JINHA

ŞIRNEX - Cizre'de devletin 79 günlük 'sokağa çıkma yasağı' nedeniyle evde doğum yapmak zorunda kalan Sure Gabak, doğum sonrası hastaneye götürülen çocuğunu bir daha göremedi. Çocuğunun sadece ölüm haberini alan ve mezarını dahi göstermeyen devlet güçlerine dava açacağını söyleyen Sure, "Bu vahşeti bana yaşatanlardan davacı olacağım" diyor.

Şırnak'ın Cizre ilçesinde devletin uyguladığı soykırım saldırıları nedeniyle yüzlerce sivil yurttaş katledildi, yüzlercesi yaralandı, çok sayıda ev ve işyeri kullanılamaz hale geldi. Devletin saldırıları sırasında birçok hak ihlalinin yaşandığı Cizre'de, katledilenler de ailelerinden habersiz kimsesiz mezarlığına defnedildi. 79 gün süren 'sokağa çıkma yasağı'nda çocuğunu kaybeden ve çocuğunun mezarını dahi bilmeyen Sure Gabak da bunlardan biri. Yaşananlara tepki göstere Sure, "9 ay boyunca karnımda taşıdığım ve gelmesini dört gözle beklediğim çocuğumu bana göstermeden sessizce gömdüler. Bu ne tür bir vicdandır?" diye sordu.

'Yasak nedeniyle evde doğum yaptım'

Cizre'de 'sokağa çıkma yasağı' konduktan iki hafta sonra doğum sancılarının başladığını kaydeden Sure, sonrasında yaşananları şöyle aktardı: "Evdekiler de ambulansa haber verdi. Fakat yasaktan kaynaklı ambulans gelemedi. Başka ambulansa haber verdik. O gelene kadar evde doğum yaptım, ama çocuğumdan ses çıkmıyordu. Ambulans gelince yaşadığını söyledi ve alıp gittiler. Ben çocuğumla hastaneye gidemedim. Çünkü o gece çatışma çok yoğundu. Yanında kalacağım 4 çocuğum daha vardı. Bende onları yalnız bırakamadım. Çocuğum bir gece hastanede kaldıktan sonra sabah öldü. Çocuğumun cenazesini de vermediler."

'Bana ve çocuğuma saygısızlık'

Doğumdan sonra hastaneye götürülen çocuğunu bir daha göremediğini kaydeden Sure, "Çocuğumu görmek istedim ancak izin vermediler. Tam 3 ay boyunca çocuğumun cenazesini vermediler. İki defa gitmeme rağmen yüzünü görmeme müsaade etmediler. Bir gün hastaneye gittim ve polislere çocuğumu görmek istediğimi söyledim. Polislerin bana verdiği cevap '3 ay boyunca çocuğunu görmemişsin 2 ay daha dayanırsın' oldu. Bu ne biçim bir zorbalıktır. 9 ay karnımda taşıdığım çocuğuma ve bana büyük saygısızlıktır" diye belirtti.

'Çocuğumun mezarını dahi bilmiyorum'

Sure, ölen çocuğundan ona sadece en son doktor kontrolüne gittiğinde çektiği ultrasyon kağıdının kaldığını belirtti. Çocuğunun bir mezarının olmadığını belirten Sure, "Polisler her seferinde bir bahane ile beni oyalıyordu. Çocuğumun yüzünü görmediğimi bakarsam da tanıyamayacağımı söylediler. Bir hafta sonra gittiğimde belediyeye teslim ettiklerini söylediler. Ve ben bu saate kadar da çocuğumu ne gördüm ne de mezarını biliyorum" diye kaydetti.

'Davacı olacağım'

Yaşadığı vahşetin hesabını soracağını ve başka ailelerinde çektiği acıyı çekmemesi için davacı olacağını söyleyen Sure son olarak şu ifadelerde bulundu: "Bu vahşet karşısında sessiz kalmayacağım. Çocuğuma bunu yapanlardan şikayetçi olarak dava açacağım. Benim canım yandı başka annenin canı yanmasın. Buradan bütün insan hakları savunucularına sesleniyorum. Açacağım bu dava da bana yardımcı olsunlar."

(aı/mg)