Tek dileği oğlunun mezarına gidebilmek…

09:06

Hülya Okalin /JINHA

COLEMÊRG - Suruç katliamında yaşamını yitiren Süleyman Aksu'nun annesi Kudret Aksu'nun tek dileği devletin 'yasaklı' ilan ettiği Orman Mahallesi'nde bulunan oğlunun mezarına gidebilmek. Kudret Ana, Süleyman'ın mezarına gidip barışın ve özgürlüğün geleceği günü müjdelemeyi bekliyor.

Süleyman Aksu, Kobanê'nin yeniden inşası için yola çıkan fakat DAİŞ'in bombalı saldırısı sonucu cebindeki oyuncakları Kobanêli çocuklara ulaştıramadan Suruç'ta katledilen 34 gençten biriydi. Süleyman, doğup büyüdüğü, öğretmenlik yıllarını sürdürdüğü Hakkari'nin Gever (Yüksekova) ilçesinde toprağa verilmişti. Süleyman'ın köklerini aldığı topraklar ise 13 Mart tarihinden beri devlet güçleri tarafından tanklarla bombalanıyor. Süleyman'ın annesi, Kudret Aksu da devlet güçleri tarafından mahallesinden zorla çıkarılarak, başka bir mahalleye gönderilen yurttaşlar arasında. Kudret'in şu sıralar tek dileği ise evinden çok oğlunun mezarına dönebilmek.

'Oğlumun mezarına son bir kez gitmek istiyorum'

Televizyonda Gever'in yerle bir edilerek talan edildiğini gören Kudret, yaşlı gözler ile duygularını şöyle anlatmaya başlıyor: "Yakılan ve yıkılan evimin derdinde değilim. Tek isteğim son defa oğlum Süleyman'ın mezarına giderek mezar taşını öpmek. Oğlumun mezarına duyduğum hasreti, yüreğimde bir nebze de olsa dindirmek istiyorum." Kudret, saldırıların yoğunluğu nedeniyle çocuklarını ve eşini Van ve Hakkari'ye yollayarak, tek başına Gever'de, mahallesindeki yasağın kalkacağı ve oğlunun mezarına gideceği günün umudu ile yaşıyor.

'Devletin yardımını istemiyorum'

Devlet tarafından verilecek olan yardımı istemediğini belirten Kudret, oğlunun mezarına giderek, barış ve özgürlüğün geleceği günü müjdelemek istediğini söyleyerek şöyle devam ediyor: "Sonuna kadar evimde kalmaya kararlıyım. Evlerimizi boşaltırsak devlet güçleri mahalle ve mezarlıklarımızı talan edecektir. Mahallemden çıkmayacaktım fakat devlet güçleri tarafından zorla çıkarılarak başka bir mahalleye gönderildim. Beni Hakkari'ye yolladılar ama ben oğlum için tekrar Yüksekova'ya geldim. Yüksekova benim yerim ve yurdumdur. Ben nereye gideceğim. Devlet bizden ve çocuklarımızdan ne istiyor? Artık yeter."

'Çadırda yaşarım ama devletin verdiği evde yaşamam'

Kudret, konuşmasının devamında çadırda yaşasa dahi devletin vereceği evlerde yaşamayacağının altını çizerek, "Devlet güçlerinin şimdilerde yakıp yıktığı evlerimizi binbir güçlükle yaptık. Şimdi devlet onca emeğimizi hiçe sayarak evlerimizi yakıyor. Daha sonra çıkıp 'biz onlara ev yaptık' diyecekler. Ama biz onların yardımını istemiyoruz" diyor.

Konuşmasının sonunda Kudret, Gever halkını el ele vererek topraklarına ve yurtlarına sahip çıkma çağrısında bulunuyor.

(ng/ck/mg)