'Duvarlara yazılan taciz ve tehditler sokaklarda devam ediyor'

09:04

JINHA

ŞIRNEX - Cizreli kadınlarla dayanışmak için bölgeye gelen feminist aktivistlerden Hülya Osmanağaoğlu, "Cizre'de erkek devletin kurumsallaştığını görüyoruz. Kadınlar taciz ve tehdit ediliyor. Abluka boyunca evlere giren ve cinsiyetçi yazılar yazan kişilerin, şuan Cizre sokaklarında gezmeleri kadınlar için kaygı verici. Cizre'de kadınlar bu keyfi uygulamalarla sokaklarda kendi evlerinde rahat hareket edemiyor ve kadınlarda her an bir tedirginlik hakim" dedi.

Cizre'de 79 gün süren soykırım saldırılarının ardından, Türkiye ve dünyanın birçok yerinden yurttaşlar ilçeye gelerek yaralarını saran halka destek oluyor. Kadınlarla dayanışmak amacıyla gelen, feminist aktivistler, 9 gün boyunca ilçede gördükleri izlenimlerini paylaştı. Kadınlardan Hülya Osmanağaoğlu, Cizre'ye geliş amaçlarını anlattı. Hülya, kadınlarla dayanışma ve sorunlarına ortak olmak için Cizre'ye geldiklerini belirterek, "Aynı zamanda da devlet güçlerinin kadınlar üzerinde uyguladıkları psikolojik şiddette d birebir tanıklık ettik" dedi.

'Şiddet artmış durumda'

"Cizre de devlet şiddeti kurumsallaştı" diyen Hülya,"Biz buraya KJA çağrısıyla geldik. Tabi ki bu savaş politikaları 90'lı yıllarından beri kadın üzerinde nasıl bir cinsiyetçi politikaya sahip olduğunun hepimizde farkındayız. 6 ay önce de buradaydım, bu sefer geldiğimde bu şiddetin artarak kurumsallaştığına şahit oldum. Aslında artık burada erkek devletin kurumsallaştığını görüyoruz. Pervasızca gezen polisler sokaklarda istediklerini durdurarak, istediklerine muamele ediyorlar" diye konuştu.

'Kadınlar rahat değil hareket edemiyor'

Abluka boyunca evlere giren ve cinsiyetçi yazılar yazan kişilerin, şuan Cizre sokaklarında gezmelerinin kadınlar için kaygı verici olduğunu söyleyen Hülya, "Cizre'de kadınlar doğal olarak bu keyfi uygulamalar içersinde sokaklarda kendi evlerinde rahat hareket edemiyorlar ve kadınlarda her an bir tedirginlik hakim. Zaten devletinde yapmak istediği bu tür tedirginlikler yaratmak. 'Kızlar biz geldik, siz nerdesiniz?' gibi cinsiyetçi duvar yazılamaları var. Kadınlar taciz ve tehdit ediliyor. Bu duvarlarda bunlar yazılırken, bunları yazanların sokakta ve evlerin aralarında geziyor olmaları biz dahil her kadın için kaygı yaratıcı. Bu koşullarda hiçbir kadın kendini bundan bağımsız göremez" dedi.

'Sokaklar da gezen polis kadınlar için tehdit'

Cizre sokaklarında tacizin devam ettiğini söyleyen Hülya, "Cizre'de kadınlar için ağır bir şiddet tehdidi sürüyor. Bunlar, yersiz kaygı veya savaş sonucu kaygı değil şiddet tehdidi sonucudur. Zaten bu kaygılarında yavaş yavaş sonucu geliyor. Polis, liseye giden kızlara numaralarını kağıda yazarak tehdit ederek zorla veriyor. Direnişte yakınlarını kaybeden kadınların numaralarını arayarak tehdit ve taciz ettiklerini öğrendik. Cizre küçük bir yer o numaraları alıp kadınları tehdit edenlerin bir adım ötelerinde olmaları kuşkusuz kadınlar için büyük bir risk. Bunları burada konuşarak tartışarak kadınların bu zihniyetle büyük mücadelesini görüyoruz" dedi.

'İstanbul'da bu olanlarla yüz yüze kalır'

Hülya son olarak şunları söyledi: "Burada kadınlar için topyekun bir çalışma var. Bizde bunun bir parçası olduk. Döndüğümüzde kadınlar için daha fazla ne yapabilir üzerinde Türkiye kesiminde duyurmaya çalışacağız. Barış sürecinin yeniden başlaması kadınlar için yeni bir umut olacak. Burada ki dayanışmayı duyurmak için bir çalışmamız olacak. Savaş sadece Cizre'de değil İstanbul'da da yankı uyandıracak. Erkek devlet şiddeti metropollerde de baş gösterecektir. Bir şeyin farkına varmak gerek, Cizre'de gençlerin direnişi sürdüğü için sıra İstanbul'a gelmiyor. Burada bittiği an İstanbul'da baş gösterecektir."

(aı/dk)