Mücella Yapıcı: Sur için halkın direnmekten başka yolu yok
18:01
JINHA
AMED - 'Sur Acele Kamulaştırma-Mülksüzleştirme' konulu panelde konuşan Mimarlar Odası Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı, alınan tüm kararlara karşı halkın mücadeleden vazgeçmemesi gerektiğini belirterek, "Çünkü halkın mücadele ve direnmekten başka bir yolu yok" dedi.
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Sur İzleme Komisyonu tarafından "Sur Acele Kamulaştırma-Mülksüzleştirme" konulu panel düzenledi. Şube binasında düzenlenen panele konuşmacı olarak Mimarlar Odası Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve Mimarlar Odası Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Danışma Kurulu Av. Can Atalay katıldı. Moderatörlüğünü Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın'ın yaptığı panele mimar, ekolojist, hukukçuların yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
'Mülkiyet adı altında şehirler ranta peşkeş çekilecek'
İstanbul Sulukule'de "Kentsel Dönüşüm Projesi" adı altında yapılan istimlakı hatırlatan Mücella Yapıcı, Sur'un da bu şekilde kamulaştırılmaya çalışıldığını söyledi. 1980 darbesiyle birlikte belli kararların alındığına dikkat çeken Mücella, "Bu kararlardan biri de mülkiyet adı altında şehirlerin ranta peşkeş çekilmesidir. Bu kararda ilk kez 1999 Marmara Depremi'yle birlikte uygulanmaya başlanarak, şehir o dönemde ranta peşkeş çekildi" dedi.
'Direnmekten başka yol yoktur'
Sur, Cizre ve Silopi'de deprem manzarasıyla karşılaştığını ifade eden Mücella, "Sanki oralarda bir deprem yaşanmış ama bu sefer doğal süreçlerle değil, devlet eliyle o bölge ranta peşkeş çekildi. Ancak alınan tüm kararlara karşı halkın mücadeleden vazgeçmemesi gerekir. Çünkü halkın mücadele ve direnmekten başka bir yolu yok" ifadesinde bulundu.
'Sur sit alanıdır'
Riskli alan ilan edilen bölgenin sit alanı olduğunu ve böylesi bir bölgede riskli alan uygulamasının gerçekleştirilemeyeceğinin altını çizen Can Atalay ise "Yargılama konusu Sur içi bölgesi kentsel sit alanıdır ve bu alanda kamulaştırma yapılabilmesi için 2863 Sayılı Kanun'un 15'inci maddesinde öngörülen koşulların yerine getirilmesi zorunludur. Açıklanan tüm bu nedenlerle anılan idari işlem yok hükmündedir" şeklinde konuştu. Davalı idare tarafından yapılmış ve bölgenin "afet riskli alan" ilan edilmesini gerektirecek, jeolojik yapıya yönelik analiz ve tespitin bulunmadığına dikkat çeken Can, bunun yanı sıra, kanunun tanımladığı biçimde riskli yapıların tespitine dair bir çalışma da yapılmadığını kaydetti.
'Bazı parsellerin işlem dışı bırakılması bizde ciddi şüphe uyandırıyor'
Yargılama konusu işlemde acelecilik hali ve bu hali gerekli kılan koşulların açıklıkla belirtilmediğini aktaran Can, "Oysa bu türden bir yetkinin kullanılmasının nedenleri her somut olayda gerekçesiyle birlikte açıklanmak ve söz konusu yetki anılan çerçevede kullanılmak durumundadır. Öte yandan, yargılama konusu işlemin yasada öngörülen yetkinin başka bir makam ya da idari otorite tarafından kullanılması sonucunu doğuracak ve yetki devrini içeren unsurlar içermesi de açıkça hukuka aykırıdır" diye belirtti. Kamulaştırılan alanlardan bazılarının işlem dışı bırakıldığını belirten Can son olarak şunları belirtti: "Bu parsellerin ne amaçla acil kamulaştırma dışında bırakıldığını açıklamamıştır. Tesis edilen işlemde eşit davranılmadığı kanısındayız. Bu durum gerek diğer vatandaşlarda gerekse de müvekkilde ciddi şüpheler uyandırmaktadır."
Panel soru ve cevap bölümünün ardından sona erdi.
(mg)