Cinsel istismarda kavram karmaşası: Pedagoglar yerine siyasetçiler tartışıyor

09:07

Öykü Dilara Keskin / JINHA

İSTANBUL – Cinsel şiddet ve cinsel istismara ilişkin konuşan, Çocuk Psikiyatristi Dr. Dilara Aktürk, “Türkiye’de çocuk istismarının ele alınış biçimine bakıldığında sorunlar silsilesini görmek zor değil. Ciddi kavram karmaşası var. Konu çocuk psikiyatrları, adli tıp uzmanları, psikologlar, pedagoglar, sosyologlar ve diğer sosyal bilimciler tarafından etraflıca konuşulması gerekirken, maalesef neredeyse sadece siyasetçiler tarafından çok daha başka boyutlarda konuşuluyor. Tartışıldığı zeminde çocuğa ve çocuk psikolojisine neredeyse hiç yer verilmiyor” dedi.

Cinsel şiddet ve cinsel istismar Türkiye’de devlet yetkililerinin söylemlerinden beslenerek artış göstermekte. Karaman’da Ensar Vakfı’nda ortaya çıkan cinsel istismar vakasının ardından hükümet sözcülerinin, çocukları korumak yerine cinsel istismarı meşrulaştıran söylemleri geniş çevrelerce tepki toplamıştı. Almanya’da Çocuk Psikiyatristi üzerine çalışan Dr. Dilara Aktürk, çocukların cinsel istismara maruz kaldığında nasıl tepkiler verdiğini ve bu tür durumlarda çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini anlattı. Dilara, Almanya ve Türkiye kıyaslaması yaparak, “Almanya’da tecavüz edenlere takipsizlik, çocuklara müebbet verilmiyor. Takip çok daha iyi işliyor” dedi.

‘Uzmanların konuşması gerekirken siyasetçiler konuşuyor’

Dilara, cinsel istismarın nasıl ele alınması gerektiğini ise şu şekilde anlatıyor: “Türkiye’de çocuk istismarının ele alınış biçimine bakıldığında sorunlar silsilesini görmek zor değil. Ciddi kavram karmaşası var. Konu çocuk psikiyatrları, adli tıp uzmanları, psikologlar, pedagoglar, sosyologlar ve diğer sosyal bilimciler tarafından etraflıca konuşulması gerekirken, maalesef neredeyse sadece siyasetçiler tarafından çok daha başka boyutlarda konuşuluyor. Politik ve hukuki boyutları da konu ile ilgili önlem almak ve yargılanma süreci ve bunun takibi açısından çok önemli tabii. Ama şu sıralar tartışıldığı zeminde çocuğa ve çocuk psikolojisine neredeyse hiç yer verilmiyor.”

‘İlk olarak çocuğa inanmalı’

Çocukların cinsel istismara uğradıklarını dile getirdiklerinde öncelikle onlara inanarak değerlendirmeye başlamak gerektiğini ifade eden Dilara, “Travmatize olmuş çocukların yaşananları sözelleştirmeleri, anlatmaları çeşitli sebeplerden kaynaklı epey zor. Oldukça dolaylı şekilde anlatıyorlar. Davranış değişiklikleri, okul başarısında düşme, içe kapanma, tırnak yeme, idrar kaçırma gibi belirtiler bunlardan birkaçı mesela'' diye belirtti.

‘Çocuklar için güvenli ortam sağlanmalıdır’

Çocukların genellikle güven ilişkisi kurduğu baba, öğretmen, amca gibi kişiler tarafından istismara uğradığını ifade eden Dilara, cinsel istismarın ardından çocuk için güvenli ortamın sağlanmasının önemli olduğunun altını çizdi. Dilara, “Çocuklar bize geldiklerinde kendilerini suçlu hissediyorlar, utanıyorlar. Çocukları aksi yönde, bu durumun onların suçu olmadığı yönünde motive etmek gerekiyor. Kendilerini güvensiz hissettikleri ortamdan yine uzmanlarca değerlendirmeler sonucu alınmaları gerekiyor” dedi.

‘Çocuk bulunulduğu ortamdan uzaklaştırılıyor’

Çalışmalarını sürdürdüğü Almanya’da istismara uğrayan çocukların güvenli bir alana alındığını söyleyen Dilara, “Almanya'da çocuklar ve gençler ruhsal ve fiziksel sağlıklarının tehlikede olduğu durumlarda doktorun şüphesi ve bildirimi neticesinde yine değerlendirmeler ve görüşmeler sonucu Gençlik Daireleri denen yarı özel yarı devlete bağlı kurum tarafından yurtlara veya koruyucu ailelere verilmek üzere bulunduğu ortamdan alınabiliyor. Ailelerin çocuklarını aile mahkemeleri aracılığıyla geri alabilmeleri ise uzun bir süreç" diye belirtti.

'Mücadele etmesek durum vahim bir hal alacak'

Toplumda ise istismarı inkâr etmek, üstünü örtmek gibi son derece tehlikeli eğilimlerin olduğunu ve istismar eden bireyleri 'hasta' olarak görmenin eksik ve yanlış olduğunu savunan Dilara, "Eril tahakküm hüküm sürdükçe daha doğrusu biz bunu kabul ettikçe ve buna karşı ortak mücadele etmedikçe, yaşananlar ne yazık ki daha da vahim bir hal alacak” dedi.

‘Çocuk istismarı erkek egemen sistemden bağımsız değil’

Son süreçte yaşananların kadına yönelik şiddetten veya Pozantı Çocuk Hapishanesi'ndeki çocukların istismara uğramasından bağımsız olmadığını belirten Dilara, “Bütün bu yaşananlar arasındaki bağı ve bu bağın erkek egemen sistemle olan ilişkisini anlamak, bilinç düzeyine çıkartmak gerekiyor. Yaşananları cinsel ilgi, istek vs. olarak görmek yanılgı olur” diye belirtti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sema Ramazanoğlu’nun “Bir kereden bir şey olmaz” sözlerine de dikkat çeken Dilara, “Çocuk psikolojisinden anladığını düşünmüyorum. Bu durumu çocuklar bir kere yaşamıyorlar, defalarca maruz kalıyorlar” dedi.

Dilara, son olarak şunları söyledi: ''Adı gecen kurumun kapatılması, yaptırımlar uygulanması bir yana, korumaya yönelik tutumların sergileniyor olması son derece üzücü ve kaygı verici. Bu konu ile ilgili yapılabilecek en önemli şeylerden biri de cinsel istismarı görünür kılmak ve teşhir etmek."

(dk)