecilere adadı. Ödülünü alan JINHA Muhabiri Beritan Canözer ise, gazeteciliğe büyük bir aşkla başladığını belirterek, "Benim için gazetecilik benimle bütünleşti. Gazeteciler tutuklu, gazeteciler katlediliyor, insanlık katlediliyor. Bunun içinde bu ülkeye halka iyi gazeteciler yetiştirmek içinde elimden geleni yapacağım. Rohat'ın katledilmesi, tutuklu gazetecilerin bulunması bunun gerekliliğini gösteriyor. Kadın meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum" dedi.
Beritan ödülünü Kürt halkına adadı
Beritan ödülünü JINHA adına aldığını belirterek, Cizre'de, Sur'da Nusaybin'de katliamla yüz yüze kalmış Kürt halkına adadığını söyledi. Beritan, son olarak şunları söyledi: "Savaş sürecinde yaptığımız haberler bizleri yıpratıyor. Umarım ki bundan sonraki süreçte çocuk haberleri yapıyoruz."
Jüri Özel ödülünden biri Gazeteci Erdem Gül ve Can Dündar'ın tutuklanmasının ardından Silivri Kapalı Cezaevi önüne sandalye atarak 'Umut Nöbeti'ni başlatan gazeteci Mete Akyol, Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe'nin elinden ödülünü aldı. Mete, "Bugün burada mesleğine aşık meslektaşlarımızı görüyoruz. Bu meslekte olan herkesin mesleğe aşık olduğunu biliyoruz. Bir eksiğimiz var onu da giderelim. Her meslektaş sevgisi adına alıyorum. Silivri'de başlattığımız 'umut nöbeti' onun dışarı da bir parçalarının olduğunu göstermek için başlattık. Hepsine çok teşekkür ederiz. Dayanışma içinde olan herkesi kutluyorum" şeklinde konuştu.
'Vicdanımıza seslendikleri için bu ödülü aldılar'
Bir diğer Juri Özel ödülü Can Dündar ve Erdem Gül'e verildi. Ödülünü gazeteci Celal Başlangıç'tan alan Erdem Gül, "Metin Göktepe ödülünü onurla kabul ediyorum ve mücadeleye devam diyorum" dedi. Can Dündar ise ödülünü CHP Milletvekili Zeynep Altıok'tan aldı. Aldığı ödülden sonra kısa bir konuşma yapan Can Dündar, "Umut nöbeti, haber nöbeti çok önemliydi. Sizlerin gösterdiği dayanışma sayesinde oldu. Bize destek çıkanlara teşekkür ediyorum" ifadesinde bulundu. CHP'li Zeynep Altıok konuşmasında, "Yangın yerindeyiz. İnsan kalabilmek için bilgiye, hakikate namusa ihtiyacımız var. Vicdanımıza seslendikleri için bu ödülü aldılar" diye belirtti.
Son olarak akademisyenler adına konuşan Barış Bloku Eş sözcüsü Gençay Gürsoy da, akademisyenlere yönelik yaşanan baskının 35 yıl öncede yaşandığını hatırlatarak, akademisyenlerin açtığı yolda barışı savunabileceklerini kaydetti.
Konuşmaların ardından katledilen gazeteci Metin Göktepe'nin bugün ayrıca doğum günü olması nedeniyle geleneksel olarak hazırlanan pasta kesildi. Pasta kesiminden sonra müzik eşliğinde verilen kokteylin ardından program sona erdi.
(dk-bc/mg)