Bosna Hersek'ten Sur'a, kültürel mirası yok etmek

09:07

JINHA

ANKARA - AKP'nin bir devlet geleneği olarak Kürdistan illerinde başlattığı savaş, her geçen gün insanlığı utandıran uygulamaları da gün yüzüne çıkarıyor. Kürt halkı direnişi karşısında sıkışan devlet, son çare olarak Kürdistan topraklarında dünyaya mal olmuş tarihi eserleri yok ediyor. Tarihte insanlık mirasına düşmanlığı ile bilinen Moğolları dahi geride bırakan AKP politikaları Sur'daki evrensel mirası yakarak zarar büyük zarar verdi. İşgalci devletler Bosna Hersek'ten Sur'a 'ötekilerin' hafızasını yok etmek istiyor.

Devlet, UNESCO koruması altındaki Sur ilçesine yapılan kültürel soykırımları ve göçertme planlarıyla yüzlerce tarihi değerin, evin molozlarını Dicle nehrine dökmeye devam ediyor. Kurulduğu tarihten bu yana diğer farklılıkları yok sayan Türkiye Devleti, aynı zamanda yaptığı kültür kırımı ile hafızalarda kalan Moğol Devletinin kültür düşmanlığını yeniden canlandırdı. "Ötekilere ait kültürel miras ürünleri modern savaşlarda "Etnik temizlik" sürecinin bir parçası olarak yok edildi. Bunun en büyük sebeplerinden biri de, 20. yüzyılda kurulan ulus devletlerin "vatandaş" tanımı yeterince kapsayıcı olmamış ve tekçi bir anlayış üzerinde inşa edilerek aynı dini, aynı dili ya da aynı etnik kökeni paylaşan insanlar "vatandaş" olarak tanımlayarak, geri kalanlar dışlandı ve "öteki"leştirildi. Bir grubun ya da milletin ortak hafızası anlamına gelen "Kasıtlı kollektif unutkanlık" politikasıyla birçok miras yok olmayla karşıya bırakılırken, bunun en çarpıcı örneği ise,1992-1995'te Bosna Hersek iç savaşında yakılan tarihi mirasına karşı yapıldı. Tarihin tekerrür ettiği günümüzde de bugün Diyarbakır Sur'da devletin Kürt mirasına karşı saldırısıyla kendini güncelledi.

Ötekilerin kültürel mirasları neden yok edilir?

Tüm insanlığa ait ortak kültürel miras çatışmalar, savaşlar ve ihmaller nedeniyle yağmalanıp, yok edildiği ve bu topluca yok edilmenin 20.yüzyılda Ulus devletlerin kurulma aşamasında daha fazla ortaya çıktığı görülüyor. Bir grubun ya da milletin ortak hafızası anlamına gelen "kasıtlı kolektif unutkanlık" ve inkâr ulus devlet inşa etmenin en önemli yollarından biri olarak sürdürülüyor. Kasıtlı kolektif unutkanlık, "ötekilerin" kültürel miraslarını topluca hedef almanın yol ve yöntemi olarak yıllarca sürdürüldü. "Ötekilerin" kültürel mirası Balkan Savaşı sırasındaki Bosna Hersek'in Yahudi, Hırvat, Müslüman, Sırp mirasını geri getirilemeyecek sonuçlarla yakıldı. Sırplar, tüm insanlığa ait kültürel soykırımın yanı sıra üç yıllık iç savaşta 100 bin insanı katledip, binlerce toplu mezara ve savaş suçlarına imza attı.

Bosna Hersek'in hafızası yok edildi

Kürdistan'ın hafızasını yıkmayı sürdüren devlet, yıllar önce Saraybosna'da yakılan kütüphaneleri yeniden hafızalarda canlandırdı. Bosna Hersek savaşında, Saraybosna'daki Milli Kütüphane ve Üniversite Kütüphanesi 1992'de yakılırken, Milli Kütüphanedeki 1,5 milyon kitap, 4 bin nadir eser, 478 ciltli el yazması, 100 yıllık Bosna gazeteleri koleksiyonu zarar gördü ve tüm kütüphane koleksiyonunun sadece yüzde 10'u büyük çabalarla kurtarılabildi. Bu olay modern tarihin en büyük kasıtlı miras yakma olayı olarak tarihe geçti. Kütüphane koleksiyonunda bulunan 600 yıllık değerli Saraybosna el yazması nüshası sürekli değişik yerlerde saklanarak kurtarıldı. Aynı yıllarda Bosna Hersek Milli Müzesi de bombalanarak zarar gördü. Son olarak Bosna Hersek arşivleri ateşe verildi. Arşiv koleksiyonunda bulunan 1878-1918 dönemine ait belgelerle, 2. Dünya Savaşı'nın, Savaş Suçları Komisyonunun belgeleri de zarar gördü. Sadece Bosna Hersek'in kültürel mirası değil, bu bölgedeki merkezi Avrupa ülkelerinin de kendi tarihleriyle ilgili çok önemli kültürel miras ürünleri, kitaplar ve arşiv belgeleri bir daha geri getirilemeyecek biçimde savaşta yok edildi. Yine bu iç savaşta 119 cami de ağır şekilde hasar görürken, 136 cami ise tamamen yakıldı. Bosna Hersek'in üzerindeki ulus-devlet planları kasıtlı kollektif unutkanlık politikasıyla Bosna'nın evrensel mirası derin bir karanlığa mahkûm edildi.

Kürdistan mirasına topyekun savaş

Binlerce medeniyete beşiklik etmiş ve tarih boyunca "Bereketli Hilal" olarak adlandırılan Kürdistan toprakları, aylardır yoğun abluka ve katliamına karşı direniyor. Sur ve Cizre kentleri, Persler'den Asurîlere kadar aldığı tarihi mirası devletin hukuksuz savaşında hafızasını yitirme tehlikesi yaşıyor. Bine yakın eşsiz tarihi değeriyle UNESCO korumasındaki Sur'un, hukukçuların, mimarların ve tüm sivil toplum örgütlerin çağrılarına rağmen bombalanmaya hafızası silinmeye devam ediliyor. Diyarbakır'ın 9 bin yıllık tarihi geçmişine sahip Suriçi bölgesindeki surlara camilere, müzelere, kiliselere de savaş açılmış, Kürtleri 'Kasıtlı kolektif unutkanlık' politikasıyla topyekûn yok eden devlet, Sırpların savaş suçlarını ise aratmıyor.

'Kürdistan böyle ihanet görmedi'

En son hali ile harabeye dönen Diyarbakır surları, Tahir Elçi'nin,ölümünden hemen önce Sur için söylediği, "Dört Ayaklı Minare insanlığa sesleniyor. Beni ayağından vurdular, ne savaşlar ne felaketler gördüm ama böyle ihanet görmedim" sözlerinin haklılığını bir kez daha kanıtladı. Ayrıca, Sur' da harap edilen bazı yapılar arasında,Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, Paşa Hamamı, Hasırlı Halk Meclisi, Yoğurtlu Pazarı, Sırp Gragos Ermeni Kilisesi, Katolik Ermeni Kilisesi, Haci Hamit Cami ve Dengbêj Evi ve Ulu Cami'de devletin saldırılarında payını alan eserler olarak tarihe kazındı.

Kürt halkına kimliksizlik dayatılıyor

Kürtleri belleksiz, hafızasız kılmaya çalışan devlet, tıpkı Sırpların Bosna halkını parçalayıp dünyanın dört tarafına dağıttığı gibi bir politika izliyor. Sırpların Bosna Hersek'in mirasına, IŞİD'in Suriye'deki Palmira Antik kentine ve tıpkı Afganistan'da Taliban örgütünün dünyada bir benzeri daha olmayan Buda Heykeli'ni yıktığı gibi bu günde devlet, planladığı göçertme politikası, yakılan camiler, müzeler ve kiliselerle insanlığın ortak değerlerini yok etmekten çekinmiyor.

Kültürel mirasa dokunmak savaş suçudur

Kültürel değerlere karşı suçlar, Cenevre Sözleşmesine göre savaş suçu sayılıyor. Cenevre Sözleşmesinin 53'üncü maddesi, insanların kültürel ve ruhanî mirasını oluşturan tarihi anıtlara, sanat eserlerine ve ibadet yerlerine karşı düşmanca hareketleri, bu nesnelerin askeri amaçla kullanılmasını ve intikam almak için yok edilmesini kesin hükümle yasaklıyor.

(nö/sy)