'Kadınlar sendikal eğitimde eşitlik istiyor'

21:06

JINHA

İSTANBUL- "Kadın, emek, özgürlük" panelinde konuşan Dr. Gaye Akyol, "Kadınlar en çok ücretlerinin kesilmediği doğum izni istiyorlar. İkinci olarak sendikal eğitimde eşitlik istiyorlar" dedi.

AKA-DER Kadın Faaliyeti "Kadın dayanışmasını büyütüyor, emeğimizi ve yaşamımızı özgürleştiriyoruz" şiarıyla "Kadın, emek, özgürlük" paneli gerçekleştirdi. AKA-DER Kadıköy Şubesi'nde gerçekleştirilen panele Boğaziçi Üniversitesi'nden Dr. Gaye Yılmaz, emekli fabrika işçisi Pirman Hacıbektaşoğlu ve AKA-DER Kadın Faaliyeti'nden Ayça Tezerişir konuşmacı olarak katıldı. Panelde, kadın emeği, kadın emeğinin sömürülmesi ve kadın örgütlenmesinin gerekliliği üzerinde duruldu.

'Kadın emeği kapitalizm ve ataerkilliğin sömürüsündedir'

Kapitalizm ve ataerkilliğin kadın emeği üzerindeki etkisine dikkat çeken Dr. Gaye Yılmaz, son dönemde torba yasa olarak meclise sunulan "Özel İstihdam Büroları"nı eleştirerek kriz dönemlerinde kadınların emeğinin hiçleştirildiğine ve evdeki cinsiyet rolüne göre kanunların çıkarılmaya başlatıldığına vurgu yaptı. Bu durumun muhafazakar iktidar dönemlerinde çok daha belirgin olduğunu söyleyen Gaye, "Özellikle kriz dönemlerinde kadının çalışması bir seçenek değil bir zorunluluk oluyor. Kadınların, 'ne iş olsa yaparım' hali devreye giriyor" dedi.

'Kapitalizmde özel hayat yoktur'

"Kapitalizmde özel hayat yoktur. Çocuk sayınıza karıştığı an devlet yatak odanıza girmiştir" diyen Gaye, kadınların giyiminden gülümsemelerine kadar her şeyin muhafazakar iktidar tarafından belirlendiğini kaydetti. Küresel Emek Üniversitesi için yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarını paylaşan Gaye, "Kadınlar sendikaların toplu sözleşme süreçlerine neden katılmıyor?" sorusuna kadınlardan, 'sendikalarımız demokratik olmadığı için dahil olmuyoruz' cevabını aldığını söyledi.

Çalışan kadınların en çok ne istediklerine dair araştırma yapan Gaye, "Kadınlar en çok ücretlerinin kesilmediği doğum izni istiyorlar. İkinci olarak sendikal eğitimde eşitlik istiyorlar" dedi. Kadınların tercihini belirleyen nedenin evdeki cinsiyetçi roller olduğuna değinen Gaye, sendikaların çalışan kadınların sorunlarını gidermeye yönelik hiçbir faaliyet yürütmediğini ve toplumsal cinsiyetçiliğe karşı bir çalışmalarının olmadığını dile getirdi.

'Örgütleyebilmem için hayatlarına dokunmalıydım'

Ardından söz alan emekli fabrika işçisi Pirman Hacıbektaşoğlu ise iş deneyimlerini anlatarak, kadının emeğinin bir yandan evde diğer yandan iş hayatında sömürüldüğünü belirtti.

Çalıştığı fabrikada örgütleme yapan Pirman, o dönemi şu şeklide anlattı: "Örgütleyebilmem için onların hayatlarına dokunmam gerektiğini gördüm. İşveren bütün hakları verdiğini düşünerek iş yerine sendikanın asla giremeyeceğini söylüyordu. O dönemde yürüttüğümüz sendikal faaliyetlerde kadının gücünü gördüm. Bu örgütlülük evlerine de yansımıştı. En kararlı duruşu sergileyenler kadınlardı. Faco ilaç fabrikasında yapılan eylemler etkili oldu. Fabrika işgalleriyle mücadele iyi bir noktaya geldi."

'Kürdistan'da ki kadın direnişiyle örgütlenmeli'

Kadın emeğinin özgürleşmesi ve kadının kurtuluşu üzerine sunum yapan Ayça Tezerişir, zor dönemden geçildiğini, emperyalistlerin ve devletin kirli bir savaş yürüttüğünü belirterek, bu savaşa en çok ana akım medyanın eril dilinin hizmet ettiğini aktardı.

Kadın üzerindeki bütün katliam ve sömürü sisteminin aynı zihniyetten beslendiğine işaret eden Ayça, Rojava Devrimi'nin ve Kürdistan'da direnen kadınların öz savunmalarının bu eril zihniyeti korkuttuğunu ifade ederek yine kadınların ancak güçlü bir örgütlenmeyle bu süreci aşacağına vurgu yaptı.

Ayça son olarak kadınlara yaklaşan 1 Mayıs mitingine katılmaları konusunda çağrıda bulunarak konuşmasını sonlandırdı.

(ce-öç/ck/dk)